Geçmiş ölmedi. Henüz geçmedi bile. -William Faulkner |
|
||||||||||
|
1.“ Allah(c.c) köpekleri bile anne yapmasın” derdi annem , annelik içini acıttığında. Bizi doğurduğuna pişman mıydı? bilmem ama biz onu üzdüğümüzde böyle söylerdi. Benden iki yaş küçük kardeşim Atilla sıkıntılı bir çocuktu , aslında yufka yürekli biriydi ,dürüsttü , namuslu şerefli ve mertti ama içten içe kabadayılığa özenirdi ve bu yüzden silahsız gezmezdi. Günlerden bir gün Atilla'dan bir haber gelmişti. Jandarma karakolundan arıyorlardı. Atilla silahla yakalanmıştı. Gözaltına alınmıştı. Vakit gece yarısıydı. Ama annem karakola gitmek istemiş , zar zor ikna etmişler ,yarın savcılığa çıkacak orada görürsün demişler , ikna olmuş Ve ertesi gün Atilla çıkarıldığı suçüstü mahkemesince tutuklanmış ceza evine gönderilmiş Annemde bulduğu ilk vasıta ile ceza evine gidip oğlunu ziyarete gitmiş, fakat görüş günü değil diye ceza evine almamışlar ve görüştürmemişler Annemde ağlaya ağlaya yola çıkmış bir otobüse binmiş ,ceza evi ilçeye bir hayli uzakmış . Birden bir durum şoförün dikkatini çekmiş ama anlayamamış annem dolmuşla gemlikte birkaç kez tur atmasına rağmen araçtan inmiyormuş ve birdenbire annem yolcu otobüsünün içinde yığılmış kalmış Derhal hastaneye kaldırmışlar , çünkü annem inme yani felç geçiriyormuş buna bağlı olarak beyinde kanama olmuş bilinç kaybolmuş konuşamıyormuş Üzerinde kimlik yokmuş fakat o yıllarda kullanılan bir hasta sevk kağıdı çıkmış ve sevk kağıdının memurun adı bölümünde benim ismim yazıyormuş kurum adı ise İmralı ceza evi Müdürlüğü yazmasından yola çıkarak beni bulmuşlar. Birden bire dairenin telefonu çaldı ablam arıyordu . Annem düştü , felç geçirdi dedi bende bulduğum ilk vasıta ile Gemliğe geldim hastane odasına girdim Annem felç geçirmiş , hareketsiz bir şekilde bir yatakta yatıyordu . Ölmediğine sevindim ama felç olmasına çok üzülmüştüm Belli belirsiz bir şeyler söylemeye çalışıyordu. Ama ne dediği anlaşılmıyordu Odada bulunan ablama sordum o yapmadı , o yapmadı demeye çalıştığını söyledi Evet o bir anneydi evladı ,yavrusu ne kadar suçluda olsa felç geçirmiş , konuşamaz bir haldeyken bile çocuğunu bir avukat gibi savunuyor o yapmadı diyordu yıllar sonra sınavlara girerek ceza evi müdürü oldum , yüzlerce annem gibi anne ceza evine ziyarete geldi çocukları ne yaparsa yapsın evlatlarının suçsuzluğuna inanıyorlar ve annem gibi o iki kelimeyi söylüyorlardı “ o yapmadı” ben ceza evi müdürü olunca bu olayı hiç unutmadım ve ceza evine çocuklarını ziyaretine gelen her anneye , annem olsa nasıl davranır isem öyle davrandım ve hep o iki kelimeyi hatırladım o yapmadı....... Suat engin yılmaz Denizlerin Engini 21ARALIK 2012
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © suat engin yılmz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |