İnsanın en iyi tarafı ürperebilmesidir. -Andre Gide |
|
||||||||||
|
Yaşamın her noktasında, attığı her adımda karşılaştığı yığınla sorunu, önüne birer duvar gibi dikilen engelleri her zaman aşmak zorunda olan ve bunun için insanüstü gayret göstermek durumunda bırakılanlar. Bu yazım sizler için… Belki en önde olma mücadelesi değildir bu ama, normal gayretlerin ötesindedir tüm çabalar bilirim. Okulda, meslek seçiminde, iş hayatında hep bir yarış içindeyiz hepimiz. Ama kimilerimiz var ki, bu yarışı en zor şartlarda yapmak zorunda bırakılıyorlar. Her hareketleri, yaptıkları her iş önce eleştirisel ve menfi bir yaklaşımla inceleniyor. Nasılsa bir eksiklik vardır felsefesi ile didikleniyor ve deyim yerindeyse hep bir olumsuzluk, hep bir kabahat aranıyor. Dört dörtlük yapılmış, başarı ile noktalanmış olmasına rağmen hep bir kulp takılmaya çalışılıyor. Nedense ”mükemmel” yada “bravo” sözcükleri kullanılmamak için sözlükte en son sıralara saklanıyor. Normal atletler asfalt yoldan koşarken, onlar adeta kumlu sahillerde adım atıyor. Yapılan iş, varılacak nokta ve beklentiler aynı olmasına karşın bu kesim için herşey inanılmaz boyutlarda zorlaştırılıyor. Olurlar olmaz yapılıyor, kolayca açılacak kapılar asma kilitlerle daha bir sıkı kapatılıyor. Neden mi? Çünkü onlar bayan, çünkü onlar karşı cinsin yaptığı işleri yapmaya azim gösteren, bir anlamda elinin hamuru ile erkek işine karışanlar. Dünyaya bayan olarak gelmiş olmaktan her zaman için gurur duyan birisi olarak, ben de karşı cinsin üstünlüğünün her alanda kendini gösterdiği tüm kulvarlarda onlarla başa baş mücadele ettim.Seçtiğim meslek, okuduğum okullar ve çalıştığım alanlar…tümünde ne yazık ki erkeklerin gösterdikleri çabanın üstünde bir çaba göstermek zorunda kaldım. Hem de onların düşüncelerine göre, onlar için ayrılmış kulvarlarda yaşam savaşı veren birisiydim. Ama ben başardım;ama biz başardık. Benim gibi birçok bayan artık Türkiye ‘de erkeklerle birebir çalışabiliyor, kumlardan asfalt zemine geçmek için hala mücadele verseler, önlerine devasa engeller konulup, ayakları kaydırılmaya çalışılsalar bile. Tüm bu gayretlerimiz gelecek nesillere bir nebze olsun kolaylık sağlamak adına. Çektiğim(çektiğimiz) onca sıkıntıya, eziyete, gözyaşına rağmen içim(içimiz) artık daha rahat. Çünkü ileriki yıllarda bayanlarda erkeklerle aynı seviyede kabul görecek, aynı çoşku ile alkışlanacaklar. Bizlerin yadırgandığı gibi kaygı ile değil, ümitle izlenecekler. Hem de bayan olmanın güzelliğini, zevkini ve ayrıcalığını birebir yaşayarak. Bizler rüyalarımızın gerçekleşmesini istiyorduk, o nedenle uykudan çabuk uyandık. Sadece ortak yaşamı birebir paylaşabilmek, sadece maddi ve manevi anlamda katkı sağlayabilmek adına. Yalnızca kendimiz için değil, hepimiz için yaptık yapmak istediklerimizi. Bundan sonrası için en büyük dileğim ise; beraber elele ayırımın tamamen kalkacağı en güzel günlere… Sevgiyle kalın…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © BELGİN ERYAVUZ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |