Doğaüstü henüz anlayamadığımız doğal şeylerin adı. -Elbert Hubbard |
|
||||||||||
|
Gel Ahmet amcana geeel geeeeel! Böyle çağırıyorum ama bir türlü gelmiyor. Yok yok torun ya da mini mini yeğen filan değil. Hakeza araba filanda park yaptırmıyoruz. Gecenin bu saati olmuş da uyumamışsak herhalde o kadarda olsun uyku kardeşi çağırma hakkımız... Bakarsın bir güzellik yapar da gelir mi gelir. Gelmezse ben ona yapacağımı biliyorum zaten... Hani şu Cem Karaca’nın garip bir şarkısı vardı "Dön baba dönelim rep rep. Gebeşte tayyuş ille de kırk bir rep rep." Aynen o durumlar şimdi bizdeki... Dön dön de nereye kadar? Mevlevilerden semah dersi de almadık ki... Onu bırak politikacıda değiliz... Ama şunu da biliyoruz tabi ’’Nereye dönersek dönelim mabadımız illaki arkada kalıyor.’’ Vay be tespite bak, kim yaptıysa müthiş... Benim yapmadığım kesin... En iyisi kalkıp yoğurta biraz olsun ekmek doğrayıp yemek, üstüne de bir bardak ayran. O zamanda gelmede göreyim uykucuk... İnşallah sana uykucuk dememede bozulmamışsındır. Uyku var, uykucuk var, minik uykuya uykucuk cuk oturuyor yani diyeyim... Rahmetli babam akşam eve gelince yemek yedikten sonra televizyon karşısında horul horul horul makamında mışıl mışıl sessizliğinde uyurdu... Bende mi öyle yapsam bilemedim... Ama şu anda saat gecenin on ikisi... İki üç dakika sonra ömürden bir gün daha gidecek... Kalkıp televizyon açayım belki bende kopar gider dalarım uykuya... Ya da birisi gelse masal anlatsa bana... Yok devenin bale pabucu... O kadarda uzun boylu değil... Bir iki çizgi roman alsam elime de Yüzbaşı Tommiks ya da Çelik Bilek ile bir iki operasyona filan gitsek, uykumda peşi sıra gelir belki, gelirde hem de yatıya kalır... Resmen gece kuşu olduk ama kanatlarımız yok ki uçalım ya da kaçalım. Amuda kalksam şurada bir yerde belki beynime kan biraz fazla gider, uykuda gelir mi gelir. Gece gece biraz spor yapsam kendi kendime yorulurum o zamanda uyurum bir anda... Dur ya da pencereyi açayım temiz hava girsin içeri, oksijen bollaşınca belki hemen dalar, daha da iyi uyurum. Gelmezsen gelme be! Bende bayılmıyordum sana... Yok yok şaka yaptım. bayılıyorum hem de nasıl, hem de nasıl. Gel üzme beni. İnan rüya filanda olursa ona bile bir şey demeyeceğim. Ama senden ricam Rahmani olsun rüyalarım... İblis ile uğraştırma beni... Sayın ve de pek bir muhterem hem de izzetli letafetli şetaretli uykucuk...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |