..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Sorularla dolu bir kitap... hiçbir zaman eksiksiz olamaz. -Robert Hamilton
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Toplumcu > Hıdır Murat Doğan




19 Temmuz 2012
Ekinoks  
Hıdır Murat Doğan
Sen hiç, bir ağacı, kar yağarken gördün mü?


:AEFI:
- Öğretmenim Van’da kar yağıyor?

- Yağıyor Yunus.

- Burada niye yağmıyor?

Sustu. Önündeki kağıdı hızla boyamaya devam etti.

- Burası mı güzel Van’mı?

- Bura.

Kafasını kaldırmadan sorulara umarsız bakışlarla cevap veriyordu çocuk.

- Ama Van’da kar yağıyor Yunus?

- Kar güzel. Ama çocuklar ölüyor…

Sustular.

Zil çaldığında yarılmış, küçük avuç içleriyle toparladı, öğretmenin verdiği boyalarını.

- Sen de gelecen?

“Evet” dercesine başını salladı öğretmen.

Otobüs caddelerin kararan yol çizgilerinin üzerinde ilerliyordu.

Kafasını cama yaslamış, buğuyu elleriyle karıştırıyordu.

- Ne çiziyorsun Yunus?

Yere değdiremediği ayaklarını ön koltuğa doğru uzattı. Kömür karası gözleri parıldadı birden:

- Ağaç çiziyorum.

- Çok mu seviyorsun ağaçları?

Gülümsedi.

- Bu bizim bahçenin ağacı öğretmenim.

Adam istemsiz bir gülücük attı.

Caddeler hınca hınç doluydu.

Egzoz dumanları havaya karışırken, insanlar kaldırımlarda ellerinde ünlü markaların torbaları, deri çantalarıyla bekleşiyor, koşuşturuyor, yürüyordu.

Vitrinler ışıltılı bir akşamüstüne hazırlanıyor, lüks otomobiller yavaş ritimlerle tekerleklerini çeviriyor, adım adım ilerleyen trafikte sürücüleri ordan oraya bakınıyordu.

- Yine olaylar varmış, yol kapalı.

Şoför yanında ayakta duran adamla konuşuyordu.

Arkasındaki permalı kadın öfkeyle şalını düzeltti.

- Nevruz’muş. Gidip kendi şehirlerinde ne yapıyorlarsa yapsınlar.

Ayaktaki adam döndü, baktı:

- Her gün başka bir şey. Nevruz bahane.

Uzakta bir yerlerde siyah dumanlar göründü. Otobüs hızlandı. Birkaç ışık geçti.

Çocuk düşlerini zihninde resmediyordu Yunus. Alacalı ışıklara dalıyordu gözleri. Siyahlık aydınlanıyordu sanki.

- Sizin ağaç var?

Öğretmen sağ yanağını çekerek gülümsedi:

- Var Yunus.

- Nerde? Van’da?

- Muğla’da.

- Muğla uzaktır?

- Uzak Yunus.

- Baban seni götürüyor?

- Babam orda zaten Yunus. Ben gidiyorum.

- Benim babam burda.

- Ne güzel işte.

- Ama Van’a götürmüyor…

- Neden?

- Van çok uzaktır…

Sonra renkler soldu. Otobüsün ışıkları yandı. Uğuldayan pencereleri akşamın rüzgarını içeri davet ediyordu. Camlarının öte yanında gitgide kararıyordu her şey. Şehir şekil değiştiriyordu. Beton rengine, kiremit kırmızısına dönüşüyordu sokaklar.

Sonra üç çocuk, bir çöp konteynırını çekiştiriyordu köşedeki binanın önüne doğru. Peşinden koşturduklarında, kaldırıma çarparak durdu.

Gitgide kararıyordu her şey. Orda bir yerlerde, hızla geçen arabanın manzarasında, bir sokakta, birkaç metre yükselen ateşin yansıttığı silüetleri gördü.

İndiler. Keskin bir is kokusunu çektiler içlerine. Birikintilerin arasından geçtiler. Dumanların gizlediği sokak lambasının ışığı yanmaya hazırlanırken, cızırdıyordu.

Birkaç metrekarelik bir bahçe, gecekondunun önündeydi. Bir turunç ağacı, daracık alanı kaplıyordu.

Kapıyı koltuk değnekli bir adam açtı. Yunus çantasını kapının dibine bıraktı. Koştu içeri.

- Buyursana beyim.

Eşikteki ayakkabılara baktı. Siyahlığı çoktan gitmiş yırtık ayakkabılara…

- Ben Yunus’un öğretmeniyim. …

- Bunca çocuk zor olmuyor mu bu şehirde?

Adam gömleğinin yırtık yakasını düzeltti.

- Biz. Bize her yer zor beyim.

- Deprem’de eviniz mi yıkıldı?

- Yok beyim.

- Buraya neden geldiniz?

- Başka çare kalmadı beyim.

Başını sol omzundan içeri çevirdi. Sağ eliyle arka odayı gösterdi:

Bize her yer zor beyim.



- Yunus Van’ı özlemiş. Sürekli anlatıp duruyor.

- Anlatır beyim.

Mahçup bir edayla duvardaki askılıktan paltosunu aldı. Kapıyı çekti. Avluya çıktı.

- İnsan özler beyim. İnsan olan özler.



- Peki şimdi burada mutlu musunuz?

Adamın yüzüne kızıllaşan göğün son ışıkları vurdu:

- Sen Başkale’yi bilir misin beyim?

- Bilmem. Güneş, çatlak duvarın yüzeyini akşamüstü turuncusuna buladı.

- Peki, dedi durakladı, sigarasından bir yudum aldı.

Sen hiç, bir ağacı, kar yağarken gördün mü?



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplumcu kümesinde bulunan diğer yazıları...
Umut...

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Freud, Beethoven ve Haydar
Sophie Döndüğünde...
Ölü Evi Fotoğrafçısı
Bu Rüya Feyk Ulan!
Evveliyatını Bilmediğim Tuhaf Acılardan Geçtim.
Hiç Bir Aşk Manipule Kabul Etmez
Ölürsem Beni Herhangi Soğuk Bir Kaldırıma Gömün.
Naçizane Fikrim, Kalmandı Ama
Gidenler ve Kalanların Aynı Yöne Bakması Sorunsalı.
Biraz Uzak, Biraz Çıplak

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
İçimdeki Çocuğun Enteresan Şekilde Bıngıldağının Kapanmayışı [Deneme]
Kimliği Kaybetmek, Kişiliği Kaybetmekten Zordur Vesselam. [Deneme]
Çocukluğumun Sonsuz Sayılı Günleri veya Geç Kalınmış Zamanlara Soneler. [Deneme]
Che Süper Bir İnsandı, Ben O Kadar Değilim. [Deneme]
Bir Nazi'nin Notları [Deneme]
Ya da Sen Sevdayı Bir de Yerküreye Sor. [Deneme]
Yitik Sefer Sayısı [Deneme]
Tanrım; Çok Saçma Ama, Bir Mucize Bölmeli Geceyi [Deneme]
Dandik Düşler Zamanı [Deneme]
Düş Evreninde Travma Tespiti [Deneme]


Hıdır Murat Doğan kimdir?

Yazın-Çizin işlerine meraklı bir yazıcı / ama yazar değil.

Etkilendiği Yazarlar:
Beckett.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Hıdır Murat Doğan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.