Dokunmayın bana orkestra olurum, müziğimden anlamazsınız. Dokunmayın bana resim olurum, renklerimden korkarsınız. Ellerim asma bahçesidir, üzümlerimden çalmayınız. Bileklerim kabe yoludur, bıçaklarınızla kollarımı doğramayın. Bu dünyada kim üstün davası vardır, karga gibi başımda uçmayın. Dokunmayın bana boş çuvallarınızı kanımla doldurmayın. Dokunmayın yaralarıma, merhem olmayın. Her ışığı karanlıkta yıldız sanmam, uçaklar yol alır göğün karanlığından başka memleketlere. Kimse mehtabını bırakmaz giderken. Karanlığıma dokunmayın, umut ışığıyla beni avutmayın. Dokunmayın hayat hikayeme, her sayfasında dağ gibi cümleler vardır, anlamakta zorlanırsınız. Kusuruma bakmayın, sizler bozuk terazilersiniz hep eksikliğimi gösterirsiniz, ağırlığımdan anlamazsınız. Dokunmayın bana elleriniz bir gemi değildir, beni sürüklemez mutluluğa. Sizler ağlamasını bilmezsiniz, dokunmayın gözyaşlarıma, anlamazsınız dertlerimden. Kaldı ki merhametiniz kartaldır, yüreğimi kendi yavrularınıza yedirirsiniz. Sizler başka hayatlardan beslenirsiniz. Kaldırın üzerimden yorganlarınızı, yorganlarınız üzerimde kar olur, boran olur. Üşümelerim sizin ellerinizden olur. Bir gülün dikeni beni incitmez, ondan bir yaprak düşerse elleriniz yüzünden, bir daha dokunamazsınız bana o ellerinizle. Sizler hep gülün dikeninden şikayet edersiniz, elinize battığında ağlarsınız, gülün koparılışına ve gülün yolunmasına ise alkış tutarsınız. Siz hep kendi acılarınıza ağlarsınız. Gülleri koparan elleriniz su vermek ister bülbüle. Dokunmayın bana bu bülbül ne çekti ellerinizden.