• İzEdebiyat > Deneme > İlişkiler |
541
|
|
|
|
her aşk esasında bir tek kareye sığmakta demişlerdi bir kez. Geçmişe dönüp baktığınızda aklınızda kalan tek bir sahneden başka bir şey değildir |
|
542
|
|
|
|
Veda ve vedalaşmaya;ayrılık ve kavuşmaya perspektif bir bakışın tesirlerinin anlatımı... |
|
543
|
|
|
|
“ Seni mahvedeceğim” dedi büyük salatalık.
“ Asla beni yıldıramazsın, açın küçük salatalıkların üstlerini, biz de yaşamak istiyoruz. “ diye bağırdı küçük olan.
|
|
544
|
|
|
|
Vaziyet özeti, anlamanın belirtimi, geç kalınmıştı epey... |
|
545
|
|
|
|
Kişiler çocukluktan ergenliğe geçiş aşamasında kendi kimliklerini aramaya başlıyorlar. Bildiklerinin zıtlarını öğrenip, karşılaştırmak ve kendi doğrularına ulaşmak istiyorlar. Çocuklukta tanrı ve tanrıça olarak gördükleri anne ve babalarının doğrularına ulaşma isteği içlerinde yer alsa da, -çoğunlukla alışkanlıktan gösterilen- bireyselliğe saygıdan uzak davranışlar yüzünden ergenler, kendileri olabilmek için, onlara ters düşünceleri konuşup, onların doğrularına uymayan davranışlarda bulunuyorlar. Ergenler hem kendilerine model aldıkları kişiye benzemek, hem de onlardan farklı olmak istiyorlar. Bunun yolu da çatışmalardan geçiyor.Ergenin kendi kimliğini bulabilmek için çatışmalarını yaşayarak çözmeye ihtiyacı var. Ebeveynler, belli bir yaşa gelmiş, bilgi, birikim, deneyime sahip ve kişiliklerini oluşturmuş kişiler. Çocukları için her zaman en iyiyi istiyor ve kendi bildiği doğrular doğrultusunda, çocuklarının en iyiye ulaşmalarına yardımcı olmak istiyorlar. Yaşadıkları olumsuz tecrübeleri, çocuklarının yaşamamasını istiyorlar. Bu nedenle kendi doğrularını çocuklarına kabul ettirmekte ısrarcı olabiliyorlar.Israrlar ve yaklaşım yüzünden ergen kendisine saygı duyulmadığını düşündüğü, hissettiği zaman, söylenenin anlamı, içeriği yerine söyleniş tarzı genci etkilediği için bilginin doğruluğu geçerliliğini gencin gözünde yitiriyor. İki tarafda haklıyken, haksız konuma düşürüldüğünü düşündüğünde ve hissettiğinde uzlaşmanın temeli olan birbirini anlamanın önüne bir set çekilmiş oluyor.
Aslında, iki tarafında birbirinden beklediği saygı ve kendileri olduklarında da sevildiklerini hissedebilmek. Ve ailelerin kendi ailelerinden bildikleri, bekledikleri koşulsuz itaat ve her zaman kazanma hakkının kendilerinde olduğu inancı, iki tarafında kazanmasını sağlayacak davranışları arama isteğine ket vuruyor.
|
|
546
|
|
|
|
Ben de bir bayanım; lakin,fakat,ama,mamafih... İşte böyle ! |
|
547
|
|
|
|
Çok acıyor içim bunları yazarken düşünürken. Çok direndim ben çok…Ama olmadı.
|
|
548
|
|
|
|
Kalbindeki cennette çalan iki notalık tınının eşliğindeki dansın coşkusuyla, daha yükseklere uçarsın ve sevgi sarhoşluğuyla sızar kalırsın. Bir süre sonra uyandığında içindeki perdeler yanar ve bir masal ya da bir öykü bitiverir en olmadık yerde. |
|
549
|
|
|
|
madem sevmek buymuş sonu ayrılıksa eğer son çare kefenini vereceksin ona hediye... |
|
550
|
|
|
|
Yola gidebilir, yoldan gelebilir insan. Şehirlerarasında tüketebilir ömrünün yirmili yaşlarını, bazen de tamamını. Gün geçtikçe uzaklarda çoğalan özlemle baş edemeyebilir. Kendi samimiyetsizliğinden bihaber, özür dilercesine geri dönebilir.
‘Ayrılık, bedensel uzaklıktan ibarettir’ şekeriyle kandırmaktan vazgeçebilir sevdiklerini. Geri dönebilir. |
|
551
|
|
|
|
DENİZ KIZI VE BALIKADAM... |
|
552
|
|
|
|
- Gerçek sadece fotoğraflarda görünmeyen, ama değiştiğini bildiğimiz her bir şeyin öldüğü ise, yaşam denen kabuğun içinde kalan sadece çekirdek midir ?Ölümden değil, yaşamdan korkmak lazım o halde; onun için cesaret ister asıl…. |
|
553
|
|
|
|
Henüz hayat arkadaşım karşıma çıkmadan önce kaleme alınmış bir iç döküştür.... ve ilk evlilik yıldönümümüze az bir zaman kala tekrar elime geçti ve beklentilerimden çok daha fazlasını bulduğumu gözlerim yaşararak düşündüm ve bu yazı ilk yıl dönününüzde be |
|
554
|
|
|
|
Çünkü onlar sevmeyi hiç bilemediler...
|
|
555
|
|
|
|
"Dosta dostun zahmeti ağır gelir mi? Zahmet içtir, ruhtur. Dostluksa onun derisine benzer. Dostluk nişanesi beladan, afetlerden, mihnetlerden hoşlanmak değil midir? Dost altın gibidir. Bela da ateşe benzer. Halis altın, ateş içinde saf bir hale gelir."-Mevlana- |
|
556
|
|
|
|
Bakiyorum cevremdeki yasantilara uzaktan. Hep aldatilan kadinlarin hikayesi var. Hep erkeklerin nasil sevmesi gerektigini, asklari icin kadinlarin neleri feda ettiklerini ve hep erkeklerin zalimlikleri karsisinda nasil sevip te kaybettiklerinden bahsediyorlar. Bu yazilip cizilenlere inanmiyorum. |
|
557
|
|
|
|
Zamansız olduğuna inanmıştım oysa herşey gerektiği anda meydana gelirmiş... |
|
558
|
|
|
|
Tanrı’nın atölyesine bakıyorum sanki. Karşımda uhrevi bir tezgah, ne kadar sivri, geçimsiz kıvrım varsa benliğimde, törpüleyip yumuşatacağım bir işlik… Onun kırgınlığı keski, onun öfkesi balyoz, onun üzüntüsü mengene, onun aşkı ateş, onun sevg |
|
559
|
|
|
|
İlişki diye bişey yoktur aslında. Modern çağda ilişki denen şey bir tarafın ilgisini ve beğenisini karşıdakine itiraf edebilme safhasıyla başlayıp sonra ballandıra ballandıra nalatıp karşısındakini kandırmasıyla güçlenip ve taraflardan birinin diğerine.. |
|
560
|
|
|
|
Kötülüğe çağırırken şeytanın yaptığı gibi, arkadaşının ancak kendisine uyduğunda kurtuluşa ereceğini ve kendisinin doğru bir yol üzerinde olduğunu iddia eder. İnkara ve din dışı ahlaka davet ederken arkadaşına, onun iyiliğini istediği yalanını söyler. Kendisine inanan arkadaşını böylece mutsuzluğa sürükler.
|
|