Tanrı'yı Ağlatan Fahişe (2. Bölüm)
Ne mutludur suçsuz bakire dostları
unutulan dünyada dünyanın unuttuğu...
"Yazmak, aslında, insanın kendi beynini, okuyucunun gözleri önünde, kibarca kusmasıdır." - Dorothy Parker (Kurgusal)"
"Yazmak, aslında, insanın kendi beynini, okuyucunun gözleri önünde, kibarca kusmasıdır." - Dorothy Parker (Kurgusal)"
Ne mutludur suçsuz bakire dostları
unutulan dünyada dünyanın unuttuğu...
Amacım anlamak, anlaşılmak, yazmak için düşünmenin kazandırdığı farkındalıktan yararlanmak, insan olarak yeryüzüne kendimden birşey vermek ve benzerlerime ulaşmak.
Aska susayanlar icin, aglamak isteyenler icin ,hala mucizelerin var oldugunu bilmek isteyenler icin ve bu kadarda olmaz dedirtecek bir hikaye.........
Her şey ezelde başladı...Yedi kat yukarıda oturduğum yerden aşağılara baktım ve "Karar verdim, dedim. Aşağıya inmeye gönüllüyüm." Bildiğim her şeyi unutacaktım. Göklerdeki evimi, nereden geldiğimi, kim olduğumu, her şeyi.Yalnızca bir tek şeyi hatırlayabilecektim: Sevgiyi...
Kahramanımız bir devrimcidir, devrim yolcusudur. Devrimci Yol’cu değil. Burada aslında bu devrim yolcusunun, Nasıl bir devrim? Nasıl bir insan? Ve nasıl bir insanla devrim? Gibi sorulara yanıt arama serüveni anlatılıyor. Devrim öncesi, anı ve sonrasına dair soruları, sorunları ve asıl olan eylemleri var. Ofir aslında ulaşılan değil ulaşılması
Hayat bir takım oyunu, tıpkı futbol gibi; insan bu maçta kendisine bir yer edinmeli mutlaka; ister seyirci ister oyuncu olarak.
İnsan nasıl topluluk oldu? Küreselleşmenin başlangıcı. Bu yalnızca bir bölüm.
Dev bir otomatik solucan... Kıvrılıyor, kollara ayrılıyor ama ilerleyemiyor. Sıcaktan asfalta yapışmış sanki.
Aynı cümleler dökülüyordu ağzından ve buna engel de olamıyordu zaten. Akşamın sessizliği ve karanlığı daha yeni yeni çöküyordu yaşadığı şehrin üzerine…
bir iç hesaplaşma değil bu. sadece insanin kendidi keşfetme esnasinda karşilaştiği tuzaklardan ayiklanma çabasi..