Mutlu köle çoktur. -Darwin |
|
||||||||||
|
2. Cumhurbaşkanı Sayın Mehmetali Talat yeniden CTP’nin başına geçerek partinin Genel başkanı oldu. Öncelikle tebrik ediyor ve hayırlı olmasını diliyoruz. “Eskiye rağbet olsaydı, bit pazarına nur yağardı” der bir Atasözümüz. CTP hangi anlayışa hizmet ederek eskiye dönüş yaptı bilemem. Oysa şu an CTP içinde bu görevi üstlenecek ve layıkıyla yerine getirebilecek birçok isim vardı. Genç, dinamik ve aydın olan toplumda yer edinen ve hiçbir kesimin itiraz etmeyeceği isimler vardı. Ama CTP, tercihini bu yönde kullandı. Takdir edip saygıyla karşılamak gerek. Zira bu durum onların bir iç meselesi… Parti Genel Başkanlığına getirilen Sayın Mehmetali Talat’ı doğrusu zor günler bekliyor. Şu an hükümetin büyük ortağı olan ve her zamanki gibi başarısız bir hükümet örneği sergileyen CTP nasıl toparlanacak bilemiyorum. Sayın Mehmetali Talat deneyimli bir kişilik. Disiplinli ve üretken biri. Bunu hepimiz kabul ediyoruz. Ama şimdiki zaman, artık geçmişteki zaman değil. Köprünün altından çok sular geçti. Düşünceler, zihniyetler, bakış açıları değişti CTP’de… O, katı, sert anlayışa sahip, parti disiplini için hiçbir şeye acımayan düşünce yok. Daha ılımlı, daha anlayışlı, daha az kindar bir CTP var. Bunda da kadroların değişmesinin, gençleşmenin payı büyük. Sayın Mehmetali Talat, şu an seçilmiş biri değil. Yasalarımıza göre de seçilmiş olmayan biri Başbakanlık yapamaz. Dolayısıyla Sayın Talat, milletvekili seçilene kadar Başbakanlık makamına emanetçi biri oturacak. Tabii bu da birçok sorunu beraberinde getirecek. En başta CTP iki başlı bir parti görüntüsü verecek. Bir tarafta partinin genel başkanı durumundaki Sayın Talat, diğer tarafta ise Başbakan konumuna atanacak kişi… Atanacak kişi diyorum, çünkü bu kişi Sayın Talat tarafından belirlenip Partinin MYK’sından da alınacak onayla Başbakanlığa getirtilecek. Ve bu şahıs icraatın başında olacak. Yani hükümeti idare eden kişi olacak. Tabii burada da Sayın Talat ile ne kadar uyum içerisinde olacak bilemeyiz. “Başbakan benim. Ben ne dersem ol olacak” derse ve Parti Başkanı Sayın Talat da “Genel Başkan benim. Seni oraya atayan benim. Benim dediğim olacak” derse ne olacak? Tabii bunlar kendi sorunları olacağından biz, sadece hatırlatma görevimizi yerine getiriyoruz… CTP, Hükümeti nasıl oluşturacak? DP ile anlaşıp yoluna devam edecek mi? Serdar Denktaş ile anlaşamayan CTP için bu durum çok zor görünüyor. Veya UBP ile anlaşıp güçlü bir hükümet mi oluşturacak? Her iki partinin de yıpranacağı demek olan böyle bir koalisyon da zor görünüyor? Anlaşılsa bile Bakanlık sayılarında ve hangi bakanlıklarda uzlaşıya varılacak? Zor durumlar vesselam… Şu an Başbakanlık koltuğu için isimler öne sürülmeye başlandı bile. Bir ara eski Başbakanlardan Ferdi Sabit Soyer’in adı öne sürüldü. Bana göre bunun sebebi, bıyıklılar- bıyıksızlar kavgasına bir son vermek. Sayın Talat, Ferdi Sabit Soyer’i çok iyi tanıdığından bu ismi tercih etmiş olacak. Ama duyumlarımıza göre Sayın Soyer’in bu düşünceye sıcak bakmadığı ve bunu kabul etmeyeceği yönünde… Alternatif olarak Mehmet Çağlar adı dillere dolandı. Sayın Çağlar, her kesimden onay alabilecek ılımlı bir yapıya sahip biri. Bence de bu isim olabilir. Olaylara yapıcı düşüncelerle yaklaşan, toparlayıcı düşünceye sahip biri. En azından uç nokta değil diye biliyorum… Ama Sayın Talat’ın Ömer Kalyoncuoğlu ismi üzerinde durduğu ve bunda ısrarcı olduğu gelen haberler arasında. Sayın Kalyoncu, parti içinde sert tutumlarıyla bilinen, tutucu, otoriter bir yapıya sahip. Ilımlı, modern düşünceye sahip gençlerle ne kadar uyum sağlayabilir bilemiyorum. Zira CTP artık eski CTP değil. Körü körüne partinin peşinden koşan üye yok şimdi. Sorgulayan, araştıran, doğruları öğrenmek isteyen, daha demokratik, daha çağdaş genç bir nesil var. Demokratik yapıya sıkı sıkıya bağlı bir anlayış var. Bunda okuma oranın da neredeyse yüzde yüz olması büyük bir etken. Kısaca CTP’de ne istediğini çok iyi bilen bir taban var. O nedenle de eskisi gibi olmayacağı gün gibi ortada. Diğer taraftan Sayın Talat, kendini birdenbire sorunlar yumağının içinde bulacak. Bunlardan en büyük olanı da şüphesiz Kıbrıs Görüşmeleri. 40 yıldır süren ve fakat bir türlü bitmeyen müzakereler… Sayın Talat, Sayın Akıncı ile ne kadar uyum içinde olur? Kendileriyle ne kadar anlaşır bilemeyiz. Ama düşünce olarak neredeyse aynı olduklarını düşünecek olursak bir sorun yaşanacağını sanmam. Ama şunu da sormadan edemem doğrusu: “İki cambaz bir ipte oynar mı?” Sayın Talat’ın şu sorulara da acilen bir cevap bulması ve sorunlara bir çözüm getirmesi gerekir: Başbakanlık koltuğuna kimi atayacağım? Hükümeti hangi partiyle kuracağım? Kaç bakanlık alacağım, kaç bakanlık vereceğim? Kabinede kimler kalacak, kimler gidecek? Kıbrıs sorununu nasıl çözeceğim? Bu yolda ne gibi adımlar atacağım? Cumhurbaşkanı olursam 3 ayda çözerim dediğim ve bir türlü çözemediğim sorunu 40 yıl daha mı ileriye götüreceğim? TC ile ilişkileri nasıl tutacağım? Ana- Yavru ilişkisi mi yoksa iki ayrı devlet anlayışı mı olacak? İki devlet arasındaki sevgi bağını ne kadar koruyacağım? Kıbrıs konusunda ne kadar birlikte hareket edeceğim? Siyasi ve ekonomik yönde nasıl bir politika izleyeceğim? KKTC’yi nasıl düzlüğe çıkaracağım? Dövizi nasıl frenleyeceğim? Petrolü ve elektriği nasıl kontrol altına alıp ucuzlatacağım? Pahalılığı nasıl ortadan kaldıracağım? Türkiye’den gelen su hakkında nasıl bir yol izleyeceğim? Bunun kontrolü bende mi olacak Türkiye’de mi olacak? Bu konuda Türkiye’yi nasıl ikna edeceğim? En önemlisi de Türkiyey’i küstürmeden nasıl bir politika uygulayacağım? İşiniz hiç de kolay değil Sayın Talat! Size başarılar diliyor, kolay gelsin diyoruz…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |