|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katılımı |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
Sevdalanalım
Orhan Bani
Şiir > Garip
Hadi, yine öyle bak seviyor gibi, yeniden yak yüreğimi
Kızarsın yüzüm, tutulsun dilim, bir garip olalım, sevdalanalım
Vakit çok mu geç, sevemezmiyiz, ağarmış saçlarımın suçu benimmi?
Varsın geçsin yıllar, ağarsın saçlarım, yine öyle bak, beraber yanalım
Pek bir şey söyleme, seviyorum deme, yıllar çok şey aldı, sözüm yok kendime
Ben yine suskunum, ben yine sensiz, bir nedeni yok, seviyorum nedensiz
Gönül had bilmiyor, yak ki yanalım, dö
[DEVAMI]
|
|
|
• İzEdebiyat > Deneme > Din |
221
|
|
|
|
Yüce Allah adeta Tekliğini vurgular gibi, her şeyi çift yaratmıştır. Bu, üzerinde derin düşünmemiz gereken bir özelliktir . Tüm bu çiftlerin/zıtlıkların yaratılış hikmeti ise aralarında kıyas yapabilmemiz, şükretmemiz ve güzel ahlaka yönelmemiz için birer vesiledir. |
|
222
|
|
|
|
Tanrı ve din adına hareket ettiğini iddia edenlerin yaptığı ilk iş, insanları, imanlı - imansız veya dindar-dinsiz olarak iki gruba ayırmak ve bu gruplardan ilkini kayırmak dolayısıyla bunları eşit haklardan yoksun bırakmaktır. Oysa, bu adalet olmadığı gibi bir toplumda benimsenmiş veya kabul edilmiş gibi görünen inançlar da her zaman üstün bir gerçeğin kanıtı değildirler. |
|
223
|
|
|
|
Bize üç ayların ilk ikisi olan Recep ve Şaban aylarından sonra Ramazanı da görmeyi nasip eden yüce Allah’a had ü senalar olsun. O’nun ilmi her şeyi ihata etmiştir. Rahmeti gazabına galebe çalmıştır. O’nun mübarek varlığının başlangıcı ve sonu yoktur. O hep vardı ve bundan sonra da hep var olacaktır. O’nun saltanatı iki cihanda da bakidir, varlığı ve hükmü zaman ve mekân ötesidir. O ki isterse yaşatır, isterse öldürür. Her şeyin fani olduğu bu dünya gurbetinde sadece O bakidir. Bütün güzellikler onun cemalinin eşyaya yansımış hâlidir. Rabbimizin azametini tasvir etmek müşkildir. Son söz ve mülk O’nundur. Onun içindir ki biz sadece O’na el açarız; yalnız O’ndan isteriz. Bütün güzelliklerin O’ndan geldiğine inanırız.
|
|
224
|
|
|
|
İmtihan için yaratılan olaylarla yüzleşme zamanlarında sabır ve tevekkül gösterir. Bıçak bedene saplanır, acıyı ruh çeker; insan tam tevekküllü olursa acı duymaz. ‘Maddeye olan bağımlılıktan’ kurtulup Allah’a yakın olduğunda insan, tüm sınavlarını nezaket ve sabırla karşılar. |
|
225
|
|
|
|
Torun dedesine sorar: “dede insan ömrü ne kadar?” dede cevap verir. “bir ezanla bir namaz arası.” Torun bir anlam veremez dedesinin cevabına “nasıl yani?” der. Dede açıklar: “bak yavrum, insan doğunca ilk iş kulağına ezan okunur, ölünce de son iş olarak ona namaz kılınır, işte insanın ömrü bu ezan ve namaz arasıdır.”
|
|
226
|
|
|
|
Bizim söylediklerimiz gönlümüz gibidir.
Güvenelim hislerimize, bitmeyen umutlarla bakalım geleceğe...
Bitmeyen bir öğreniştir vâr oluşlarımız, fani hayatta ve cennette. |
|
227
|
|
|
|
... bu denli üstünlükleri bulunduğu halde;
Neden korunma ihtiyacında, aciz bir bedene sahibiz?.. Neden gözle görülemeyecek kadar küçük mikrop ve virüsler bedenimize zarar verebiliyor?.. Neden yaşamımız süresince sürekli bedenimizi temizlemek, ona bakım yapmak zorundayız?
|
|
228
|
|
|
|
Samimi insan ruhunu besleyip derinleştirdikçe, Allah’ın sonsuz kudretini ve kendi aczini kavrar. Boyun büker, Rabb’ine teslim olur, O’na kul olur. |
|
229
|
|
|
|
Aşka aşık oldum, aşkı öğrendikten sonra. Tıpkı aşkın kimyası gibi. Kimya Hatun gibi. Bana aşkı öğretti Kimya. Onunla birlikte bende yaşadım o aşkı. Ancak o Aşka ulaştırana yani Şemsine kavuşmuştu. |
|
230
|
|
|
|
Zamanın çok çabuk geçtiğinden hep şikâyet eder dururuz. Bu konuda haksız da sayılmayız. Gerçekten de zaman su gibi akıp geçiyor. Fakat zamanın geçiş hızı, onun içini doldurmayla alakalı bir mevzudur. Siz zamanı dolu dolu yaşarsanız, zaman sanıldığı kadar çabuk geçmez. Zamanı boş meşgalelerle geçirirseniz ondan hiçbir şey anlayamazsınız. |
|
231
|
|
|
|
“Kim için ibadet yapıyoruz?” Sorusuna kuşkusuz, “Elbette Allah için” deriz. Ama gerçekten öyle mi? İşin özünü kaçırıyoruz bazen. Sohbetler, hizmetler, virt ve namazların kim için olduğu unutularak, bir süre sonra sadece kabukları kalıyor.
|
|
232
|
|
|
|
Boyun eğip itaat etmek için bir başka nedene ihtiyacımız yoktur, Allah için itaat etmeliyiz. Çünkü itaati isteyen, tek büyük güç ve makam sahibi olan Yüce Yaratıcıdır.
|
|
233
|
|
|
|
''Dua mü'minin silahıdır.'' derler. Öyle ya Yaradanımıza dualarımız olmasa, O da kullarına niye değer versin. ''Bana dua edin duanıza icabet edeyim.'' demiyor mu hem de? Dua edelim, önce aile efradımıza, çocuklarımıza, ana babalarımıza, sonra akrabalarımıza, komşularımıza ve dahi bütün müminlere... O duaların yüzüsuyu hürmetine, Rahman ve Rahim olan Allah cc. de kötülüklerimizi iyiliklere çevirir belki... |
|
234
|
|
|
|
Kuran'da hükmü kalkan tek bir ayet yoktur. Kuran bir süreç içinde vahyolunsa dahi tek seferde inmiş bir Kitaptır. Allah zamanın ve mekanın dışındadır. Ve gelmiş geçmiş tüm olaylara aynı anda hakimdir. |
|
235
|
|
|
|
Sevgiliyle buluşurcasına heyecanla ve bir titreyişle alnım secdeye konmadan önce dünyaya sevda vardı içimde. oysa şimdi ben Ali gibi aşık, Fatıma gibi sadık sana. |
|
236
|
|
|
|
Aslında, gerçek anlamda tanrıtanımaz veya dinsiz olanlar, insanları koyun sürüsü gibi gütmek, madden ve manen sömürmek ve savaşlardan savaşlara sürükleyebilmek için kendi kişisel inançlarını, hırslarını, nefretlerini, hezeyanlarını hatta sapıklıklarını hiç çekinmeden ve korkmadan Tanrı’ya yükleyenler, sürü sepet hurafeyi sanki dinsel buyruklarmış gibi insanlara kabul ettirenlerdir. |
|
237
|
|
|
|
Geçmişe özlem hep vardı, bundan sonra da hep olacaktır. Çünkü geleceğe yürüdükçe geçmişte bir şeylerimizi bırakıyoruz. O bıraktıklarımız, özellikle doyumsuz hatıralarımız, bizleri bir mıknatıs misali maziye çekiyor. Anlata anlata bitiremediğimiz çocukluğumuzdaki ramazanlar hayallerimizi süslüyor. Peki, o ramazanlarda bugünkülerden farklı olarak ne vardı? Bizleri derinden etkileyen, zihinlerimize kazınan bu ramazanların tılsımı neydi? |
|
238
|
|
|
|
Eğitimden geçtikten sonra cennete kavuştuğunda insan, her şeyden zevk alır. Çünkü acıyı, çileyi, zorluğu tatmıştır; zorluk yaşamayan insan gerçek mutluluğu bulamaz.
|
|
239
|
|
|
|
Başarısızlığın ve tatmin edilmemiş arzuların toplamından oluşan koca bir hiç gibiydim. Tüm geleceğimi üzerine kurduğum hayallerim elimden alınmıştı. Ben geleceksiz kalmıştım. |
|
240
|
|
|
|
Günümüzde insanların birçoğu, Kuran ayetlerinin bir kısmını yerine getirirken bir kısmını da gözardı ederler. Bazen de yerine getirdikleri ibadetleri Allah rızası için değil toplumun değer yargılarına uymak için yaparlar.
|
|
|
|