35 Yaş Şiiri Size Neyi Çağrıştırıyor?
(Şevket Başıbüyük) 23 Ocak 2009 |
Yazarlar Üzerine |
| |
35 Yaş şiirini ne zaman okusam içime fenalıklar basar, sinirlenir, tamamını okumadan bırakırımdım. Diyeceksiniz ki, gündem bu kadar yoğunken 35 yaş şiiri de nerden çıktı? Nerden çıktığını bilmiyorum ama, şiirden bahsederken bir arkadaş dedi ki; “Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.” demiş ama kendisi de 46 yaşında ölmüştür.. |
|
"General Motor"
(Şevket Başıbüyük) 2 Şubat 2009 |
Yazarlar Üzerine |
| |
“General Motor” ismiyle mizah kitabını yayınlayan sivri bir kalem. Daha önce de Yörük’ün, “Kasımda Kavak Kesmek” Yediharf Yayıncılık’ta bir eseri yayınlanmış ama isimden dolayı herkes bu siyasi-belgesel eserini; “kavakçılıkla ilgili zirai bir yayın” zannıyla algılamış…
|
|
"Malatya"da Yol Açanlar"
(Şevket Başıbüyük) 8 Şubat 2011 |
Yazarlar Üzerine |
| |
Güneşin doğuşunu, suyun akışını, kuşların cıvıldayışlarını, emekleyerek yürümeye çalışan bir bebeğin korkmadan, çekinmeden sürprizlerle dolu hayatın üzerine üzerine gidişini… Gayri resmi bir düzensizlikte dolaşmakta olan kara bir düzene inat sokakları, insanları, söylenenleri ve söylenemeyenleri, ölümü, doğumu, sevgiliye sunulan o en sahici yalanları, hastalığı, dirilişi, hesapları ve sürprizleri yeniden, yeniden ve yeniden yaratabilmek…
Yani YAZMAK! |
|
Bizden Biri; Alişan Kapaklıkaya
(Şevket Başıbüyük) 24 Şubat 2011 |
Yazarlar Üzerine |
| |
Konu; “Aile içi iletişim”, ve “Evimizi nasıl Cennet’e çevirebiliriz” olunca, dikkatimi çekti…
Önce isteksizce dinledim…
Sonra o anlattıkça gerilen kaslarım gevşedi, gevşedi ve asık yüzüm yerini tatlı bir tebessümse bıraktı.
Adamda sanki şeytan tüyü vardı…
Evet, Alişan Kapaklıkaya konferansında ‘çiş’inden falan bahseder ama…
Ama bütün bunları sırf şaklabanlık olsun diye, dinleyiciler gülsün diye yapar…
Sayın Kapaklıkaya; harbiden harikasın…
Çoktandır bu kadar içten gelerek böyle gülmemiştim. Ama sen hem güldürdün hem düşündürdün.
Ne diyeyim…
Allah da seni güldürsün…
|
|
Soğuk Süreç
(Şevket Başıbüyük) 24 Eylül 2013 |
Yazarlar Üzerine |
| |
Yayımcımdan “Soğuk Süreç” adlı eserimin 3. baskı yaptığı haberini alınca roman kahramanım aklıma geldi… |
|
|
Değerli dostlar,
Sizleri bilmiyorum ama ben her zaman sormuşumdur kendime:
Ne yapıyorum?
Ne için yazıyorum?
Niye yazmaya devam ediyorum?
Amacım ne?
Cevabım, zaman zaman farklı olmuşsa da genelde “bilmiyorum” olmuştur…
“Bilmiyorum” olmuştur anlatabiliyor muyum?
Peki aynı soruyu sizlere soracak olsam…
Siz, siz ey edip, şair ve eli kalem tutan/yazı yazanlar…
Sahi sizler niçin yazıyorsunuz?
Okuyup, seyrettiğiniz ya da düşünüp bulduğunuz, üzerinde fikir yürüttüğünüz konuları niye yazıya aktarıp duruyorsunuz?
Yazarken, insanlara “onu öyle yapma, böyle yap. Doğrusu böyle olmalı.” demek mi istiyorsunuz? Kendinizce, kendinizi bir şey sanıp insanlara fikir vermeye mi çalışıyorsunuz?
Hangi uzmanlık alanında hangi bilgiye sahipsiniz? İnsanlara hangi önerilerde bulunuyorsunuz?
Yazarken, ‘kimseye hiçbir faydası olmasa da yazarak biraz içimi döktüm...’ niyetiyle yazıyorsanız diyeceğim hiçbir şey yok. Çünkü, "yazmasaydım deli olurdum" demiş Sait Faik Abasıyanık….
Değerli dostlar,
Sahi siz neden yazıyorsunuz?!
Yazmak…
Ah yazmak!...
Tamamıyla içgüdüsel bir refleks…
Yani YAZMAK!
Evet, “Yazmasaydım delirirdim.’’ diyor Abasıyanık…
Ya siz?!
Siz yazan dostlar, siz de yazmasaydınız delirir miydiniz?
Sizi bilmiyorum ama ben delirmeseydim yazmazdım…
Olması gerekeni üretmeye/yaratmaya çalışanlara ‘deli’ denilen bu dünyada deli olduğumu bildiğim için yazmalıyım ve üretmeliyim, diye düşünüyorum.
Bir hareket, bir gülüş, bir yaşama sebebi, bir his, bir çığlık ve bir yokluk var ederek var olmalıyım, diye düşünüyorum.
Virgüllü konuşmaları sonsuza değin uzatabilirim ve eğer ki ‘sonsuz’a bir son koyabildiğimi biliyorsam ve ‘bir’ sıfatını ‘bin’ yapabiliyorsam yazı aracılığıyla , ‘yazmak’ denilen bu muazzam orgazma bütün hayatımı veririm!..
|
|