Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim. -Cervantes |
|
||||||||||
|
Bir an bedenimizdeki bu ’alışma’ mekanizmasının olmadığını düşünelim; ne olurdu?.. Üzerimizdeki giysileri sürekli olarak hissetmek kuşkusuz bizim için eziyet haline gelirdi. Dikkatimiz her an çorabımızın sıkan lastiğinde ya da gömleğimizin sert manşetinde yoğunlaşırdı. Hatta bu yüzden, dokunduğumuz diğer cisimlerden gelen sinyalleri algılamakta zorluk çekerdik. Yaşamımız, bu sıkıntılı ayrıntılar nedeniyle zor bir hal alırdı. Dahası geceleri bile rahat uyuyamaz, dinlenemezdik. Merhamet edenlerin en merhametlisi olan Allah, sonsuz rahmetiyle kullarını kuşatır. Çok küçük bir detay gibi görünse de, bu mekanizmanın olmadığını düşündüğümüzde, gerçekte ne denli hayati olduğunu anlayabiliriz. Burada, ’alışma’ mekanizmasına benzeyen ancak fiziksel değil ruhsal olan bir durumdan söz etmek isterim. Kuşkusuz Yüce Allah’ın tüm evrene olan hakimiyetinin kanıtları çok açıktır. Ancak birçok insan yukarıdaki örnektekine benzer bir alışma mekanizması nedeniyle, çevresindeki uyarıcı güzellikleri göremez ve kavrayamaz. Bazı insanlar ilk kez karşılaştıkları bir yaratılış delili karşısında etkilenebilir hatta kısa süreliğine de olsa detaylı inceleyip, üzerinde düşünebilir. Ancak bir süre sonra hissettikleri o heyecanı yitirerek, alışkanlık duymaya başlarlar. Hatta zamanla, gördükleri onlara ’sıradan’ gelir. Alışkanlık anlamına gelen ülfet, insanların, varlıklardaki muhteşem detayları, mucize ve güzellikleri fark etmelerini engelleyen bir perdeye benzer. Bu kimseler evreni saran ihtişama, Allah’ın benzersiz yaratmasının delillerine alışkanlık gözüyle bakar; gaflet ve ülfet perdelerinin altında yaşarlar. Zamanla Allah’ın eşsiz yaratmasındaki gerçekleri unutur, bu mucizevi olaylar üzerinde hiç düşünmezler. Bu durum onları, Allah’ın gücünü gereği gibi takdir etmekten engeller. Kur’an’da bu kişilerin durumu, "Göklerde ve yerde nice ayetler vardır ki, üzerinden geçerler de, ona sırtlarını dönüp giderler." (Yusuf Suresi, 105) ayetiyle tarif edilir. Oysa yeryüzündeki tüm varlıklarda sayısız yaratılış mucizesi vardır. Detaylardaki mucizeler, tüm canlılığın yapıtaşı olan atomlarda başlar, olağanüstü denge ve düzene sahip gökyüzü, galaksiler, Güneş, insan vücudu, bitkiler, dağlar, denizlerdeki sayısız detay ve özelliklerle devam eder. Tümünün sahip olduğu özelliklerde bir sanat vardır. Akıl ve hikmet gözüyle bakabilen bir insan, detayları da gördükçe, Allah’ın üstün ilmine, sonsuz gücüne ve benzersiz sanatına daha yakından şahit olur. Tüm evrene hakim olan Allah, yarattığı tüm canlılara dilediği şekli vermiş, hepsine ayetlerini yerleştirmiş, varlığının delillerini insanlara göstermiştir: "Sizin yaratılışınızda ve türetip-yaydığı canlılarda kesin bilgiyle inanan bir kavim için ayetler vardır." (Casiye Suresi, 4) Mucizevi delilleri göremeyen, ülfet perdelerinin altında yaşayan kişinin, yaşamındaki bu perdeleri tek tek kaldırması çok önemlidir. Samimi bir kalple her an Allah’a yönelmeli, gördüğümüz her şeye hikmetle bakmalı ve üzerlerinde derin düşünmeliyiz. Ancak şuurumuzu açtığımız ve Rabb’imizin sanatını görebildiğimizde gerçek mutluluk ve huzuru bulabiliriz…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Fuat Türker, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |