Çağdaşlık ve Engelli Olmak!
Özürlüler İdaresinin yaptığı bir araştırma sonuçlarına göre Türkiye’deki engelli vatandaşlarımızın %65’i tanımadığı kişilerin alay, aşağılama vb davranışlarından şikayetçiymiş.
"Yazarlar, kelimelerle savaşır; okurlar ise kahrolasıca kazanır." – Mark Twain"
"Yazarlar, kelimelerle savaşır; okurlar ise kahrolasıca kazanır." – Mark Twain"
Özürlüler İdaresinin yaptığı bir araştırma sonuçlarına göre Türkiye’deki engelli vatandaşlarımızın %65’i tanımadığı kişilerin alay, aşağılama vb davranışlarından şikayetçiymiş.
Artık öyle küçük çocuğun elindeki şekeri alıp ağlatma eylemine bile gerek yok, şöyle karşıdan baksanız ama içinizden alırım bak şekerini diye düşünerek, o bile yetiyor ağlatma eylemi için. Sonra ağlayan çocuğun ilk önce annesi anlıyor çocuğunun elinden şekerini almayı düşündüğünüzü, sonra anne babaya bir bakışla anlatıyor olanları, baba
balıklardan birinin, beyninin sürüde birliği sağlayan tepilerin odağı olan ön bölümü çıkarılıp da yeniden sürünün içine bırakılınca, genel olarak tıpkı türdeşleri gibi davranır, yalnız eskiden olduğu gibi sürüden ayrılmaya özen gösterecek yerde, canı nereye isterse oraya gitmeye, bu arada, tüm sürü de onu izlemeye başlar...
Hiçbir insan, kimlerin çocuğu olarak nerede ve ne zaman doğacağını seçmez. İstese de seçemez. Gerçek böyleyken, insanın nereli olduğu, rengi ve kökeni hata olamaz, olmamalı. Suç, hiç olmamalı. Teorik olarak bu yaklaşımı doğru bulanlar çoğunluktadır.
Bir mutluluk köşemiz olmalı ve bu köşemizde yalnız kendimiz olmalıyız. İçinde sevgi çiçekleri olan hayal kurduğumuz bahçemizi, baharın çiçekleri ile donatmalı, ruhu o çiçeklerin kokularıyla doldurmalıyız.
Bu gün yapılanın, yarın beğenilmemesi ilerlemenin en önemli nedenidir. ( Oruç Babadan Aforizmalar-17)
Elbette, birlikten kuvvet doğar; ancak her birlik, gönüllü birliktelik anlayışıyla ve özgürce alınmış kararlarla oluşursa çok daha anlamlı ve çok daha uzun soluklu bir birlik olur.
-Sende olanları neden başkalarına veriyorsun?Bilgilerin sende kalsa daha iyi olmaz mı?
\- Bir mum diğer bir mumu tutuşturmakla, ışığından bir şey kaybetmez.
Son söz:Ekmeklerini çöpten çıkaran bu insanlarımızın o öpülesi kirli elleriyle verdikleri yaşam mücadelesini takdirle karşılıyorum ve onları saygı ile selamlıyorum.
Bugünlük de bu kadarEleştirdiğim kuyuya kendim düşmeyeyim ne olur ne olmaz. Ne diyor (Oruç Babadan Aforizmalar-15)te: Seni birisi konuşturana kadar sus, ama seni birisi susturana kadar konuşma!.
Peki ne olacak bu ilçenin hali; ne olacak bu çocukların durumu? İlçe de, çocuklar da sahipsiz olmuş olmuyor mu? Bunları, şimdi kendimize dert edinmezsek, yarın hepimizin başına dert açacaktır. Hiç kimse bu konuya duyarsız kalamaz veya kendini sorumsuz göremez. Bu güzelim ilçe hepimizindir ve hepimiz çare aramakta ve
Bazen, benim bile duymak istemediğim sözcükler dökülür dudaklarımdan. Siz buna ‘dilin keskinliği’ diyebilirsiniz ama asla art niyet taşımam, kin hiç gütmem; ne varsa dilimin ucundadır benim. Dilin keskinliği, bir anlık öfkenin zehriyle bütünleşince şalterlerim atar, özene bezene yaptığım gönül saraylarına bir tane kor, yerle tuzla-buz ederim.
Türkiye TVlerinde oynatılan sözde Gençlik dizileri, aslında sistemli olarak, gençliği hedeflemekte ve onları dejenerasyona uğratmayı amaçlamaktadır.
Benim anlamakta güçlük çektiğim,hukuk dışı olmayan,dikkat çekmeye,ikaz etmeye,katılmadığını,onaylamadığını ifade edecek tepkiler niye gösterilmiyor?
Buda insanların programlanmaya açık olduklarını gösterir. Sevgi ,ihanet, nefret, saygı… gibi duygular kopyalanıp yapıştırılabilir, bir insanı melek yapmak kadar şeytan yapmakta yine bir başka insanın elindedir
Lise sınavlarındaki 69.’luk ile üniversite sınavındaki 80.’lik kara bir leke olarak olduğu yerde duruyor (m)arka şehir Gaziantep adına… 80. sırada Gaziantep, 81.sırada Şırnak… Moralimizi çok da bozmaya gerek yok, başlıkta da vurguladığımız üzere ne de olsa “Ötesi Şırnak…”