Bir klasik herkesin okumuş olmayı istediği ancak kimsenin okumayı istemediği eserdir. -Mark Twain |
|
||||||||||
|
Tüm dinler, hep sevgiyi, kardeşliği, barışı ve iyi niyeti emrederler. Çünkü bunlar Tanrının isteğidir. Dinler, ne kadar farklı olursa olsun temelinde sevgi, saygı, hoşgörü ve barış vardır. Ve din kurallarını incelediğinizde insanın yaşam biçimini etkileyen, hayatını düzenleyen kurallar olduğunu görürsünüz... İnsanlar da Tanrıya olan kulluk görevlerini yerine getirebilmek için ibadet ederler. Bu ibadetlerini de genellikle topluca gittikleri mekanda yaparlar... Buna kimileri “cami” der, kimileri “kilise” der, kimileri “cem evi” der, kimileri “sinagog” , ya da “havra” der... Hepsinin de ortak yanı insanların Allah’a olan kulluk görevlerini yerine getirebilmek için, oraya gidip sevgi içinde ibadet etmeleridir... Bu tür yerler, ne olursa olsun saygın yerlerdir... Her dinde bu tür mekanlara sevgiyle bakılır... Bu tür yerlere saygısızlık yapmamaya dikkat edilir. Çünkü insanların inançlarına saygı duyulur... Güney Kıbrıs’ta bulunan Ebubekir Camii 1974 yılından sonra ilk kez ibadete açıldı. Müftümüz Sayın Talip Atalay, Rum Din Adamı 2. Hristostomos’un daveti üzerine, yanında bir heyetle birlikte Rum tarafına geçti. Burada Baf Bölgesi’nde çeşitli camileri gezdi. 40 yıl aradan sonra bu bölgeye yapılan ilk ziyaret olması bakımından önem taşıyordu bu gezi. Talip Atalay da ilk ziyareti gerçekleştiren kişi olarak tarihe geçti. Burada vurgulamak istediğim önemli noktalardan biri şu: İki ayrı dinin -İslam ve Hristıyanlık- istenildiği taktirde iyi ilişkiler içinde bulunabilmesi ve toplumları din adamları aracılığıyla birlikte birbirlerine dostluk ellerini uzatabilmesiydi. Demek ki istenilince oluyormuş. İstenilince farklı düşüncelere sahip, farklı dinlere mensup toplumlar, istedikleri taktirde her türlü olumsuzlukları bir yana bırakarak sevgiyle kucaklaşabiliyormuş. Umarız bunun devamı daha da gelir. Ve daha da öte gidilerek iki toplum, ayrı iki devlet olarak birbirlerini tanır ve dostlukla, sevgiyle, kardeşçe yan yana varlıklarını sürdürürler ve anlaşıp birbirlerine gidip gelirler... Ebubekir Camii, İslam alemi için önem taşıyan bir mekan. Sayın Atalay "Caminin en önemli özelliklerinden bir tanesi İbrahim Sıtkı Hazretleri'nin burada yatıyor olması" dedi. Caminin ziyarete açılmasında başpiskoposun önemli rol oynadığını, Güney Kıbrıs'taki eski eserlerden sorumlu dairenin caminin eski eser olmasından dolayı herhangi bir faaliyet için izin vermediğini kaydeden Atalay, "Buranın açılmasında kilise ile olan ilişkilerimizin çok büyük önemi var. Başpiskopos dışında kimse bu konuya sıcak değil belki de" dedi. Her iki din adamı cami bahçesinde ortak bir basın toplantısı düzenledi. Hristostomos konuşmasında müftünün ziyaretinin, Kıbrıs Rum Yönetimi ve kilisenin Müslüman ibadet yerlerinin bakımını yaptırdığının görülmesi açısından çok önemli olduğunu ifade etti. En önemli hedeflerinin iki toplumu yakınlaştırmak cami ve kiliselerin bakımının yapılarak ibadete açılması çalışmalarının devam etmesi olduğunu kaydeden Hristostomos, ibadet yerlerinin ne sadece Kıbrıslı Türklere, ne de sadece Kıbrıslı Rumlara ait olduğunu tüm adaya ait olduğunu kaydetti. Üzerinde durmak istediği ikinci konu şu: Bilindiği gibi Rumlar, Güney’e TC kökenli KKTC vatandaşlarını yasal olmadığını, onların Kıbrıs’a işgal bölgesinden, kaçak olarak girdiğini, Rum Kesimine yasal olarak girilebilmesi için Atina üzerinden gelinmesi gerektiğini ileri sürerek Rum tarafına almamaktadır. Sayın Talip Atalay da TC kökenlidir. Demek oluyor ki artık Rum tarafı bu tezini kırmıştır. Yıllardır yanlış olarak uyguladıkları bir anlayışı rafa kaldırmışlardır. Şimdi denilecek ki “Özel bir izinle Sayın Atalay Güneye geçmiştir.” Her ne sebeple olursa olsun Sayın Atalay, Rum tarafına yasal olarak geçmiştir. Bir tabuyu kırmıştır. Bir yanlışı düzeltmiştir. Yıllardır TC kökenli KKTC vatandaşlarına yapılan bir haksızlığa son verdirmiştir. Bu nedenle Sayın Atalay’ı iki kez hatta üç kez kutluyorum. Umarım Rum tarafı artık bu yanlışı bir daha uygulamaz. Bundan böyle tüm TC kökenli KKTC vatandaşlarının özgürlük haklarını elinden almaz. Bu vatandaşlarımızın, istediklari zaman bu bölgeye rahatça ve huzur içinde geçmelerine, seyahat etmelerine izin verirler. Zaten dinler de bunu emretmiyor mu?
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |