Olgular görmezden gelindikleri için var olmaya son vermiyorlar. -Huxley |
|
||||||||||
|
1 Ayrılık nasıldır iyi bilirim. Canından can kopar sanki. Ve bu seni o kadar yıpratır, parçalar ki. Nefes almaların zorlaşır. Kalabalıklar yalnızlaşır. Hele şarkılar, sessizleşir. Hiçbir kelime, hiç cümle anlatamaz devrik hislerini. Sen bilirsin ki bu senin kaldırabileceğinden çok fazla bir yük. Bilirsin ezileceksin ama yaşamama gibi bir lüksün yoktur. Acılarına pas diyemezsin. Gözyaşlarını durduramazsın, yağmurlarını dindiremez, fırtınalarını susturamazsın. Bu acı o kadar siner ki üstüne, hücrelerine kadar işler hatta. Bir de gece yarısından sonra ağlama seansların başlar. Kimse yokken, kuşlar dahi uyumuşken sen ayaktasındır. İşte en zor anların o zaman olacaktır. Çünkü seni teselli edecek tek kişi yine sensindir. Kabullen dersin. KABULLEN. İçindeki çığlıkları duymamaya çalışırsın. Geçecek dersin alışacağım. Hatta bir süre inanırsın da buna. Sonra bir şarkı, bir film, bir fotoğraf yıkar seni hiç beklemediğin bir anda. Kendini hiç hissetmediğin kadar yalnız hissedersin. Koskoca dünyada tek başına ve savunmasız. Çünkü bütün kalelerin yıkılmıştır artık. Top gülleleri peş peşe gelir duvarlarına. Bütün düşmanların 'o' zayıf tarafından saldırır sana. Hele bir de duyunca birinden sana acıdığını. O zaman çıkar içindeki şeytan dışarı. Asla yapmam dediklerini yapar, kırmam dediklerini kırarsın. Artık hayatın boyunca bu acı seninle olacaktır. O isim her seferinde takılacak kursağına söylerken sesin titreyecek ve gözyaşların bırakacak yer çekimine meydan okumayı. Her acının, mutluluğun, aşkın başka bir anlamı olacak artık. Bir süre sonra sende kendine acımaya başlayacaksın hatta bazen isyan edeceksin. Niye ben? diyeceksin haddin olmadan tanrıya. Onca kötü insan varken neden ben? Herkes daha şanslı doğmuş gibi gelecek. Sanki herkes doğuştan mutlu gibi. Ama sen bütün acıları çekmiş, her çeşit acı için göz yaşı dökmüş olacaksın. O zaman 2 yol vardır hayatta. Ya bu acını bahane yapıp her güzel şeyi geri çevirirsin. Ya da bu acını silah yapıp Everest'in tepesindeki başarıya ulaşırsın. Hayatından biri gitti diye yaşamayı bırakırsan işte o zaman kaybedersin. Bu anlattığım bir aşk acısı değil. Bir sevgiliyi kaybettikten sonra yazmadım. Unutmayın hayatta çok daha önemli şeyler var. Ölüm gibi. Evet bu yazının konusu bir ölüm. Babamın ölümü. Lütfen bir aileniz varken âşık olduğunuzu sandığınız biri gitti diye bunları kendinize yaşatmayın. Ne çabuk unuttunuz ilk aşklarınızı, doğumunuzdan beri yanınızda olan insanları. Hadi onlara gidip bir sarılın. Belide bu son şansınızdır... MELTEM Var oğlu Özdemir
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |