Her gün yeniden doğmalı. -Yunus Emre |
|
||||||||||
|
Hiçbir şey için vaktimiz yok. Ama Attila İlhan’nın Bıçak Sırtı romanındaki kahraman Suat’ın dediği gibi ; “Yassı, somurtkan bir yaşantının ağır ağır ufaladığı bir kadın; Bir yandan kocasının kaprislerine, bir yandan ev işlerinin ahmakça düzenine bağlı, çamaşır günü, ütü günü, büyük temizlik günü, kabul günü! Dehşetli yemek yapabildiğine, dolaplarını çekmecelerini tiril tiril tuttuğuna , banyoda iki gündür damlayıp duran musluk aklından çıkmadığına göre , belki de sıradan bir ev kadını olmuştu” Düzgün çarşaflar ve tertipli bir oda sağlamak , bunları bir gün yapmasanız ya da bir ay ya da bir sene ? Denemediniz ki bilesiniz. Çünkü bir süre sonra yaptıklarınız otomatikleşiyor. Ve yapmak için elbette yoruluyorsunuz bunca işi, ama her seferinde daha az akıl harcıyorsunuz bu otomatikleşen işler için. Geçen gün bir bayanla tanıştım. İrice bu bayan sohbetin aralara sızması ile disk şampiyonu olduğunu ve çocukları olunca mesleğini bıraktığını söyledi. Aslında şaşırmamıştım. Tanışıp ta sohbetin bu boyuta gelmediği kimbilir ne cevherler vardı sadece ajandamda bile. Kendisine gönüllü de olsa bu konuda ders vermesi gerektiğini , bunun çocuklarından çalınma saatler yerine onlara verilen ödüller olacağını dilim döndüğü kadar anlatmaya çalıştım. İletişim içinde olmak, elbette bir insanın kendisine sağlayacağı en büyük katkılardan biridir. Kendini üretken hisseden bir beyin, sürekli üretme moduna girer. Bu his bir nevi, aklın benzini vazifesi görür. O kadını asla tutamazsınız. Dayanıklı bir beton gibi olur. Örneğin kocasının her hareketinin hesabını tutmaz, gülüp geçmesini bilir. Bu ise, üst üste konan tahta bloklar gibidir. Bloklar sağlam yerleştikçe, daha yükseğe çıkabilir. Kim bu kadar basit ve anlamlı bir yolu denemek istemez ki ? Ve üstelik kadın, kadar değerli, kadın kadar, kendi kendine yetebiliyorken. Bir de yaşadığınız sorunların o şaşalı insanlarda olduğunu da unutmayın. Bunun için size bir film serisini izlemenizi tavsiye ediyorum. Ne demek istediğimi anlayacaksınız. Çünkü aşkı ilk yitiren ya da ilk bulan siz değilsiniz!!!!!!Filmlerin ismi şunlar, özellikle sırasıyla izlemenizi tavsiye ediyorum. Before sunset, before sunrise ve before midnight….. Şimdi bir resminizi çekin bu satırları okurken, sonra yapabildiklerinizi yaptıktan sonra bir resim daha çekin. Gözlerinizdeki ışıltı sizi bir sonraki adım için heveslendirecektir. Tüm yeteneklerinizi gerçekleştirebileceğiniz müzik ve edebiyat dolu bir yıl diliyorum.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Aysun Güven, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |