Neden?
Konuşmak ihanet midir yoksa? Neden konuşunca hain ilan edilir insan? Bir nedeni var mı ihanetin? Nedensiz sevilemez mi insan?
"“Bir roman yazmak, çoğu zaman düşmanlarını görmekten daha fazlasını görenlerin en büyük cezasıdır.” – Umberto Eco"
"“Bir roman yazmak, çoğu zaman düşmanlarını görmekten daha fazlasını görenlerin en büyük cezasıdır.” – Umberto Eco"
Siz ey ceketi düğmeliler! Bu köleliğiniz bizi esir alır mı sandınız?
Sade kahvemin son yudumunu alırken, herkesi tekrar inceledim. Masadaki kürdan kadardı şişmanlıkları, yada ben çoktan ateşe vermiştim tüm komedi tahtalarını...
Kendinizi bir hiç gibi hissettiğinizde her şey olabilir, her şey gibi hissettiğinizde bir hiç olabilirsiniz!
Edebiyatta, şiirde, siyasette, ekonomide birileri emeksiz ve tersiz bir yerlere oturdu. Bu yerde bizim de bir yerimiz yok mu?
Akvaryumlara gıcığım abi… Böyle dünyadan izole izole çimiyorlar ya içinde kılçıksızlar…
Isıtan buzdolabı + kirleten çamaşır makine sı + toz serpen elektrik süpürgesi = buda 3 ü bir arada nın ‘’ kısmetsiz bedevi mönüsü ’’ dür ..
Hayatın kimliğine dair bir deneme.Onun dilinden anlamak onu tanımak için bir ipucu var:ZAMAN....Zaman açtırıyor açmayan çiçekleri;zaman konuşturuyor hiç susmayan yürekleri...Bu yazıda hikayesi dinlenilen bir dost var.Ancak cümleler tamamen bana ait.Canım arkadaşımın bugün doğum günü.Onun bu mutlu gününü yürekten kutluyorum...
“…..yazdıklarınızı göndermek istemiyorsunuz bana öyle mi? İnanmıyorsunuz bana öyleyse. Kafamda yarattığım kadını sarsar mı sandınız? ...”\* Franz Kafka
Ağaçlara baktığınızda yeşili göremiyorsanız , yaşamanın ne anlamı var ki?
Ne soyumuzu biz seçiyoruz, ne ırkımızı, ne dilimizi, ne bedenimizi, ne zekâ seviyemizi, ne yeteneklerimizi. Bir çadırda doğabilirdik ya da Afrika’daki bir yam yam kabilesinde. Allah, aklımızı, servetimizi, makamımızı, çocuğumuzu, güzelliğimizi, yeteneğimizi, sağlığımızı alıverse, onları tekrar bize kim verebilir?
Zaman akıp gidiyor kendi mecrasında. Fakat bizler bu akışta pek çok şeyin farkına bile varamıyoruz. Çünkü ayrıntılara takılıp kaldığımız için gerçekleri göremiyoruz. Zaman, hicrete mahkûm hayatları menziline taşıyor. Her gün fark etmesek de gönül dünyamızda hicretler yaşıyoruz. Zira hicret sadece bir yerden bir yere maddeden göçmek değildir. Mana
belki komik gelecek ama, daha uzun yazılar yazabilmek için tavsiye bekliyorum...