HAYIRLI KRİZ Mİ GELİYOR?
Avrupa Birliği, son İlerleme Raporunda Türkiyeye Kıbrıs Rum Kesimine deniz ve hava sahalarıyla, limanlarını açması için 15 Aralık 2006 tarihine kadar süre tanındı. Bu tarihe kadar, bu bizden istenilen yapılması olanaksız istem, yerine getirilmediği takdirde Müzakerelerin
Dondurulacağı şeklinde tehditkâr uyarıda bulunuldu.
Milletvekilleri genel seçimlerine bir yıldan az bir süre kaldığı bu günlerde
Erdoğan Hükümetinin adeta intihar etmiş gibi 15 Aralık 2006a kadar bu
İnsafsız ve onursuz eylemi gerçekleştirmesi olanaksızdır. İşte bu durumda
olması beklenen gelişmeler neler olabilir?
Avrupa Birliğinin hemen müzakereleri dondurmasıyla, borsadan kaçış başlayacaktır. Bu aynı zamanda dövize hücumu doğuracak ve döviz fiyatları hızla yükselmeye başlayacaktır. Dalgalı kur sisteminin uygulanıyor olması ve 60-65 milyar doları bulan sıcak paranın ve de yine aynı miktarlara yakın Merkez Bankası döviz stokunun varlığı daha önce geçmişte yaşanan büyüklükte bir kriz oluşmasını engelleyecektir. Ama, yine de döviz fiyatlarında önce iyi bir sıçramayı daha sonra ise hafif düşmeyi engelleyemeyecektir. Sonuçta döviz fiyatları %1015 arasında artmış olacaktır. Ekonomide ki bu istenmeyen senaryoların gerçekleşmesi sonucunda enflasyon, maliyet ve dış kaynaklı temel ürünlerde zamlara neden olacaktır. Bu fiyat artışları sırasında ilk etapta bütçede ki açık daha da artacaktır. Toplumun özellikle sabit gelirlilerinde maaşlara zam taleplerinin artması ve de homurdanmaların oluşması kaçınılmaz olacaktır. Bu durum daha önce zaten İrtica korkusuyla oy oranında aşınma bulunan iktidar partisinde çok hızlı bir oy kaybına yol açacaktır. Seçimlere işte bu durumda girecek iktidar partisinin tekrar tek başına iktidar olma şansı kalmayacaktır. Eğer, daha önce yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de toplumla, muhalefetle uzlaşmadan dediğim dedik anlayışıyla istediği kişiyi seçtirmişse bu durum toplumda ki İrtica korkusunu çok büyük oranda arttıracağından belki de meclise girişte ikinci büyük oy oranına sahip parti bile olabilir.
Bu arada, ilk döviz şokunu atlatan ekonomide tekrar toparlanma başlarken yükselen döviz fiyatları ithalat-ihracat açığını yani cari açığı azaltıcı olumlu etkiler yapacaktır. Yükselen döviz fiyatları ithalatı frenlerken ihracata teşvik edici bir etken olacaktır. Bütün bu gelişmelerin sonunda
Kıbrıs Rum Kesimine limanların açılmamasından dolayı ortaya çıkan gelişmeler silsilesi, sonuçta daha laik ve milliyetçi bir meclisin doğmasına neden olabilecektir. Tabii ki, ilk şok yaşandığı sırada yine dövizle borçlanmış kişilerde panikler, iflaslar ve belki de intiharlar meydana gelebilecektir. Onlarda bu kadar yıllardır onlarca olan döviz krizlerinden ders almamanın bir kez daha bedelini ödeyeceklerdir.
Peki, bizim bu öngörülerimizi hükümet de görüp önlemlerini alamaz mı?
Alabilir, bu durumda da yine ülkemiz kazanacaktır. Uzlaşma ile seçilmiş bir cumhurbaşkanı ve laiklik sınavından geçmiş bir hükümetle yine milli davalarda daha iyi bir işbirliğinde bulunabilecek bir meclis ülkemiz için şans olacaktır.
Mehmet SALİH