|
• İzEdebiyat > Deneme > İlişkiler |
141
|
|
|
|
Hepimiz etkilenimlerimizin bütünüyüz. Bildiğimizi iddia ettiğimiz anda öğrenmeye karşı direnç göstermiş oluruz. Oysa karşımızdakinin söylediklerini iyi analiz etmiş olsak anlayabiliriz. Çünkü en doğru bilinenlerde dahi yanlışlar en yanlış kabul edilenlerde dahi doğruluk payları vardır. |
|
142
|
|
|
|
Biz hem düşlenen hem yaşanandık |
|
143
|
|
|
|
...öyle çok büyütmüşümki seni içimde şimdi ne yöne dönsem sana çıkıyor kaçmaya çalıştıkça sen duruyorsun karşımda... |
|
144
|
|
|
|
Kişi; başkalarını suçlamadan evvel hatayı kendisinde aramalıdır.
Çünkü;
Sevgiyi de saygıyıda tüketen kişinin kendisidir.
|
|
145
|
|
|
|
Dost sözcüğünün yakıştığı senden başka kimse yok benim için. Bazen seni kendim sanıyorum, kendimi sen... Ne güzel şey sana ‘DOSTUM’ diyebilmek |
|
146
|
|
|
|
Sörfçü, hayata dair kaygılanmayı kestiğin zaman, hayatın daha iyi gitmeye başladığını savunuyordu ki; bu durumda ben yüksek dozda "kaygı" seviyesiyle olayı baştan kaybetmiş bulunuyordum.Şu an öfke duygusuna da kapılmam yersizlikti ... |
|
147
|
|
|
|
Gönül Zenginliği bu başka bir şeye benzemez. Parasal zenginlikle kıyas bile kabul etmez. Bizim iş yerinde ki mahallenin bir Esma Ablası var. Arka sokaklarda barakadan bozma bir ev de oturuyor. Her gün düzenli olarak kedilere ve köpeklere mama getirir. Bulur buluşturur ve o mamaları sokak aralarında önce kedilerin bir müddet sonrada köpeklerin önüne serer. |
|
148
|
|
149
|
|
|
|
Hiçbir kadın hiçbir sözü doğru söylememiştir, söyleyemeyecektir. Açık ve basittir; kadınlar doğru sözü unutalı bilmem kaçbin aşk yılı oluştur. Sadakatsizlik; kadınların kendilerince yaşadıkları geleneksel bir bayramları ve erkeklerin günah saydığı kavramları olmuştur. |
|
150
|
|
|
|
Hayat şıklardan ibaret değildir. Ama hayata dair şıklar oluşturur insanlar.Bu şıklardan doğrular ve yanlışlar üretir.Ömürboyu bir yanlışı yaşadığı da bir yanlışa tüm doğruları teslim ettiği de olur.Çünkü topu topu bir yaşamı olacaktır.Ve geriye baktığında olanlara tecrübe diyecektir. |
|
151
|
|
|
|
- Bizim Amcanız Key aldı mı, almadı mı? -
|
|
152
|
|
|
|
Mülakat sınavlarını kabul etmiyorum. Tanrılara inanıyorlarsa bu bir kul hakkıdır. Ve ben asla hakkımı helal etmiyorum. Hakkımı helal edersem cennetin kokusu bile haram olsun. |
|
153
|
|
|
|
Sen zaten beni hic sevmedin diyordu… Aslinda sevmistim, cok sevmistim hem de. Sevmenin rolu olmaz ki bir kere… Bu kadar zaman gecmesine ragmen hala bunu anlayamamasina sasiriyorum. |
|
154
|
|
|
|
..Alkole batırılmış Esra cümleleri ile şişe çektiriyorsun sırtına...annen yüreğine viks sürüyor, turuncu bir ıhlamur kaynatıyor, boğazına okunmuş tülbent sarıyorlar.....Kesmiyor!.... |
|
155
|
|
|
|
Bir gecelik kaçamak kuralları... |
|
156
|
|
|
|
cesaret, içimizde yer eden korkaklığı bitirip otoritesini elinden alan kalp atışlarının sayesinde değiştiğini gördüğümüz farklılığın adıdır. |
|
157
|
|
|
|
Unutuyoruz...Belki bilerek belki de bilmeyerek.Unutmamamiz gerekenleri zihnimizin arkalarına gömüyoruz. |
|
158
|
|
|
|
: Anlamlandırma arayışlarımdan birini, bölük börçük olsa da sizlerle paylaşmak istedim. Okuyan herkese çok teşekkür ederim.
