• ÝzEdebiyat > Deneme > Din |
501
|
|
|
|
Allah'ýn varlýðýna inanan bir insanýn ilk yapmasý gereken, Yaratýcýsý'nýn emir ve yasaklarýný öðrenmektir. Allah'ýn razý olacaðý ahlaký, davranýþlarý, yaþam biçimini, emir ve yasaklarýný öðrenebileceði en önemli kaynak ise Kuran’ý Kerim’dir.
|
|
502
|
|
|
|
Ýman edenler hayata Kur’anî bakýþ açýsýyla bakarlar. Samimi Müslüman’ýn farklý bir ’hayat felsefesi’ yoktur; þeytanýn deðil Allah’ýn sistemine baðlýdýr. Tek doðru yol Allah’ýn bizler için seçtiði hak yol olan Ýslam’dýr. |
|
503
|
|
|
|
Pazar günü ulusal bir gazetedeki bir test dikkatimi çekti. Ardýndan önceki haftalarda yayýnlanmýþ olanlara da bir göz attým. Sorular insanýn yaþamýna dair konu baþlýklarýndan oluþuyor. Adým adým sorularý izliyor, her soru için verilmiþ olan dört seçenekten birini iþaretleyerek sonuçta kendinizi tanýyorsunuz(!) |
|
504
|
|
|
|
Güzel olan her þey insaný etkiler ve sahip olma isteði uyandýrýr. Güzel bir eþ, güzel bir ev, araba, güzel bir hayat… Ýnsanlarýn yaþamlarý boyunca hedefledikleri, ulaþabilmek için büyük çabalar sarf ettikleri sayýsýz amaç; güzel olaný elde etme isteði…
|
|
505
|
|
|
|
Tüm bu sistemlerin tesadüfen oluþtuðuna inanan kiþinin, tesadüfen çalýþan beynine, tesadüfen atan kalbine ve tesadüfen çalýþan tüm diðer organlarýna güvenerek rahatça yaþam sürmesi mümkün müdür?.. |
|
506
|
|
|
|
Ýnsanlarýn çoðunun sahip olduðu ortak yanýlgýlarýndan biri, çoðunluðun uyduðu þeylerin doðru olduðuna inanmaktýr. |
|
507
|
|
|
|
Ýnsan dünyaya Rabb’ine aþkla baðlanmak, O’na kul olmak için gelir. Allah’ýn, ahiretin, cennet ve cehennemin varlýðýndan emin olan bir insan, Allah’ý hiçbir zaman unutamaz. |
|
508
|
|
|
|
Aczimizin bilincinde Allah’ý övdüðümüz secde aný, manevi anlamda en üst aþamadýr. Ýþte insan huþû ile secdeye indiðinde bir nevi miraca yükselir. |
|
509
|
|
|
|
Kur’an’da farklý halklar yaratýlmasýnýn hikmetlerinden birinin, insanlarýn "birbirleriyle tanýþmalarý" olduðu haber verilir. Farklý ýrk ve milletlerin bulunmasýnýn bir amacý, çatýþma ve savaþ deðil, kültürel bir zenginliktir. |
|
510
|
|
|
|
Filizlerin yerçekimine ters yönde hareket ederek güneþ ýþýðýna doðru büyümesi, köklerin ise yerçekimine uygun hareket ederek topraðýn içlerine doðru ilerlemesi; bir bitkinin iki ayrý organýnýn birbirine tamamen zýt yönlere doðru büyümeleri oldukça düþündürücü bir olaydýr. |
|
511
|
|
|
|
Allah her an, kalplerimizde sakladýðýmýz niyete, aklýmýzdan geçen her düþünceye þahittir. Doðduðumuz andan itibaren, son nefesimize kadar yaþadýðýmýz her olaya þahit olan Allah, ahirette tüm yapýp ettiklerimizin karþýlýðýný vereceðini þöyle bildirir |
|
512
|
|
|
|
Kur’an’ý alýp, öpüp saygýyla baþýna koyan insana, “öptüðün kitabýn içinde ne yazýyor, haberin varmý..?” diye soruyor, þaþkýnlýk içinde bakarak “hayýr” diyen Müslümanlarla karþýlaþýyor. “Kur’an’a saygýlarýný göstermek için onu defalarca öpüp baþýna koyan bu insanlar, nasýl oluyor da yine Kur’an da emredilen namazý boþ verip baþlarýný Allah için secdeye koymuyorlar? |
|
513
|
|
|
|
Ehl-i Kitap’la ilgili Kur’an ayetlerini ve Peygamberimiz (sav)’in Ehl-i Kitap’a davranýþlarýný göz ardý eden baðnaz kiþiler, Allah’ýn tüm Musevi ve Hristiyanlarý lanetlemiþ olduðu gibi sapkýn bir görüþü ileri sürerler. Ve bu inancý yaygýnlaþtýrarak, Ehl-i Kitap ve Müslümanlar arasýna kin ve nefret tohumlarý ekmeye çalýþýr, savaþ ve kan sloganlarý atarlar. Devirlerinin en azgýn kimseleri olan Firavun ve Nemrut’a bile teblið yapýlmýþ, güzel sözle Allah’a davet edilmiþlerken Ehl-i Kitab’a neden Ýslam anlatýlmasýn?
|
|
514
|
|
|
|
Ýnsan dünya arzularýndan birine baðlý kaldýðý ve geçici lezzetlerden birinin peþine takýlýp gittiði sürece ahireti sevemez. Mal yýðýp-biriktirme hýrsý olan insan, her zaman sýkýntý ve üzüntü içinde olur. Dünya malýna duyduðu sevgi, Allah ile arasýndaki perdedir çünkü. Allah’tan uzak yaþayan insan, inkârýn karanlýðýnda boðulur, güzellikleri göremez. |
|
515
|
|
|
|
Ýnsanlarýn normal þartlar altýnda yapmakta aciz kaldýklarý, ancak Allah tarafýndan peygamberlere yaptýrýlabilen harikulâde hadiselere “mucize” diyoruz. Hemen her peygamberin kendine mahsus mucizeleri vardýr. Peygamberler zamanýnda halkýn, gönderilen dine inanmasý için bu gibi olaðanüstü olaylara gerek duyuluyordu. Mucize görmeden inanmýyordu bazý müþrikler… Gerçi mucize görenler de eski inançlarýndan kolay kolay vazgeçemiyorlardý. Fakat bazýlarý mucizeler karþýsýnda hayretlerini gizleyemeyerek Hakk’a teslim oluyorlardý. Tarihteki büyük mucizeden biri de Hz. Muhammed(sav)’in Mirac’ýdýr.
|
|
516
|
|
|
|
Büyük bir kesimde yaygýn olan çarpýk anlayýþa göre dini, yalnýzca yaþlýlar, belli günlerde mevlût okuyan hocalar, köþesinde oturup tesbih çeken ya da Yasin Suresi’ni okuyan nine ve dedeler yaþar. Gençler öncelikle dünya zevklerinden yararlanmalýdýrlar; ileride isterlerse ibadetlerini yapabilirler.
|
|
517
|
|
|
|
Dünyevi deðerlerini kaybetme ya da kazanma endiþesi içinde olan kiþiler, müminler gibi Allah’a gönülden teslim olup, yalnýzca Allah için yaþayamazlar. Allah’ýn buyruklarýna deðil, kendi nefislerine uygun olaný seçerek kendilerince din ahlakýný yaþamaya çalýþýrlar. Yaþamlarýnda bir zorluk oluþtuðunda, deðerlerinin zarar görebileceði bir durumda öncelikleri, dünyevi çýkarlarý ve nefislerinin bencil tutkularýdýr. |
|
518
|
|
|
|
Ýnsan, nefsinin bencil tutkularýnýn ardýna takýldýðý oranda þeytana yakýn, Allah’tan ise o denli uzaktýr. Allah kuluna þahdamarýndan yakýnken, insanýn O’ndan uzak yaþamasý ne büyük yanýlgýdýr. O insan kendisine zulmeder, kendi elleriyle kendisini cezalandýrýr, mahveder.
|
|
519
|
|
|
|
Akýl almak, eleþtiri kabul etmek, güzellikleri övmek, güzel sözle onore etmek, Allah Katýnda beðenilen, çok güzel özelliklerdir. Müminler, birbirlerinin görüþlerine saygýlý olarak, birbirleriyle istiþarede bulunarak kararlar alýrlar. |
|
520
|
|
|
|
Anlamýyorum neden teologlar binlerce yýldýr onca itibarlý? Hala görmüyor muyuz hiç bir þey katmadýlar, katamazlar insanlýða.
|
|