Atatürkün Ordu - Savaş ve Barış Hakkındaki Sözleri
Dünyanın hiçbir ordusunda yüreği seninkinden daha temiz ve daha sağlam bir askere rast gelinmemiştir.(1921)
Dünyanın hiçbir ordusunda yüreği seninkinden daha temiz ve daha sağlam bir askere rast gelinmemiştir.(1921)
Günümüzde de, özellikle bize yakın coğrafyalarda irili ufaklı başka diktatörler de var. Despotizmi marifetmiş gibi halkın gözüne sokuyorlar. Yalana ve talana dayalı farklı propagandalarla halkı uyutmaya çalışıyorlar.
İki önemli soru sorması lazım önce bütün Müslümanların, sonrada insan olduğunu zanneden bütün insanların. Birinci soru; bütün büyük silah şirketleri hangi ülkelerin? Soru iki, savaşların bir çoğu hangi coğrafyada yaşanıyor?
Tarihin tekerrür (tekrarlamak) ettiğini zihinlerimize kazıyan şeyin ne olduğunu hiç merak ettiniz mi? Neden tarih hep tekerrürden ibarettir derler bilir misiniz?
İşte o gün, o karanlık 11 Temmuz 1995 günü Birleşmiş Milletlerin ya da kod adıyla Birleşmiş İlletlerin benim gözümde, bittiği gündür... Bizler ki Müslümanlar olarak hiç bir zaman, kadına, çocuğa, silahsıza, aman dileyene, ateş etmemişiz, bizler ki bu alçaklıkları çoğu zaman yaşamışız, geride şehitler bırakmışız, sakın ola sevinmeyin
Onlara ‘battaniye serecek bir yer’ bile bırakılmadı. Hepsine çoktan ’vahşi’ damgası vurulmuştu. Kuşaklar boyunca doğayla uyum içerisinde yaşayan Kızılderililerin bilgeliği hiçe sayılmış, dinsel ritüelleri bile yasaklanmıştı. Vatandaşlık ve oy hakkı da 1924’e kadar tanınmadı.
Öncelikle bu sıkıntılı süreçte en büyük risk altında çalışan sağlık personellerini hem kutluyor, hem de sağlıklarında hiçbir sorun yaşamamalarını diliyorum.
Kor/ona... Tedavisi olmayan bir tür virüs... Çinde ortaya çıktı ve Afrika kabileleri haricinde bütün dünyayı sardı. Çok ilginçtir ki, Afrika kabileleri muhtemelen her hangi bir göksel dine bağlı da değiller... Bir bilimsel yanlışlık yapıyorsam özür dilerim.
Amerikan ve İngiliz mallarına boykot bütün dünyada yayılıyor. Hatta bazı amerikalılar bile boykota katılıyor, boykot başlatıyor. Bana gelen bir ileti.
"...15.000 Türk Askeri Esir edilmiş ve bir ERMENİ DOKTORU İngilizlerle birlikte Türk Esirlerinin gözlerini asitli suyla kör edip, asit havuzlarına atmışlar, havuzlardan sağ çıkmamışlar. Etleri kemiklerinden ayrılana kadar bu vahşeti izlemişler. Türkiye Bu savaş Suçuna Neden Hala Tepkisiz? Bir avuç ERMENİ TASARISINI Dünyaya kabul ettiriyor..."
İkinci Dünya Savaşı sırasında yapılan atom bombası 1945 Ağustos ayında, bir iki gün arayla Japonya'nın Hiroşima ve Nagazaki şehirlerinde patlatılmış ve yüzbinlerce insan bir an da yok olmuştur... Almanya ve İtalya teslim olmuş, müttefik oldukları Japonya'da teslim olmak üzeredir. Ancak Sam Amca ve aveneleri yeni buldukları bu silahın
Gerçek bir öykü;
Sarhoş Baba Saddam, kızı Irak Halkı ve tecavüzcü Bush ve şürekası...
Beyrut'ta nasıl doğdu bugün güneş? Çocuklar ne istedi annelerinden? Anneler nasıl uyudu bu gece? Kim kimi bekledi? Kim kimin naşına sarılıp, baygınlık geçirdi? Kimler sevindi, kimler üzüldü? Üzüntüler ne kadar gerçekçiydi?
Amen isimli film, filmin konusu gaz odaları ve geleceğimiz üzerine.
Önceleri “Çanakkale” denildiğinde akla ünlü randevu evi işletmecisi ”Çanakkaleli Melahat” gelirdi. Sonra 1965 yılında Yönetmen Turgut Demirağ “Çanakkale Aslanları” isimli filmi çekti. TSK’nin desteği ile çekilen
Başbakanın yaptığı buydu,zulme seyirci kalmamaktı.
Zulme karşı dünyanın uyanmasını sağlamaktı.
Kırıp dökme buysa eğer,sayın Başbakan bu kırıp dökmelere devam etsin.
Biz tarihi yanlış biliyormuşuz. Meğerse Haçlı seferleri, Müslümanları ve Hristiyanları ayrıştırmamış, tam tersi bu sayede taraflar birbirlerini tanımış, birbiriyle şimdi olduğu gibi ittifaklar kurmuş, en önemlisi de çok yoğun bir şekilde bilim ve sanat noktasında alışverişte bulunmuşlarmış.....
Karabağ’ın işgali ve Hocalı soykırımı bütün Türk milletinin kalbindeki yaradır... Hocalı soykırımı, sadece Türk milletinin değil, insanlığın kalbinde yara olmalıdır. Soykırımlar insanlık suçudur çünkü...
Güney Lübnan, yıllar sonra yeniden enkazlar altında ve bu görünümüyle tıpkı Yahudi soykırımını konu alan Polanski’nin o ünlü filminin son sahnesinde, piyanist Szpilman’ın dolaştığı enkazlar ülkesini andırıyor.