O Karede Ne Vardı?
Yazar Muhammed Can'ın kaleminden küçük bir fotoğraftan çıkarılabilecek dersler...
"Yazmak, kelimelerle dans etmektir; ama bazen kelimeler dansı bırakır, sadece size gülüp kaçarlar." — Franz Kafka"
"Yazmak, kelimelerle dans etmektir; ama bazen kelimeler dansı bırakır, sadece size gülüp kaçarlar." — Franz Kafka"
Yazar Muhammed Can'ın kaleminden küçük bir fotoğraftan çıkarılabilecek dersler...
Avrupa Parlamentosu, Ermenistan ve Ermeni Apostolik Kilisesi insanların beyin tembelliğini gördükçe her istediğimizi yapabiliriz, sürekli tekrarlanan yalanlara sonunda herkes inanır diyen önderleri ve akıl hocaları Nazilerin Propaganda Bakanı Göbbelsin yolundan gidiyorlar.
Şarkılarını yoksul halkı için söyledi Victor Jara... Gitarının tınılarını, halkına ve ülkesine adadı. Açlığa, yoksulluğa, emperyalist sömürüye, barışa adadı kendini... Müziğin yanısıra, tiyatroyla, folklarla ilgilendi, üllesinin kültürüyle yoğruldu, sesiyle, sözüyle, gitarıyla evrenselleşti Jara.
Deprem kuşaklarında olan ülkelerde ölümcül, yıkıcı sonuçlar olur. Önceden sağlam önlem alınmazsa can kaybı, yıkım artar.
Akıl tutulması için önce kiraya verecek ya da satacak bir akıl olmalı ortada... Tabi bunu kim satacak ve kiraya verecek ise o da hemen çıkmayacaktır ortaya. Gazeteye ya da dergilere de ilan filan vermeyecektir, beklemeyin böyle şeyleri... Akıl vicdan ile cüzdanın arasına sıkışmaya görsün ay gibi, güneş gibi
Uludağ Universitesinde eğitim gören oğlum anıl cemalin yarıyıl tatilini anlattım
Uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletler Soykırım Sözleşmesi kapsamında bir olayın veya eylemin soykırım tanımına girmesi veya soykırım sayılabilmesi için edimsel eylemin (actus reus) yanı sıra, amaçsal ögenin (dolus specialis) de var olması gerekmektedir. Tehcirde böyle bir öge yoktur.
hatay yaz yaz bitmez bir kültür birikimine sahip. bir dünya kenti. korunmaya muhtaç bir müzekent. lültür sanat alanından ziyade sadece lezzetleriyle yemek kültürüyle öne çıkması, ne derece yerinde bir durumdur, tartışılmaya değer bir konudur.
Kurtuluş Savaşı, aklı erenler için dünyada emsali görülmemiş milli bir mücadeledir. Kendimi, hali hazırda aklı erenlerden biri kabul ettiğim için, Kurtuluş Savaşını kesin bir zaferle taçlandıran Başkomutanlık Meydan Muharebesinin değeri ve bunun; 30 Ağustos Zafer Bayramı olarak kutlanması benim nazarımda daha farklı.
“Bornage’daki korkunç kış mevsiminde durmadan eskiz çizdim. Eskiz fabrikası gibi çalıştım. Mesela şu süpürgeli kızı tam beş kez, tohum eken adamı üç kez çizdim. Beğenmezsem bir daha çizerim. Gözlerimi eğitmem gerek. Perspektife daha çok çalışmalıyım. Çalışmalıyım. Çizgilerim daha keskin olmalı. Bir çizdiğimi bir defa daha çiziyorum. Bazen aynı
Oyunda içinde yaşadığımız düzenin yanlış işletilmesi eleştiriliyor. Dönen çarkın nasıl döndüğünü, sağlıksız bir döngünün içinde olduğumuz anlatılıyor. İnsanların zayıflıkları, geçmişteki yaşananlar, insanların görevlerini nasıl kötüye kullandıklarını ve bunun ortaya çıkardığı olumsuz etkiler ele alınıyor.
Hiç gecikmeyeceksin
Öcünü almasına aracılık edeceksin.
Bulmak istediği ne varsa, O´na
Getireceksin.
Nasılsa unutmuştur mutluluğun