..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Paranız varsa toprak alın. Artık üretmiyorlar. -Mark Twain
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Din > Fuat Türker




8 Aralık 2011
"Nefsime Yenildim" Sözü İman Zafiyetidir  
Fuat Türker
Gayrimeşru olan herşeyde inanan insanın adeta ruhu kilitlenir, vücudu kasılır. Vicdanı çok rahatsızlık duyar. Zaten bile bile günah işlediğinde insan nasıl rahat olabilir? İnsanın beyni, bir konuya karşı net tavır görürse vücudu kilitler. Ancak imanı zayıf, imanı gelip giden kişi nefsin etkisinde kalır. Gerçekten iman eden insanın bu konuda yaratılıştan sistemi güçlüdür.


:ADEJ:
Bilerek işlenen günahlar nedeniyle ileri sürülen, "Nefsime yenildim", " Nefsime söz dinletemedim", "Şeytana aldandım" gibi bahaneler insanların kendilerini ve diğer insanları kandırma yöntemleridir yalnızca. Nefse söz geçirememek diye bir şey söz konusu değildir. Bu bahaneyle bile bile harama girmek iman zafiyetidir. İşlenen günah sonrası, ”nefsime yenildim” demek, aslında “Allah’ın sınırlarını ihlal ettim” anlamındadır.

Nefis hiç sınır tanımaz. Kendisine sunulan şeylerin kaybolup gideceğini bildiği için hiç tatmin olmaz. İnsan sürekli nefsini doyurmaya çalışırsa, insanlıktan çıkar. Kötülüklerinden etkilenmemek için insanın nefsinden yana olmaması ve onu sahiplenmemesi gerekir. İnsan, karşısındaki bir düşmanmış gibi davranır ve acımasız olursa nefsi kölesi haline gelir. İnsanı kötülüğe yönlendiremez, çirkin davranışlara sürükleyemez. Kişi ne derse onu yapar. Bu da inanan insan için zor değildir.

İnsan bedeni emir kulu gibidir. İnsan ne emrederse onu yapar. Beden isyan etmez. Nefis var gücüyle kötülüğü emreder ama zorlayıcı bir güce sahip değildir. Nefsi abartmamak gerekir; gerçekte zavallıdır. Yalnızca insanın emrine bağlıdır; "dur" denildiğinde durur. “Nefsim devreye girdi, nefsim yaptı” ifadeleri iman zafiyeti ve ona bağlı akıl zafiyetidir. Kaldı ki iman sahibi kendisini en zor koşullarda dahi kontrol altına alabilir.

İnsanın nefsini dizginlemesi, nefsini ilah edinmemesi ve bencil tutkularının esiri olmaması gibi konulara eserlerinde sıkça yer veren Bediüzzaman, insanın kendi dışındakilere çevirdiği mücadele enerjisini, nefsinin kötü eğilimlerine yöneltmesi gerektiğine vurgu yapar.

Bediüzzaman, Risale-i Nur’da meşru dairede yaşamanın gerekliliğini, "Helal dairesi geniştir, keyfe kafi gelir; harama girmeye lüzum yoktur." (Sözler, s. 33, 133) sözleriyle ifade eder.

Nefsin telkinleri bazen insana çok inandırıcı görünebilir. Ancak unutulmamalıdır ki nefis asla insanın iyiliğini istemez. Çözüm Allah’a sığınmaktır. Nefis, Allah’ın tarafında olan insana karşı koyamaz, gücünü yitirir. Böylece imanı ve vicdanıyla kişi nefsini emri altına alır.

Ancak bu kararlılık insanın yaşamı boyunca sürmelidir. Çünkü ne denli iyi eğitirse etsin, nefis ilk fırsatta yeni bir atak başlatır, onu kötülüğe çekmeye çalışır. Allah nefse karşı kulunu uyarır:

"(Yine de) Ben nefsimi temize çıkaramam. Çünkü gerçekten nefis, -Rabbim’in kendisini esirgediği dışında- var gücüyle kötülüğü emredendir. Şüphesiz, benim Rabbim, bağışlayandır, esirgeyendir."(Yusuf Suresi, 53)

Yaptığı hataya suçlu arayan birçok kişi de şeytanı işaret eder. Bu da imanın zayıflığındandır. Oysa şeytan da yalnızca fısıldar. Samimi kullar üzerinde etkisi yoktur. İmanı güçlü olan insan bu fısıltıları dinlemez. İmanı sağlam insan harama güç yetiremez. Günahlar insana acısıyla, azabıyla gelir ve asla mutluluk vermez. İnsan harama girdiğinde huzurlu olmaz.

Gayrimeşru olan herşeyde inanan insanın adeta ruhu kilitlenir, vücudu kasılır. Vicdanı çok rahatsızlık duyar. Zaten bile bile günah işlediğinde insan nasıl rahat olabilir? İnsanın beyni, bir konuya karşı net tavır görürse vücudu kilitler. Ancak imanı zayıf, imanı gelip giden kişi nefsin etkisinde kalır. Gerçekten iman eden insanın bu konuda yaratılıştan sistemi güçlüdür.

Mümin de günaha düştüğünde durumdan olumsuz etkilenebilir. Ancak büyük pişmanlık hissederek manen çökmez. Morali bozulup, kendine olan güvenini yitirecek ya da kendisini kontrol edemeyecek duruma gelmez. Aklını ve iradesini kullanır, Allah’tan bağışlanma diler, samimi ve kesin bir tevbeyle tevbe eder.

Dinden uzak cahiliye insanı gibi yaptığı hatayı duygusal bir bakış açısıyla değerlendirmez; sıkıntı, karamsarlık ya da bunalım yaşamaz. Hissettiği yalnızca derin bir pişmanlık duygusudur. Ancak bu duygu, ‘rahmani bir pişmanlık’tır. Mümin, aczini görüp Allah’ın kudretini gereği gibi takdir eder; O’na yönelir, O’na sığınır.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın din kümesinde bulunan diğer yazıları...
İnkârcılar İnananların Sapmasını İsterler
Son Perde
Dinin Çıkarlarını Gözetmek
Anne Babaya İtaat Nasıl Olmalı?
Korkma Ebedi Varsın
Allah Aşkı
Bir Başka Candır Ölüm
Kadere Dair
Kur'an'dan Sorulacaksınız
Her Sabah, Günü Allah'a Adamak

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
İnsan Neden Kıskanır?
Konuşma Kişiliği Yansıtır
Çocuklar Gibi...
Ne Kadar Aciziz!..
Gerçek Sevgili
Ahirete Hazırlık Kursu
Gerçek Adalet
Duyguları Akıl ve İrade ile Terbiye Etmek
Vakit "Öldürmek" Değil, Kazanmak İçindir
İnsanlar İçin Yaşamak Zordur

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bir Otobüs Yolculuğu [Öykü]
Köy Anılarım (!) [Öykü]
Artık Oruç Tutuyorum (Çocuklar İçin Ama Büyükler de Okuyabilir :) [Öykü]
Daldaki Armut (Çocuklar, Gençler ve de Çocuk ve Genç Kalanlar İçin :) [Öykü]
Boyun Eğen Kutlu Kadın [Öykü]
Darwinizm, Komünizmin Bilimsel Kılıfıdır [Eleştiri]
Pkk'nın Hedefi; Komünist Toplum [Eleştiri]
"Kahrolsun O Zan ve Tahminle Yalan Söyleyenler" [Eleştiri]
Dünyalık Peşindeki Din Adamları [Eleştiri]
Şeytanın Çift Taraflı Kıskacı: Bir Yanda Ateizm Bir Yanda Yobazlık [Eleştiri]


Fuat Türker kimdir?

6 yıldır insani ve imani konularda makaleler ve çocuk yazıları yazıyorum. Yaklaşık 5 yıldır Haber Vaktim, Cemaat. com, Sayha Dergi, Edebistan, Turuncu Dergi, Körpe Kalemler, Edebiyat Defteri gibi dergi, portal ve haber sitelerinde yazılarım yayınlanıyor. Yazılarımı ve inandıklarımı paylaşmak için İz Edebiyat'dayım. Ayrıca Risale Çocuk, Kalem. biz ve Beyan/İstikamet Dergisi'nde çocuk yazıları yazıyorum.

Etkilendiği Yazarlar:
-


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Fuat Türker, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.