..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
İnsan özgür doğar, ama her yanı zincire vurulmuştur. -Rouesseau
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Din > Fuat Türker




29 Mart 2012
Hayata Değil Allah'a Tutunmak  
Fuat Türker
Bazı kişiler de Allah karşısındaki aczlerini görmezden gelerek, ölümü ve ahireti kendilerince hafife alırlar. En güzel yerdeki en güzel mezarı satın alır, öldükten sonra en iyi yerde olacaklarını düşünürler. Hatta güzel manzaralı mezarlarıyla insanlara gösteriş yaparlar.


:ABII:
Yalnizca dünya hayatını esas alan insanların, akılsızca, boş ve marjinal davranışlarına sıkça tanık oluruz. Bu kişiler zorluk zamanlarında ya da tedavisi zor bir hastalık durumunda, çok çirkin bir cesaret ve imani şuursuzluk örneği sergilerler. İnanan insanlar, kendileri için bir fırsat ya da ibret vesilesi olarak gördükleri olağan dışı olaylar karşısında Allah’a daha fazla sığınırken, bu kişiler, acizliklerini kabullenmez, dünya hayatına bağlılıklarında direnirler. Ölümün yakınlığını hissedip Allah’a yönelmek yerine, "ben güçlüyüm", "bunu yenerim", -haşa- "bu benim kaderim olmamalı, bunu değiştireceğim" gibi akıl dışı sözlerle Allah karşısında ne denli acz içinde olduklarını unutur, kendi güçleriyle bu durumu değiştirebileceklerini zannederler. Zor zamanlarda bu kişilerin en çok söyledikleri söz de, "hayata tutunmaktır."

Oysa hastalık, insanın Allah’a olan duasını ve yakınlığını artırır. Allah’a tam olarak teslim olmamış kişi, belki hastalığı vesilesiyle güzel özellikler kazanabilir. Örneğin iyileşme süresi uzadıkça insan, ölümü daha fazla düşünmeye başlar ve gönülden Allah’a yönelerek sağlık vermesi için dua eder.

Bediüzzaman’ın ifadesiyle "ilahi bir hediye" olarak gördükleri hastalık, müminlerin ibret alarak imanlarının derinleşmesine, Allah’a daha sıkı bağlanmalarına vesile olur.

Fiziksel bir rahatsızlıkla karşılaşmak, güzel ahlak göstermek için bir imtihandır; hastalığı da, şifayı da yaratan yalnızca Allah’tır. Mümin hastalandığında, ardındaki hayır ve hikmeti düşünür, sabreder. Hastalığı şükür, ecir kazanma ve Rabb’ine yakınlaşma fırsatı olarak görür. Allah’a olan sevgisini -hastalık dahil- O’ndan gelen her şeyden hoşnut olarak kanıtlar. Hastalığın getirdiği eksikliği musibet olarak değil, sonsuz ahireti için rahmet olarak görür.

Hemen hemen her gün çevremizde, gazete ve televizyonlarda Allah’ın üzerindeki rahmetini düşünmeyen, sıkıntılarını giderecek tek gücün Yüce Allah olduğunun bilincinde olmayan insanlara rastlarız. Her an ölebileceğinin farkında olduğu halde imandan yüz çeviren kimselerin örneklerini görürüz.

Hatta çok az ömrü kaldığını öğrendiği halde, inançsızlığını vurgulayan ve çirkin bir cesaret sergileyen kişilerle karşılaşırız. Dahası "nasılsa herkes ölecek, ölüm doğal bir olay, önemli olan ölene kadar nasıl yaşadığım" gibi şuursuz sözlerini işitiriz.

Son günlerini iyi ve güzel davranışlarda bulunarak geçirmek yerine öfkeyle yaşayan insanlar, ne denli büyük bir kayba uğrayacaklarını düşünmezler. Çevrelerindeki insanların, "öleceğini bildiği halde ne kadar cesur ve hayata bağlı" demeleri için gösterdikleri çabanın "boşa bir çaba" olduğunu anlayamazlar. Oysa bir daha asla geri dönemeyecekleri dünya hayatındaki tüm çabaları, onları, asla geriye dönüşü olmayan sonsuz pişmanlığa sürükleyecektir.

Ölüm ve ahiret konusunda kendince cesaret örneği olan meydan okumaları, insanı güçlü bir insan haline getirmeyecektir. İsyan da etse Allah’ın kulu olduğu gerçeğini değiştiremeyecek, Allah’ın dilediği an ölüm onu bulacaktır. Gösterdiği kibir ve enaniyetini yaşayacak, ahirette tüm bu çirkin davranışları ona "yürek acısı" olacaktır. Ki o acı, dünyada yaşadığı acıların yanında kıyas bile edilemeyecek şiddette bir acıdır.

Yaşadığı hastalık insanın, Allah’ın sonsuz merhametine sığınıp bağışlanma dilemesi ve tevbe etmesi için özel yaratılan fırsatlardır. Ancak yaptığı seçim iman değil isyan olan kişi, ahirette yaşayacağı sonsuz acıları göz ardı etmektedir.

Bazı kişiler de Allah karşısındaki aczlerini görmezden gelerek, ölümü ve ahireti kendilerince hafife alırlar. En güzel yerdeki en güzel mezarı satın alır, öldükten sonra en iyi yerde olacaklarını düşünürler. Hatta güzel manzaralı mezarlarıyla insanlara gösteriş yaparlar. Kimi insanlar da ölmeden önce cenaze törenlerinin nasıl muhteşem olması gerektiğiyle ilgili vasiyetlerde bulunurlar. Oysa insanın mezarının konumunun ya da cenaze töreninin ihtişamının, ne kendisi ne de gösteriş yaptığı insanlar için hiç bir önemi yoktur. Kendisiyle birlikte gidecek olan, "İnsana o gün, önceden takdim ettikleri ve erteledikleri şeylerle haber verilir. (Kıyamet Suresi, 13) ayetiyle bildirildiği üzere dünya hayatındaki iyi ve kötü amellerive erteledikleridir. Onu gerçek muhteşem hayata kavuşturacak olan ise yalnızca Allah’ın hoşnutluğu için yaptıklarıdır.

Allah, bu kişileri, sözlerini ve davranışlarını bir hikmet üzere yaratır. Kendisine aşkla ve içten derin bir saygı ile bağlı olan samimi kullarına, imansızlığın insanı ne denli ürkütücü bir hale getirdiğini böyle örneklerle gösterir. Müminler, bu olayları ve insanları ibret vesilesi olarak görür, daha şuurlu ve derin imanlı insanlar haline gelirler.

Kur’an, bu kimseleri, henüz yaşıyorken ve zaman varken iman etmeleri için, "Azap size gelip çatmadan evvel, Rabbiniz’e yönelip-dönün ve O’na teslim olun. Sonra size yardım edilmez. Rabbiniz’den, size indirilenin en güzeline uyun; siz hiç şuurunda değilken, azap apansız size gelip çatmadan evvel .(Zümer Suresi, 54-55) ayetiyle, ahiretteki sonsuz azabına karşı uyarır.

Söz ettiğimiz insan karakterlerine, hemen her gün ve dünyanın her yerinde rastlayabiliriz. Ancak uyarıları göz ardı eden, Allah’a tutunmak yerine "hayata tutunan" bu enaniyetli kişiler için sonsuz azap mekanı, ahiretteki son durak olacaktır.

Gerçekten Biz sizi yakın bir azab ile uyardık. Kişinin kendi ellerinin önceden takdim ettiklerine bakacağı gün, kafir olan da: "Ah, keşke ben bir toprak oluverseydim" diyecek.(Nebe Suresi, 40)

Fuat Türker, Edebistan



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın din kümesinde bulunan diğer yazıları...
İnkârcılar İnananların Sapmasını İsterler
Son Perde
Dinin Çıkarlarını Gözetmek
Anne Babaya İtaat Nasıl Olmalı?
Korkma Ebedi Varsın
Allah Aşkı
Bir Başka Candır Ölüm
Kadere Dair
Kur'an'dan Sorulacaksınız
Her Sabah, Günü Allah'a Adamak

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
İnsan Neden Kıskanır?
Konuşma Kişiliği Yansıtır
Çocuklar Gibi...
Gerçek Sevgili
Ne Kadar Aciziz!..
Ahirete Hazırlık Kursu
Gerçek Adalet
Duyguları Akıl ve İrade ile Terbiye Etmek
Vakit "Öldürmek" Değil, Kazanmak İçindir
İnsanlar İçin Yaşamak Zordur

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bir Otobüs Yolculuğu [Öykü]
Köy Anılarım (!) [Öykü]
Artık Oruç Tutuyorum (Çocuklar İçin Ama Büyükler de Okuyabilir :) [Öykü]
Daldaki Armut (Çocuklar, Gençler ve de Çocuk ve Genç Kalanlar İçin :) [Öykü]
Boyun Eğen Kutlu Kadın [Öykü]
Darwinizm, Komünizmin Bilimsel Kılıfıdır [Eleştiri]
Pkk'nın Hedefi; Komünist Toplum [Eleştiri]
"Kahrolsun O Zan ve Tahminle Yalan Söyleyenler" [Eleştiri]
Dünyalık Peşindeki Din Adamları [Eleştiri]
Şeytanın Çift Taraflı Kıskacı: Bir Yanda Ateizm Bir Yanda Yobazlık [Eleştiri]


Fuat Türker kimdir?

6 yıldır insani ve imani konularda makaleler ve çocuk yazıları yazıyorum. Yaklaşık 5 yıldır Haber Vaktim, Cemaat. com, Sayha Dergi, Edebistan, Turuncu Dergi, Körpe Kalemler, Edebiyat Defteri gibi dergi, portal ve haber sitelerinde yazılarım yayınlanıyor. Yazılarımı ve inandıklarımı paylaşmak için İz Edebiyat'dayım. Ayrıca Risale Çocuk, Kalem. biz ve Beyan/İstikamet Dergisi'nde çocuk yazıları yazıyorum.

Etkilendiği Yazarlar:
-


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Fuat Türker, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.