"Yumuşak olma ezilirsin, sert olma kırılırsın." -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
Herkesin Bir Pub'ı (*) Olmalı ! Akşamları işten dönünce bir bardak çay da olur, bir bardak bira da olur, birlikte içeceğimiz, güzel dostluklar kuracağımız, iletişim kuracağımız, senaryolar üreteceğimiz... hadi diyelim(dilemesi benden) film çevirip şirketler (!) kuracağımız bir toplantı yerimiz var mı? Yok. Kahveler, Cafeler, bunu karşılamaktan uzak kaldılar. Bana kalırsa her üç, beş sokağın ya da caddenin bir kesişme noktasında bir Pub'ımız olmalı. Hani gençlik günlerinde nasıl okulu, dersi biten kahveye koşturuyordu, bir buluşma noktanız vardı da şimdi neden olmasın ? O günlerde gerçi kızlarımız bundan yoksundu ama olsun bugünden sonra olsun da onlar da kızlı erkekli oturmanın, konuşmanın, dertleşmenin keyfini çıkarsınlar. Kültür, sanat ya da spor yapmanın ilk çekirdeklerini oluştursunlar. Her yaş, her grup kendi eksenini bulur orada diyorum. Adını siz koyun, ben İngilizin Pub'ını anımsadım da öyle bir başlık attım. Amaç bir araya gelip iletişim kurmak değil mi? Başımdan geçen bir anı ile devam etmek isterim. Özlemim öyle büyük ki hiç sormayın ! Bir gün Viyana gezisi sırasında yalnız başıma kalmıştım. Yürüyeyim dedim, bakalım bu cadde beni nereye götürecek? Başladım yürümeye.. sol yanım çayır, çimen..ama hemen altında Tuna akıyor. Devam yürümeye.. evler, bahçeler, çiçekler. Geçiyorum bir bir. Sağ tarafta mağaza gördüm mü bir bakayım deyip haydi karşı tarafa..Sonra yine sola geçiyorum..nehrin akışı ile bahçelerin uyumu huzur veriyor..Bir yarım saat yürümüşüm. Yoruldum. Hava da güzel ve sıcak. Bir şey içmek geldi içimden ama ne ve nerede? Biraz daha yürüdüm ve ...başka bir dileğim olsaymış o da gerçekleşecekmiş dedim kendime. Solumda bahçe içersinde nefis bir Avusturya Pub'ı. İki adım attım, sonra durdum. Üç adım geri çıktım. Çünkü benim oturacağım gibi bir yer değil dedim nasıl demiyeyim..İki fraklı beyefendi (papyonlu) birbirlerinin yakasına birer çiçek takmaya çalışıyorlar. Sevgililerini bekliyorlar herhalde, dedim. Yoluma devam ettim. On saniye içinde kararımı değiştirip geri döndüm. Sorarım be dedim. Bu kadar da mı cesaretin yok? Gittim ve sordum. Bar amerikanda çiçek gibi bir Avusturyalı kız.. gerçekten başına da çiçekten bir taç koymuş. "Burası özel bir pub mı? Bir kulüp mü fraulein? " " Yoo..! " dedi kız. " Bir soğuk biranızı içebilirim öyleyse! " " Buyrun, hemen efendim " demez mi! Buyrun cesaretimizi ya da cesaretsizliğimizi, buyrun Avrupa Topluluğunu ? hadi tartışalım isterseniz ? İmdi bu anıdan sonra istemez misiniz her mahallede bir Pub'ınız olsun ? Nasıl olur, kimler kurar, kimler yapar? Onu bilemem ama yakında gençlerin böyle nezih amaçlı yerlere kavuşması dileğiyle . Bir açılsa böyle yerler
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2025 | © Gürcan Erbaş, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |