Kalıpçının Kalıpları
(Duru Karal) 15 Aralık 2002 |
Başkaldırı |
| |
Giren çıkan, çöküp kalan, çekip gittiği halde hala oradaymış gibi ter kokanlar ve saçları yağlı olanlar benim evimdeydiler artık.
|
|
Kalıpçının Kalıpları
(Duru Karal) 18 Aralık 2002 |
Başkaldırı |
| |
Sabahları gözümü açar açmaz, kedilerin ve itlerin mamalarını hazırlıyor, birbirlerini kaşımaktan sırtları kanamış tiplerin yerdeki sülüetlerine basmamaya çalışarak apar topar ofise gidiyordum. |
|
Kalıpçının Kalıpları
(Duru Karal) 9 Ocak 2003 |
Başkaldırı |
| |
Dedim ya, biraz sarhoşum, çok ama çok keyifliyim. Kendimi o cam gibi su gibi duyumsadığım anlardan..Onu izliyorum, o çikolata tadında ki gülümsemeye bakıyorum. Son aylarda ki gelişmeleri, saniye saniye, sözcük sözcük, duygu |
|
Şımarık
(Duru Karal) 24 Mart 2003 |
Sevgi ve Arkadaşlık |
| |
Kamyona yüklenenler bitmiş, üstlerine kalın yeşil muşamba yanlardan sıkıca gerilmiş, eşyaların arasından minik başını çıkarıp el sallamıştı bana ağlayarak. Önce onun kokusunu yitirdim sonra da hepsinin siluetlerini... O günden beri sokaklardayım. |
|
Yalnız Ruhlara Vişne Reçeli
(Duru Karal) 14 Mayıs 2003 |
Anı |
| |
Az gittim uz gittim. Dere tepe düz gittim. Sonra bir baktım ki yarınlar dün olmuş. Elinden tuttuğum küçük bir çocuğun, kalbimde saklı kalan satırları okunur olmuş... |
|
Yeniden Bir Küçük Yaprak
(Duru Karal) 27 Nisan 2004 |
Pastorel |
| |
Benjamin’nin yüzündeki o umutlu gülümseme henüz sönmemişti ki rüzgar yeniden kavradı; silkeledi. Bastığı yerin ayakları altından savrulmasıyla iyice yapıştı bulunduğu dar, sıska dalın ucuna. Kök sapından eğildi, sağa sola sarktı uçuşan başını telaşl |
|
|
ÖYLEDİR
Ne var bende kaçacak bir yan/ uçuk dudaklar/ ve kesik bir damar/ sözcükler mi/ hepsi yalan bunların/ kalın bir çizgidir/ gri ve donuk/ öpülemez.
|
|