Belki de insan sevilmekten çok, anlaşılmayı istiyordu..
George Orwell
Bazen, anlaşılma isteği bir tutku, yerine göre de saplantı olarak yer alabilir kişinin hayatında. Suç işleme nedeni, vaz geçme nedeni, kaçışın başlangıcı olabilir yerine göre de. Bizden bağımsız gibi görünen ne çok şey, bizim içimizde anlamını bulur aslında. Sadece bakarsak görürüz, ararsak onu buluruz, bakışlarımız başka yöne çevriliyse, onun girdabında dönüp durduğumuzu bilmeden dönüp dururuz olduğumuz yerde. Ruhumu özgür bıraktım, benliğim parmaklarımın ucunda, akıp geçen kelimeler zihnimden olduğu gibi dökülüyor kağıdın üzerine. Kendim ile paylaşmak niyetinde değilim şu an yazdıklarımı, her düşünceden, özgür ve azade, sadece, ben varım. Derken tıkandım, ben kelimesini ne çok önemsediğime takıldı aklım. Es verme zamanı…
* Düşündüğünüz,
Söylemek istediğiniz,
Söylediğinizi sandığınız,
Söylediğiniz,
Karşınızdakinin duymak istediği,
Duyduğu,
Anlamak istediği,
Anladığını sandığı,
Anladığı…
Arasında farklar vardır.
Dolayısıyla insanların birbirini yanlış anlaması için en az 9 ihtimal var.
Sylviane Herpin
Bilgelik; görmek istersek her yerde, tutup onu kucaklamak, sadece, bizim elimizde!
Var olmak mı, yok olmak mı, bütün sorun bu! Düşüncemizin katlanması mı güzel, zalim kaderin yumruklarına, oklarına, yoksa diretip bela denizlerine karşı dur, yeter! demesi mi?
Hamlet-William Shakespeare
Hayat görmek istediğinde, yeni ve güzel gelişmelere gebe. Her değişim içinde, en az bir fırsatı barındırır. Hayat, görmek, duymak, anlamak, yaşamak isteyenlerin yanındadır!
Sorular, sorgulamalar, yanıtı bulmaktansa, bazen, yeni sorulara kapı aralar. Kapıların aralanması iyidir, kapalı kapılar ruha ağırlık verir.
Kalın bir halat vardır, içi boştur elinde kalır. Bir de incecik bir ip vardır, seni en tepelere taşır. İp canbazının bazen, ipten düşmesi gerekir. Yerde mi ipte mi yaşayacağına, bir tek böyle karar verebilir.
**Usta sana hakikati veremez ama hakikate çağırabilir.
İçinde bir şeyi harekete geçirebilir.
Bir ateş yakacak süreç başlatabilir.
Gerçek sensin; yalnızca çevrende çok fazla toz birikmiştir.
Ustanın işlevi olumsuzdur: Seni yıkaması gerekir, böylece toz yok olur.
OSHO
“Olmak ya da olmamak; işte bütün mesele, bu.” dese de büyük üstad. Kendi isteğinin yönünde, var olmak ya da olmamak, dile getirdiğin ve uyguladığın farkına varıştır.
Not: Eğer bu konu ilginizi çektiyse, şayet henüz okumadıysanız Sayın Aysel Aksümer’in “Anlamaktan Ne Anlıyoruz” başlıklı yazısını, konuya farklı derin ve anlamlı bir pencereden bakmak adına okumanızı öneririm.
|
|
159
|
|
|
|
Seçimlerde sandıkların yavaş açılması ya da resmi yayın organı AA tarafından veri girişlerinin geciktirilmesi düşündürücü doğrusu. Umarım resmi ve tek haber ajansı AA bir açıklama yapar. |
|
160
|
|
|
|
sevdiklerinize değer verdiğinizi düşünüyorsanız , ihtiyacı oldukları zamanda yanlarında olmaktan kaçınmayın.Unutmayın ki, zamanında müdehale edilmemiş bir yara ömür boyu kanamaya mahkumdur. |
|
|
|