..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bir önyargıyı yok etmek, atomu parçalamaktan daha zordur. -Einstein
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Toplum ve Birey > Müşerref ÖZDAŞ




19 Aralık 2011
Çekilebilir Bir Hayat İçin Ne Gerekiyor?  
Müşerref ÖZDAŞ
Neler bekliyor bu yuvarlak dünyayı daha? Bu biranın sloganı ise şu : “Hayat çocuklar için bile içki olmazsa çekilmezdir.” Ne denir ki? Bu dünyayı içkisiz çekilir kılmaya çalışmak bu kadar zor mu?


:BHBF:


Çekilebilir bir hayat için ne gerekiyor?
Geçtiğimiz haftalara ait bir haberde oldukça dikkat çekici bir belirleme ile karşılaştım. Haber şöyle idi:Hollanda'da Alkol Kullanma Yaşı 10'a Düştü...
Peki, bu haberden sonra ne oldu? Büyük ihtimalle birçok kişi okuyup çoktan unuttu bile.

Zehirlenme sebebiyle hastaneye kaldırılan bu yaş çocuklarının araştırmalara göre yaklaşık dörtte üçünün içki kullanmayı anne ya da babalarından öğrendikleri belirtilmiş.

"Çocuklarımız ve alkol" adlı kitabının tanıtım toplantısında yapılan bir konuşmayı konu alan bu haberde ailelerin sorumluluğu olduğu belirtilse de, kütüphaneler dolusu kitap yazılsa da, birileri suçlansa da asıl çözüm nasıl bulunabilir konusunda köklü bir çalışmanın yapılmadığı da açıkça görülmektedir. Hollanda hükümetinin alkol satın alma yaşını 16’dan 18’e çıkarması sorunu çözecek midir? Bu ülkede umuma açık yerlerde içki kullanmak yasak olup küçük yaştaki çocuklara alkol satan yerlerde ruhsat iptaline varan cezalar da verilebilmektedir.

ABD'de daha önceleri alkol kullanım yaşı eyaletten eyalete değişirken şimdi ülke genelinde 21 yaş uygulaması geçerli.

Ya diğer ülkelerde sınır nedir? Birlikte görelim:
Fransa: Gençlere dair organizasyonlarda sponsorluk yasağı var. Televizyon ve billboardlarda alkol reklamı yasak.İçki satışı yaşı hafif içkiler için 16, diğerleri için 18.

İsveç: Burada da alkol reklamı yasak ancak light bira yada sınıf 1 kategorisindeki içkilerin reklamı yapılabiliyor.İçki satma yaşı işte 18.

Danimarka: 2003 yılından itibaren televizyon ve radyoda içki reklamı yapılabiliyor.Spor müsabakalarında reklamları yasak.Dükkanlarda 16 yaşa kadar satılabiliyor.

İrlanda: Yasak konusunda Türkiye ile benzer bir durumda. Ancak büyük gözetimi dâhilinde içki içmek için bir alt sınır aranmıyor.

Belçika : Çocuklara yönelik etkinliklerde sponsorluk yasak. Gençleri hedef alan reklamlara da dikkat ediliyor. Bar vb.yerlerde 16 yaş sınırı bulunuyor. Bira ve şarap gibi içkilerdeyse herhangi bir sınırlama yok.

Yunanistan: Spor organizasyonları haricinde birçok yerde sponsor olarak kullanılabiliyor. Benzin istasyonlarında, büfelerde, bakkallarda hatta hastane kantinlerinde bile içki satışına rastlamak mümkün.

Malezya: Televizyon ve radyolarda alkol reklamları yasak. Malayca olmayan gazete ve dergilerde içki reklamı yapılabiliyor. Alt sınır ise 18.

Dubai: İçki kullanımı için alkol lisansı gerekiyor ve bu lisans müslümanlara verilmiyor. İçki satışı ancak büyük oteller ve gece klüplerinin bünyesinde yapılabiliyor. Ramazan'da özel uygulamalar devreye giriyor.21 yaşından küçüklere ise içki satılmıyor.

Sorun sadece alkol müdür? Ya fuhuş, ya uyuşturucu, ya daha fazlası... şiddet, terör?
Peki, bizde durum nedir? Türkiye’de 2011 yılı başlangıcında, içki satış ve tüketimine getirilen kısıtlamalar o günlerde çok ses getirmişti. TAPDK (Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu) ( 07/01/2011 tarihli ve 27808 sayılı Tesmi Gazete’ye göre) Tütün mamulleri ve alkollü içkilerin satılına ve sunumuna ilişkin usul ve esaslar hakkında yönetmeliğe göre 2. bölüm madde 24’de alkollü içki reklamları ile ilgili kısımlarda Çocukları ve gençleri hedef alan yerlerde bazı kısıtlama ve yasaklara yer verilmiştir.

Başlangıçtaki tanımlar kısmında madde 4’de Genç: Onbeş ile yirmidört yaş arası dönem içinde bulunan kişi olarak açıkça tanımlanmış.
Yine 2. bölümde madde 6 aynen şu ifadelere yer vermektedir: İşyerinde; onsekiz yaşını doldurmamış kişilere tütün mamulleri ve alkollü içkiler satılamaz veya sunum suretiyle tüketimlerine arz edilemez. Yaş konusunda tereddüde düşülmesi halinde satıcı, talepte bulunan tüketiciden kimlik belgesi istemek suretiyle, onsekiz yaşından büyük olduğu bilgisine ulaşarak satışı veya sunumu gerçekleştirir.

Bu düzenleme sonrası, yukarıdaki açık ifadeye rağmen, değişik kesimlerde seslerin yükselmesine ve çoğu zamanki gibi tam olarak bilgi sahibi olmadan, kulaktan dolma bilgilerle konuşup eleştirmeyi kendine hak gören toplumun farklı kesimlerinden kişiler 24 yaşa takılı kalmıştı.
Sınırlamaları siyasi olarak yorumlayanlar da çoğunlukta idi.

Birçok evde ortaöğretim hatta ilköğretim düzeyinde çocukların mahalle bakkalına gönderilerek bira ile başlayan içki veya sigara satın almaya gönderdiğini hepiniz görmüşsünüzdür. Diyelim ki gönderilmedi, evde içki sofrasının kurulduğunu, mezeler hazırlandığını, dağınık bir masa başında sigara dumanının ağırlaştırdığı atmosferde çakırkeyif sohbetler yapıldığına tanık olmuştur evin çocukları, gençleri. Büyük olmanın böyle bir şey olduğu fikri uyanmıştır belki de...

Peki, ne yapılabilir? Kişisel özgürlükler kısıtlanmalı mı? Anne, baba ve yakınlar içki sigara kullanmamalı mı? Ya da her şeyin dozunda yapılabileceği fikri mi verilmeli yetiştirilen evlatlara? Aile içi ve okul eğitimi sorunları çözer mi? Satış yasağı önleyici olur mu yoksa yasaklar daha mı çekici kılar? Belki de akademik düzeydeki araştırmalar, tartışmalar ve çıkan kararlar topluma olumlu olarak dönebilir. Bunun arayışında olunmalı.

10 yaşında alkol alan, komaya giren, 12 sinde cinselliği yaşamaya başlayan, 13-14 ünde doğuran bir dejenere yeni nesil çıkıyor ortaya... Türk toplumu da büyük bir hızla takipte bu dejenerasyonu. Japonya'da çocuk birası üretilip yok sattığını, 400.000 şişe sipariş aldığı bilgisine ulaştım.
Neler bekliyor bu yuvarlak dünyayı daha? Bu biranın sloganı ise şu : “Hayat çocuklar için bile içki olmazsa çekilmezdir.” Ne denir ki? Bu dünyayı içkisiz çekilir kılmaya çalışmak bu kadar zor mu?
Karar sizlerin sevgili okuyucular.
Hayatınızın çekilebilir olması ve onu birileri için çekilebilir, hatta harikalar diyarı haline getirebilmeniz dileğiyle…

Müşerref ÖZDAŞ
19.12.2011



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplum ve birey kümesinde bulunan diğer yazıları...
Var Git Bildiğin Yolda
Kadın Olmanın Dayanılmaz Ağırlığı

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
İzedebiyat Yazarları Facebook Grubu
Hayat Konuşsun
Tarhanadan Müstehcenliğe Giden Kısa Yol
Doğaya Dokunuş
Uyarısız Şiddet
Fetih 1453 Gösterimde
Veda'nın Ardından
Şiddete Evet mi, Hayır mı?
Yazı - Yorum (Kını - Yorum)
Türkiye: 1 - Japonya: 4 (Galibiyet Bizim )

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Olsaydım [Şiir]
Sevgi (Seni) Ektim Yüreğime [Şiir]
Ateşi Yakan Bilir [Şiir]
Sahtekarlar Balosu [Şiir]
Sualler (1 ) [Şiir]
Yaşam - Aşk - Tutku - Sevgili [Şiir]
Yaşam Akıyor Yanı Başımda [Şiir]
Zamanın Kıyısında [Şiir]
Hani Bir Şarkı Var Ya [Şiir]
Yürekte Bir İmzadır Sevdan [Şiir]


Müşerref ÖZDAŞ kimdir?

Biyoloji öğretmeniyim. 1978'li yıllardan beri edebiyat,şiir,resim ve geleneksel sanatlardan "ebru " ve "kaat'ı " ile uğraşıyorum. Sevgi yolu, Ortanca ve Mahzunice adlı dergilerde yazılarım yayınlanmaktadır. Turkhaber ve Cbhaber internet gazetelerinde de köşe yazarlığı yapmaktayım. Edirne-Uzunköprü SES gazetesinde de yazmaktayım. Yaşamın en iyi öğretmen olduğunu biliyorum. . . Ve sınavını en hazırlıksız zamanlarda yaptığını . YAŞAM BİR ŞİİRDİR. . . ŞİİR DE SEVDAM. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Etkilememeye çalışıyorum..Herkesin de ne olursa olsun bir süre sonra kendine bir tarz oluşturduğunu düşünüyorum...


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Müşerref ÖZDAŞ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.