Çocukların eğitimi, zaman kazanmak için nasıl zaman yitireceğimizi bilmemiz gereken bir meslektir. -Rousseau |
|
||||||||||
|
Ooooo bakın karşıdan kim geliyor... Şimdi ismini söyleyeceğim siz de hemen hadi ya bu O mu gerçekten diyeceksiniz... - Sayın Sosyal Medya fenamenlermiz... pardon fenomenlerimizden Suat Asosyal bey... - Evet, siz bakmayın soy adımın asosyal olduğuna ama ben bir sosyal medya fenomeniyim, hatta en fenomen benim, benden başka en büyük fenomen tanımıyorum. - Yani kargadan başka kuş tanımıyorum gibi bir şey olsa gerek bu. - İşte ona benzer bir şey... Bu arada röportaj devam ederken Suat Asosyal cep telefonu ile kendini ve kameramanı çekmektedir... - Neler yapıyorsunuz bu sıralar? - Neler yapmıyorum ki her köfteye maydanoz, dereotu oluyorum. Her yerden ben çıkıyorum yırtık dondan çıkar gibi... - Lokantacılıkla çamaşırcılık da var desenize. - Yok canım lafın gelişi işte. - Ha anladım. - Bazen hızlı araba kullanırken trafiği protesto ederim, anında on bin yirmi bin layklarım gelir, beni takip eden keri... pardon arkadaşlar layklarını hiç esirgemezler sağ olsunlar... Şu sıralar neler yapıyormuş bakalım ne fenamen pardon fenomenimiz... - Evet kan ter içinde bir yerlerden geldiniz. - Yangının içindeydim - Söndürmeye yardım ettiniz herhalde. - Eh biraz ettim tabi biraz da video çektim, herkesler benim ne kadar yardımsever, ormansever, kuş sever, börtüböcek sever olduğumu anlasın diye. - Onu yapacağınıza sadece yardım etseydiniz keşke. - Ettik ama etmesine reklamımızı da yapmayalım mı? - Böyle üzücü olayların reklamı olur mu? - Olur tabi O Sansar mı Çakal mı, Tilki mi o bile yapıyor reklamını bol bol. - Siz de ona sanatçı mı diyorsunuz? - Diyoruz tabi be! Çok severim ayrıca kendisini, face de de en iyi arkadaşım DM den de yürür bana zaman zaman, hatta ne yürümesi be koşar koşar. - Keşke siz de yangın bölgesinde çekim için değil de söndürme çalışmalarına yardım için koşmuş olsaydınız... Daha neler yapıyor kim bilir fenomenimiz... - Daha neler yapıyorsunuz bakalım? - Bu itfaiyeyi protesto ediyorum. - Nesini protesto ediyorsunuz. Çok sıkı çalışıyorlar yangını söndürmek için. Cansiperane bir şekilde mücadele ediyorlar... - Ben de uzun bir hortum istedim vermediler, halbuki o kadar güzel hortum tutarım ki yangınlara hemen sönerler... Ayrıca bu itfaiye arabaları niye hep kırmızı, onu da protesto ediyorum tabiyatıylan... - Canım hortum vermedilerse onlar kendileri su sıkıyorlardır yanan yerlere... - Ama olur mu itfaiyeci abiye cep telefonumu vereyim sana, sen de bana hortumu ver, beni bir çek Allah aşkına dedim, yüzüme bön bön baktı... - Sonra... - Sonra bir de hastir çekti. - Hastirdiniz mi siz de? - Yok, yok yapamadım azizim. Bir hortum tutarken çekip de faceye atsaydım da siz görseydiniz layk mayk sayılarımı... - Öyle diyorsunuz yani...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |