"...Ve hepimiz az ya da çok rüyacı değil miyiz!" -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Çokta telaşlanmaya gerek yok. Sınava girecek olan adaylar arasında haksızlık yapılmayacak. Her işimizin oldu bit tiye getirmek için çabalar içindeyiz. Göz açıp kapanıncaya kadar olan sürelerin mahkûmu olmuşuz. Karnımız mı acıktı? Hemen telefonla siparişle yemenin peşindeyiz. Biraz gecikme yaşandığında ise bedava yemenin keyfini çıkartacağız. Oysa ne yediğimizi anlamamız ise zaman alacak. Hep bir koşuşturma içindeyiz. Nefeslenmeye ayrılan sürelerin bile hesabını soracak kadar da sözde açıkgözleriz. İpini koparmışçasına ve bir o kadar da gözlerimizi karartır hale gelmişiz. Gözlerden dolayı yaşanılan çelişkilerin arasında kalmışız. Elimizden tutup ta çekecek olan ellere hasretiz. “Bugünün işini yarına bırakma.” Dendiği halde yumurtaların kapılara dayanıyor olmasından ayrı bir keyif alanlardan olmuşuz. Neyi beklediğimiz konusunda ise anlam veremediğimiz duygularla dostane şekilde yaşayıvermeye devam etmişiz. Sabır taşlarının bile karaborsaya düşmesinin nedenlerini yok yere sorguluyoruz. Görsel ve yazılı basının zamanında vermiş olduğu eklerden olsa gerek ekleme konusunda hayli yol almışız. Sözlere yalanlar eklemişiz. Yetmiş olan eklerimizden dolayı da görsel medyada sıralara girip, sergilemenin telaşını yaşayıp durmaktayız. Üç ya da fazlası olan elmaların önlerinde yanmasını istemediğimiz çarpı işaretlerine, içten sevgilerimizi yolluyoruz. Yeri geldiğinde o salonlar bile yetmiyor. Ülke sınırlarını aşıp adalarda turlara çıkıyoruz. Telaşlı halde günlerce adanın etrafında dolanmayıp, kumsalında zamanla fink atıp duruyoruz. Kara sevdanın bile rengi açılmış durumda. Öylesine telaşlı sever olduk ki önce şıpsevdi olmanın ıslaklığında iken ardından da şıp sevmedi hallerinin kuraklığını yaşar olduk. Tesellisi olan sözlerin ise kulaklarımızda yer edinmesine de alıştık. · Neye elimi atsam… Belki de neye el atılsaydı. Neyzen olmayacağımız ne malumdu. Yaşanan bunca şey arasında başlıkta okumuş olduğunuz sınav düzenlenmektedir. Köşeyi Dönme Bakanlığı tarafından düzenlenecek olan sınavın, bir anda olup biteceği şimdiden müjdelenmektedir. Yüksek Hızlı Trenim. Sen istasyonum olmasan da olur. 15 Nisan 2013 Günlerden Pazartesi. Saat : 04.50
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Oğuz Tepe, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |