Babadan Oğula Atatürk Sevdası
(İnci Fügen Yılmaz) 6 Mayıs 2013 |
Anı |
| |
O mucizevi karşılaşmayı babam hep gözleri dolarak anlatırdı. Huzuruna çıkarıldığı engin bakışlı paşanın ona kim olduğunu soruşunu, kendisini eski bahriye zabitlerinden Mollaoğlu Mustafa olarak tanıtırken yaşadığı heyecanı, “Acele etmelisiniz Paşam. İngilizler gelmek üzere olabilirler, biran önce sizi karaya ulaştırayım” derken ki telaşını sanki o anları yeniden yaşıyormuş gibi anlatırdı. Sonuçta gemi, iskelesini indirmiş ve heyet babamın teknesiyle karaya taşınarak, İstiklal Caddesi üzerinde bulunun ve bugünkü adı Gazi Kütüphanesi olan tarihi yapıya yerleştirilmiş. Mustafa Kemal paşa, kendisine denizde ve karada refakat eden bu karakaşlı, gözüpek genç adamı yanaklarından öperek teşekkürlerini ifade etmiş. Tarih 19 Mayıs 1919… |
|
Öğrencinin Kulağı Kapalı Olamaz
(İnci Fügen Yılmaz) 24 Mart 2008 |
Toplum |
| |
Son günlerde yaşanan türban tartışmalarında herkesin gözünden kaçan çok önemli bir detay bulunmaktadır. Türban veya eşarp boyundan mı bağlansın enseden mi bağlansın diye tartışanların ya da öğrencinin türbanla üniversiteye girmesiyle laiklik elden gidecek diye telaşlananların hiçbiri, öğrencinin kafasının değil KULAĞININ kapanmasıyla oluşacak tehlikeyi görememektedir |
|
Dört Erkek Bir Böcek
(İnci Fügen Yılmaz) 18 Mart 2008 |
Beklenmedik |
| |
Karısının “Sultan hanım çabuk koşşş! Kakalak!...” diye haykıran sesini duyduğunda günlük gazetelere göz gezdirmekteydi Kudret. Kakalak lafını duyunca midesi ağzına gelir gibi oldu. Hanımının çığlığını işiten deneyimli hizmetçi mutfaktaki işini yarım bırakarak yanlarında bitti ve elindeki ilacı, lüks eşyalarla döşenmiş odanın, kaliteli seramiklerle kaplı zemininde sağa sola koşturan böceğe püskürtmeye başladı |
|
Hayalde Aşk
(İnci Fügen Yılmaz) 24 Ekim 2007 |
Beklenmedik |
| |
Alelacele teşekkür eden adam, öne doğru bir adım atarken. “Hemen döneceğim” dedi. Bunu söyleyişinde sanki “Beni bekleyin!” der gibi bir ifade, başını yana eğerek kadını selamlayışında belli belirsiz bir utangaçlık… Arkasından baka kaldı kadın. Hoştu gerçekten. Böylesine kuyruklarda rastlanmayacak kadar zarif ve hoştu… |
|
İlk Kitabım Tüm Kitapçılarda
(İnci Fügen Yılmaz) 20 Nisan 2005 |
Bireysel |
| |
Bu öykü; birbiriyle hiç alakası ve benzerliği olmayan iki kadının yollarının rastgele çakışması yani tamamen bir tesadüfün sayesinde yazılmıştır ve bu evrende hiçbir şey tesadüf değildir. |
|
İyiliğim Kötülüğüme Denk Mi?
(İnci Fügen Yılmaz) 1 Haziran 2002 |
Doğa ve Dünya |
| |
Ya ben; Kendini iyi kalpli, sevecen, tatlı dilli tanıyan kadın. ‘’Hiçbir sokak çocuğunun olmadığı bir ülkede yaşamak uğruna, bu ayrıcalıklı güzelliklerden vazgeçer miydin?’’ Diye sorsalar. Ne derdim ? |
|
Mutlulukla İlintili Şeyler
(İnci Fügen Yılmaz) 5 Nisan 2002 |
Anılar |
| |
Bir beş dakikalığına herşeyi bir kenara bırakıp gökyüzünü, bulutları, doğayı seyredin. O kusursuz yapı içindeki bir canlı olarak, kendi kusursuzluğunuzun tadını çıkarın.
|
|
Renkler Ruhumda Böyle Yansır
(İnci Fügen Yılmaz) 5 Nisan 2002 |
Yaşam |
| |
Ben insanları renklere benzetirim. Kırmızı, Beyaz, Mavi, Yeşil, Kahverengi Gri, Turuncı gibi renkler vardır ya. İşte insanlar da öyle renk renktir bana göre. |
|
İki Sevgili
(İnci Fügen Yılmaz) 23 Mart 2002 |
Unutulamayan Dönemler |
| |
Akşam evde bağdaş kurup oturacağım ve çocukluğumdaki gibi yıldız şehriyeleri suluboya ile rengarenk boyayarak kolyeler yapacağım. Dilimde
eski bir reklam şarkısı olacak. BİZ PIYALECİYİZ, ONLAR PIYALECİLER, SİZ PİYALECİMİSİNİZ.???… PIYALEEEE...
|
|
Yılandan Daha Çok Yalandan Kork
(İnci Fügen Yılmaz) 23 Mart 2002 |
İtiraflar |
| |
Yalanın dolanın ihanetin, acımasızlığın altında artan korkular mı saklı?. Doğruyu söylemekten korktukça yalan, kaybetmekten korktukça ihanet, ezilmekten korktukça şiddet, kaçınılmaz mı oluyor acaba? |
|
|
GÖNÜL DOSTUM OLMAYA VAR MISINIZ?
|
|