İyi bir aşk mektubu yazmak için, neler yazacağını bilmeden oturman, kalktığında da ne yazdığını bilmemen gerekir. -Rouesseua |
|
||||||||||
|
Aslında burada biraz da Bay İyi Niyet'in hastanede baygın bir şekilde yatarken aklı başında olmadığı için söyleyecekleri şeylerin pek güvenilir olmamasının çok doğal bir şey olması da etkilidir. Bu arada izninizle bundan sonra Bay İyi Niyet'e Bay İyi diye hitap etmek istiyorum. Aynı uzun ve sıkıcı ismi defalarca duymak hem sizi hem de beni yoracaktır. Neyse sanırım Bay İyi konusunda artık gevelemeleri bitirip olayın asıl yüzünü sizi aktarmalıyım. Ama işte anladığınız üzere işin asıl yüzünü hiçbir zaman göremeyeceğiz çünkü herkes olayı kendi gördüğü gibi anlamakta ve böyle kabullenmektedir. Bu da insanların en doğal hakkı olduğuna göre bu yüzden kimseyi suçlayamayız. Zaten Bay İyi'nin hastaneye kaldırılış hikayesi de özünde bunu barındırıyor, gerçekler maalesef önümüze bir sergideki gibi apaçık serilmediği için farklı görüşlerin doğruluklarından yola çıkarak kimin haklı, kimin haksız olduğuna siz kara vereceksiniz. Şahsen ben Bay İyi ile bu olay hakkında konuşamadım ama hastanede ilk müdahaleler yapıldıktan ve Bay İyi kendine gelip, konuşabilecek duruma geldikten sonra kendisiyle konuşma fırsatı bulan birkaç hemşireden -olayları hemşirelerden dinleyebildim çünkü meslek ahlakı gereği doktorlar hastalarının sırlarını vermezlermiş- olayların nasıl geliştiğini öğrendim. Bay İyi o gün her zamanki gibi arkadaşlarıyla iş çıkışı Taksimde bir Cafe'de -bir Cafe diyorum çünkü Bay İyi Cafe'nin adını söylememiş- oturuyormuş. Havadan sudan muhabbet ettikten sonra eve geç kaldığını ve çocuklarıyla karısının onu merak edeceğini düşündüğünden arkadaşlarından ayrılmış ve Taksim Otoparkında duran arabasına doğru yürümeye başlamış. Bu sırada haliyle İstiklal Caddesin'de yürürken ara sokakların birinde seyyar bir satıcının tezgahında duran bereler dikkatini çekmiş. Kızının renkli bir bere istediği aklına gelmiş. Bu vesileyle ara sokağa doğru girerken bir kadının çığlık attığını duymuş ve hemen baktığında biraz daha sokağın içlerine doğru karanlık bir köşede bir kadını yanında bir adamla boğuşurken görmüş. Karanlık olduğu için tam olarak göremiyormuş ama adam galiba kadının çantasını çalmaya yeltenmiş. Bunun üzerine kadıncağızı kurtarmak için oraya doğru yönelmiş. Hızlı adımlarla adamla kadının bulunduğu yere geldiğinde adam kadının çantasını çoktan ele geçirmiş ve boynundaki gerdanlığı koparmakla uğraşıyormuş, kadın ise bir yandan bağırmaya bir yandan da adamla mücadeleye devam ediyormuş. Bu sırada neden olduğunu anlayamadığı halde bir anda adamın üstüne doğru atılmış. Adamın kolundan tutmuş ve çekmiş böylece çantanın yere düşmesini sağlamış sonra hatırladığı kadının çantasıyla kendisine vurduğu ve kendini yerde bulduğu olmuş. En son gördüğü kişi üstüne çullanan dev gibi bir adammış. Gördüğünüz üzere Bay İyi de olayların nasıl geliştiği hakkında pek emin değil. Bunun üzerine olayın görgü tanıklarından olduğu için merak ettiğimden hastane çıkışı olay yerine gidip orada Bay İyi'nin dediğine göre bere satan seyyar satıcıyla görüştüm. Kendisinden çok yararlı bilgiler alacağımı sanıyordum ama yanılmışım. Seyyar satıcı bana adamın birinin tezgahına doğru yanaştığını sonra bir anda adamın durup dururken yön değiştirip ilerde duran bir kadınla adamın yanına doğru koşmaya başladığını söyledi. Daha sonra birkaç bağırış çağırış duyduğunu ve oraya gittiğinde aynı adamın kendisinden biraz daha iri biriyle kavga ettiğini bir kadınından başlarında heyecanla onları izlediğini söyledi. Seyyar satıcının dediğine göre kavgayı zor ayırmışlar ama ayırmasalar adam Bay İyi'yi oracıkta öldürecekmiş. Bunları anlattıktan sonra seyyar satıcı konu hakkında bir de şöyle yorum yaptı: Herhalde adam (Bay İyi) diğerinin karısına laf falan attı ki böyle sinirlendi. İyi ki oradaydık zor ayırdık vallahi!.. Araştırmalarım bu kadar değil tabi olay yerinde bulunan kişilerden konuştuklarımın hepsi kavga sonunda Bay İyi'nin çok feci dayak yemiş olduğunu diğer adamın da inanılmaz derece de sinirli olduğunu hatta kendilerine bile saldıracağından korktuklarını söylediler. Bunun üzerine karakola gidip o sırada ifade vermekte olan adamı yani Bay İyi'yi döven adamı dinledim. Adam o gün işten kovulmuş bunun üzerine patronuyla kavga etmiş oradan çıkıp birahanede efkar dağıtırken bir yanda da maç izliyormuş. Bayağı bir içmiş, zaten sinirli, bir de maçta da Fener mağlup olunca bu da Aziz Yıldırıma küfürleri saydırınca adamın biriyle kavga etmiş, kavga sonucu birahaneden bağırış çağırış içinde kovulmuş. O sırada yolda yürürken Bay İyi'yi kadının birine tecavüz ederken görmüş. Kadın da o kadar çok bağırıyormuş ki zaten ağrıyan başı çatlayacak gibi olmuş. Bunun üzerine adam Bay İyi'nin üzerine doğru yürümüş ''Ulan ayıp be yol ortasında becermeye çalışıyorsun karıyı! '' demiş ve vurmaya başlamış. Körü körüne vuruyormuş, zaten kafası bozukmuş önüne gelen ilk kişiden çıkarmış sinirini ama iyi yapmış en azından kadının namusunu kurtarmış. Bıraksalar parçalarmış o şerefsizi... Karakoldan tekrar İlk yardım Hastanesine geri dönüp olayda herkesin bahsettiği şu meşhur kadınla da konuşma fırsatı buldum. Kadın şokta olduğu için hemşirelerden konuşma izni almak için bayağı uğraştım ama sonunda odaya girip yatakta saçı başı dağılmış ağlamakta olan kadına olayın nasıl olduğu sordum. Kadının bana anlatacakları tüm gerçekleri anlamamı sağlayacaktır diye düşünüyordum ama kadın iki de bir hıçkırıklar ve gözyaşlarıyla kestiği konuşmasında bana şunları anlattı; Kadın, o akşam olaydan önce sevgilisiyle birlikteymiş. Son zamanlarda araları çok kötüymüş ve o akşam da olanlar olmuş, kadın sevgilisiyle yemek yerken adamı biri aramış kadın adamdan şüphelendiği için hemen telefonu açmış. Karşıda bir kadın sesi varmış, bunun üzerine kadın telefonu kapayınca kıyamet kopmuş, sevgilisi sinirlenmiş ve bir daha böyle bir şey yaparsa onu mahvedeceğini söylemiş bunun üzerine kavgaya başlamışlar, kadın adamın kendisini aldattığını iddia ediyormuş adam da kadını gereksiz kıskançlıkları yüzünden suçluyormuş. Neyse daha sonra kavga bitmiş ama sinirleri çok bozulmuş. Bunun üzerine adam eve gitmek istemiş böylece restorandan kalkmışlar ve yolda yürürken adamın telefonu tekrar çalmış, kadın gene şüphelenmiş adam sessiz sessiz ve kaçamak konuşuyormuş. Kadın iyice çıldırmış ama tekrar kavga çıkmasın diye bir şey dememeye çalışıyormuş ki derken adam telefondakine '' tamam canım seni ararım ben'' deyince kadın kendini tutamamış ve bağırmaya başlamış. Gene adamın onu aldattığını iddia eymiş ve adam sonunda gerçeği itiraf etmiş. Onu aldattığını söyleyince kadın çıldırmış ve adama çantasıyla vurmaya başlamış tabi adam hemen çantayı kadının elinden kapmış ve onu susturmaya çalışmış ama kadın çılgınca bağırıyor, ağlıyormuş bu sırada adamın biri gelmiş ve sevgilisini itmiş. Bunun üzerine kadın yere düşen çantasını alıp sevgilisine saldıran adama saldırmaya başlamış derken başka bir adam gelip saldırdığı adamı dövmeye başlamış ama bu sırada kadının sevgilisi ortadan kaybolmuş. Kadın onu çok seviyormuş, onsuz nasıl yaşayacağını bilmiyormuş ama o adi adam onu orada bırakıp kaçmış, kendisini asla affetmeyecekmiş aslında belki affedermiş bilmiyormuş onun yerinde ben olsam ne yaparmışım... Kadının yanından zor ayrıldım, kendisinden Bay İyi olayı hakkında bilgi almaya çalışırken bir anda kendimi kadının sorunlarıyla baş başa buldum. Aslında kadının hayat hikayesini de bu arada dinlemiş oldum ama onları da başka bir zaman başka bir yerde anlatırım. Şimdiye kadar dinlediğim insanların hepsinin farklı şeyleri anlatması iyice moralimi bozmuştu. Ama açıkçası kadının anlattıkları tüm konuya bakış açımı değiştirecek derecede olduğundan bir de olanları olayın bir başka kahramanı olan kadının sevgilisi olduğunu iddia ettiği yani Bay İyi'nin kapkaççı olarak nitelendirdiği adamdan dinlemek istedim. Zor da olsa adamı buldum ve konuşturdum ama sonuç olarak gene hiçbir şey elde edemedim çünkü adam da diğerleri gibi farklı bir olaydan bahsediyordu; Adam bir kere kadından ayrılalı çok uzun zaman olmuş ama kadın hep onu rahatsız edermiş, artık kadından bıkmış. O akşam iş çıkışı restoranda yemek yerken tesadüfen kadın oraya gelmiş. Ama adam kadının kasıtlı olarak oraya geldiğini düşünüyormuş çünkü kendisinin genelde orada yemek yediğini biliyormuş. Neyse kadın gelip adamın yanına oturmuş biraz sohbet ettikten sonra adamın telefonu çalmış, arayan sevgilisiymiş. Kadın bir anda telefonu alıp adamın meşgul olduğunu söyleyip telefonu kapatmış. Adam hemen sevgilisini geri aramış ama sevgilisi telefona cevap vermiyormuş. Bunun üzerine adam sinirlenmiş ve kadınla tartışmaya başlamış. Daha sonra adam anlamış ki bu kadın iyice kafayı yemiş, hesabı ödeyip restorandan çıkmış ama kadın da peşinden gelmiş. Olayın olduğu sokağa geldiklerinde adamın telefonu tekrar çalmış arayan sevgilisiymiş adam özür dilemiş olayları anlatmış ve telefonu kaparken kadın bir anda üstüne atlamış ve ağlamaya, haykırmaya başlamış. Kendisine geri dönmesini istemiş, onu çok sevdiğini onsuz yapamadığını söylemiş devamlı özür diliyormuş. Adam kadından susmasını ve gitmesini istemiş ama kadın onu bırakmıyormuş sonra bir anda eğer kendisine dönmezse kendisini öldüreceğini söylemiş ve çantasında silah olduğunu söyleyip elini çantasına atınca adam çantayı kadının elinden kapmış bu sırada kadın adamın üstüne atlayıp onu öpmeye çalışmış adamda kadını engellemeye çalışırken başka bir adam gelip kendisine vurmuş. Önce ne olduğunu anlamamış ama kadının kendisine vuran adama saldırdığını görünce fırsat bu fırsat deyip kaçmış. Artık bu kadından bıkmış, bu kadın manyakmış manyak... Sonuç olarak anladığınız üzere herkes farklı bir şey anlattı. Hepsine göre suçlu farklı kişi ama olaydan en çok etkilenen tabi ki hiçbir suçu olmadığı halde Bay İyi oldu. Aslında belki de gerçek suçlu Bay İyidir. Ne de olsa kimsenin başkasını düşünmediği bir dünyada başkalarını düşünmek sanırım en büyük suç...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Kaan Alpaslan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |