..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Ben bir kuşum; uçtum yuvadan... Artık ben nerede, eve dönme isteği nerede?.. -Leyla ve Mecnun, Fuzuli
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Din > Fuat Türker




9 Temmuz 2011
Size Ne Oluyor; Nasıl Hüküm Veriyorsunuz?  
Fuat Türker
Allah’ın sınırları içinde yaşayanlarla, insanların koyduğu kurallara göre yaşayanlar arasında yaşamlarının her anında derin ayrılıklar vardır. Kur’an, bu önemli farklılığı, “Şimdi Rabbinden apaçık bir belge üzerinde bulunan kimse, kötü ameli kendisine ’süslü ve çekici gösterilmiş’ ve kendi heva (istek ve tutku)larına uyan kimseler gibi midir? (Muhammed Suresi, 14) ayetiyle vurgular.


:AEEC:
Din ahlakı, Allah’ın buyruklarının eksiksiz olarak yerine getirilmesiyle gerçek anlamda yaşanır. İnsanların çoğunluğu ise böyle yaşamayı reddeder; Allah’ın hükümlerine itaat edip teslim olmaz, nefislerinin tatmin olacağı bir yaşam tarzı oluşturmaya çalışır. Dini, kurallarına uymak yerine, kendi kuralları ve prensiplerine uygun hale getirmeye uğraşır. Din ahlakını, kendi kuralları ve mantıklarına uygun düştüğü sürece yaşar, aksi halde reddeder. Oysa gerçek din ahlakı, insanların kurallarıyla değil, Allah’ın hükümleriyle yaşanır.

Bu kimseler Kur’an’ın açık hükümlerini değiştirir, ayetlerde ’ima’ olduğunu iddia eder, kendilerince ’ima’dan farz çıkarırlar. Kur’an ayetleri ima ile yorumlanmaz ancak “dillerini kitaba doğru eğip büker”, Allah Katından olmayan hükümler üreterek Allah’a karşı yalan söylerler. Çarpık mantık kurallarına göre yaşayan bu kimselere Kur’an şöyle seslenir:


Size ne oluyor? Nasıl hüküm veriyorsunuz?
Yoksa (elinizde) ders okumakta olduğunuz bir kitap mı var?
İçinde, neyi seçip-beğenirseniz, mutlaka sizin olacak diye.
Yoksa sizin için üzerimizde kıyamete kadar sürüp gidecek bir yemin mi var ki siz ne hüküm verirseniz o, mutlaka sizin kalacak, diye.
Onlara sor: "Hangisi bunun savunuculuğunu yapacak? (Kalem Suresi, 36-40)

Cahiliye insanlarının kurallarına göre yaşamak, insanları sapkın bir yola sürükler. Kur’an’da, müminleri hak yoldan uzaklaştırmayı amaçlayan münafık ve müşrik karakterli kişilere dikkat çekilir. Tek hüküm koyucunun ise Yüce Allah olduğu, "...Kesin bilgiyle inanan bir topluluk için hükmü, Allah’tan daha güzel olan kimdir?" (Maide Suresi, 50) ayetiyle bildirilir.


Akıl ve vicdanlarına değil, kötülüğe yönlendiren nefislerine kulak vermeleri, insanları, Allah’ın emrettiği ahlakı yaşamaktan alıkoyan önemli bir unsurdur. Nefislerinin istek ve tutkularına göre hareket eden bu kişiler batıl olana uyar, hem kendilerine hem de çevrelerine büyük sıkıntılar verirler.

Yaratılışlarına uygun olan hak dine değil, kendi mantıklarına, kültür ve birikimlerine göre yaşayan kişiler, herşeyin nefislerine uygun olmasını isterler. Olaylar planlarına uygun gelişmediğinde, bu kimseler çok ani çıkışlar yapabilirler. Öfke, duygusallık, küsme gibi Kur’an ahlakıyla bağdaşmayan davranışlar gösterilebilirler. Öfkeyle bağırıp çağıran kişi, o an Allah’ı ve her olayı O’nun yarattığını unutmuş demektir. Allah’ı unutan kimsenin ise, Allah’ın sınırlarını ihlal edecek her türlü yanlış davranışı yapması mümkündür.


Söz konusu insanlar bencil, sevgisiz, kibirlidirler ve en çok kendilerini severler. Yakınlarını, dostlarını veya ailelerini sevdiklerini iddia etseler de, bu sevgi anlayışının da onların nefislerine uygun olması gerekir. Yani, sevgilerinde Allah’ın hoşnutluğunu ve rahmetini gözetmez, dünyevi çıkarlarına göre hareket ederler. Bencillikleri ve duygusallıkları nedeniyle adil olamaz, adaleti ayakta tutamazlar.


Müminler ise en çok Allah’ı severler. Allah’ın her şeyi bir hayır ve güzellikle yarattığının, her olayın-hatta musibetlerin- bir hikmetle geliştiğinin, kaderlerinde olanı yaşadıklarının bilincinde hareket ederler. Rabb’imizin verdiği tüm nimetlere şükür içindedirler ve yalnızca O’na tevekkül ederler.


Bu nedenle, iman etmeyen insanların yaşadıkları endişeden, korkudan, güvensizlikten uzaktırlar. Çünkü isteklerini insanların değil, Allah’ın yerine getireceğini bilerek, yalnızca O’na yönelip dönerler. Allah’a yakın bir yaşam sürdüklerinde, O’nun kendilerine en güzel karşılığı vereceğini umut ederler. Rabb’imizin nimetlerinden biri olan sevgiyi de, bu şuur ve bilinçle doruğunda yaşarlar. Kısacası, Allah’ın sınırları içinde yaşayanlarla, insanların koyduğu kurallara göre yaşayanlar arasında yaşamlarının her anında derin ayrılıklar vardır. Kur’an, bu önemli farklılığı, “Şimdi Rabbinden apaçık bir belge üzerinde bulunan kimse, kötü ameli kendisine ’süslü ve çekici gösterilmiş’ ve kendi heva (istek ve tutku)larına uyan kimseler gibi midir? (Muhammed Suresi, 14) ayetiyle vurgular.


Gerçek Kur’an ahlakı, Kur’an’a tam olarak uyulduğunda yaşanabilir. Allah’ın indirdiği dışında açıklamalar getirmeye çalışmak, yorumlarda bulunmak insana her zaman kayıp getirecektir. Yüce Allah, "... Aralarında Allah’ın indirdiğiyle hükmet ve sana gelen haktan sapıp onların heva (istek ve tutku)larına uyma..." (Maide Suresi, 48) ayetiyle müminlerin ölçüsünün ve yol göstericisinin, Allah’ın indirdiği hükümler olduğunu bildirir. Bundan başka yolların insanı doğrulara ve aydınlığa değil, yanlışa ve karanlıklara çıkaracağı kesindir.


Allah, "... (Güzel) Sonuç takva sahiplerinindir." (Kasas Suresi, 83) ayetiyle beğendiği ahlakı yaşayanları, en güzel sonuca kavuşacaklarıyla müjdeler. Allah’ın izniyle müminler, hem dünyada hem de ahirette Rabb’imizin müjdelediği gibi güzel bir hayat yaşarlar. Nefislerinin istek ve tutkularına göre yaşamayı seçenleri bekleyen sonuç ise, sapkınlıktır.


Buna rağmen sana icabet etmeyecek olurlarsa, artık bil ki, onlar, gerçekten kendi heva (istek ve tutku)larına uymaktadırlar. Oysa Allah’tan bir kılavuz (doğru yol gösterici) olmaksızın, kendi istek ve tutkularına (hevasına) uyandan daha sapık kimdir? Şüphesiz Allah, zulmeden bir kavme hidayet vermez. (Kasas Suresi, 50)


Kuran’a tabii olanlar, Kuran’a göre yaşar. Kişiye göre din yaşanmaz. Samimi insanın yaşadığı; hükümlerinde asla ortağı, benzeri ve dengi bulunmayan, hüküm koyanların Hakimi olan Yüce Allah’ın dinidir.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın din kümesinde bulunan diğer yazıları...
İnkârcılar İnananların Sapmasını İsterler
Son Perde
Dinin Çıkarlarını Gözetmek
Anne Babaya İtaat Nasıl Olmalı?
Korkma Ebedi Varsın
Allah Aşkı
Bir Başka Candır Ölüm
Kadere Dair
Kur'an'dan Sorulacaksınız
Her Sabah, Günü Allah'a Adamak

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
İnsan Neden Kıskanır?
Konuşma Kişiliği Yansıtır
Çocuklar Gibi...
Gerçek Sevgili
Ne Kadar Aciziz!..
Ahirete Hazırlık Kursu
Gerçek Adalet
Duyguları Akıl ve İrade ile Terbiye Etmek
Vakit "Öldürmek" Değil, Kazanmak İçindir
İnsanlar İçin Yaşamak Zordur

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bir Otobüs Yolculuğu [Öykü]
Köy Anılarım (!) [Öykü]
Artık Oruç Tutuyorum (Çocuklar İçin Ama Büyükler de Okuyabilir :) [Öykü]
Daldaki Armut (Çocuklar, Gençler ve de Çocuk ve Genç Kalanlar İçin :) [Öykü]
Boyun Eğen Kutlu Kadın [Öykü]
Darwinizm, Komünizmin Bilimsel Kılıfıdır [Eleştiri]
Pkk'nın Hedefi; Komünist Toplum [Eleştiri]
"Kahrolsun O Zan ve Tahminle Yalan Söyleyenler" [Eleştiri]
Dünyalık Peşindeki Din Adamları [Eleştiri]
Şeytanın Çift Taraflı Kıskacı: Bir Yanda Ateizm Bir Yanda Yobazlık [Eleştiri]


Fuat Türker kimdir?

6 yıldır insani ve imani konularda makaleler ve çocuk yazıları yazıyorum. Yaklaşık 5 yıldır Haber Vaktim, Cemaat. com, Sayha Dergi, Edebistan, Turuncu Dergi, Körpe Kalemler, Edebiyat Defteri gibi dergi, portal ve haber sitelerinde yazılarım yayınlanıyor. Yazılarımı ve inandıklarımı paylaşmak için İz Edebiyat'dayım. Ayrıca Risale Çocuk, Kalem. biz ve Beyan/İstikamet Dergisi'nde çocuk yazıları yazıyorum.

Etkilendiği Yazarlar:
-


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Fuat Türker, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.