..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Ağlamak da bir zevktir. -Ovidius
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Toplum > Gürcan Erbaş




12 Nisan 2005
Nasıl Anlıyorlar?  
Doğru anlamak, yanlış anlamak, anladığını anlar .

Gürcan Erbaş


Kalabalık, mahşer gibi bir toplumda yaşıyoruz. İnsanın anlaşılması veya anlaşılmamasından daha önemlisi insanın anlaşılır gibi davranması, oturup kalkması, görünmesi daha önemli değil mi?


:AIDJ:


Doğru anlamak, yanlış anlamak, anlamadığını anlar gibi davranmak, anlayıp anlamamak insanlar içindoğal olduğu kadar bir eksikliğin ürünü de olabilir. Eskiler, her olayda gördüğün yanlışların ya doğruların üstüne atılma sonunda o yanlış, o doğru senin üstünde kalır diye boşuna dememişler. Birbirimizi anlamak için gayret sarfettiğimiz ya da sarfetmediğimiz anlar mutlaka bir çıkar ilişkisine mi bağlı olmalı? Ya karşımızdaki varlık, ölümcül bir derdin, manevi bir çöküntünüm eşiğinde ise ve onu dinlemezlikten geliyorsanız...Ertesi gün adam ya günahsız yere işten atılmışsa, hapislere düşmüşse..ruhunu teslim etmişse en kötü örnek olarak..
Ah, ben ne kadar yanlış anlamışım diye ömür boyu vicdan azabı mı çekeceksiniz. Yaşamın ne kadar hızlandığını, ortalıkta ne kadar sahte gülüşler, yapmacık davranışlar olduğunun farkındayım. Bunu ayırdetmek için ne falcı ne de kahin olmanıza gerek yok. Ben, uzun yıllar dost kalmış, yalnız içtiği su ayrı giden dostların birbirini anlamamasına, darılmasına, ayrılmasına boyun eğemiyorum. Ne olmuş da birbirlerini anlayamamışlardır acaba? Önemli bir olay olmuştur mutlaka. Ama eminimki birbirlerini bir kez olsun dinlemeye, kolayca anlaşılacak doğrunun ortaya çıkmasına, sonuçta haksız olanın haklıdan küçük bir özür, bir tatlı söz ile gönül almaya hiç yanaşmamaları olmuştur. Öyle ya sen büyük bir hata yaptın. Tamam iş bitmiştir. Dönüşü yoktur, tamir edilemez bu yara. Ben bu gibi olayları günümüzde kötü sonuçlar doğurmasına ramak kalmış fanatik göstericilere benzetiyorum. Siyahtı, beyazdı derken bir ömre sığdırılan dostluklar bozuluyor. İnsanın gerçeği anlaması için, karşısındakini anlaması için kestirme bir yolu değil tıpkı uzun bir sürede kazandıkları dostluk gibi birbirlerini sabırla dinlemeleri gerekmez mi? Doğruyu, gerçeği, güzeli anlamak için ne kadar zaman harcasanız değer, derim. Büyük bilginlerin insanlık adına ömürlerini vererek buldukları o icat, o sabır örnek olsun bizlere. Birbirimizi anlamak için hâlâ yeterli zamanımız , birikimimiz var, iyice anlayalım birbirimizi. Anlamadan geçmeyin, iyice anlamadan. Sonra üzülürsünüz. Ömür çok kısa !



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplum kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ye - Ye - Ye... Yeneriz Ya - Hu
Gördüklerim ve Üzüldüklerim
Özdeyişler
Herkesin Bir Pub'ı Olmalı
Susuz Yaz mı?
Yeni Demokrasi
Dereden Tepeden
İktidar Yanılgısı
Her Mahallenin Birkaç Pub'ı Olmalı

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Gerçek Demokrasi
Ya Ben Ne Diyeyim Size...
Yeni Yılınız Kutlu Olsun
Günün İncisi
Bir Kadın / Bir Erkek
Barış
Pastırma Yazı
Yüzde Elli
Yazmakla Ağlamak Aynı Şeydir
İstanbulun Bütün Sorunları

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Benim Atlarım [Şiir]
Lebon'da Buluşalım [Şiir]
Anılar Kutusu [Şiir]
Kaside [Şiir]
Sotaya Düşmeyen Şiir [Şiir]
Atatürk Aramızda [Şiir]
Hayalet [Şiir]
Eski Çeşme [Şiir]
Bir Sebep Göster [Şiir]
Bekleyiş [Şiir]


Gürcan Erbaş kimdir?

1942 İstanbul doğumlu, edebiyatın her türünden hoşlanır, ayrıca resim yapar. Kendi adına yayınladığı şiir kitapları: Kaç İstanbul Var İçinizde, Mavi Düşler, On üzerinden on veriyorum sana, Dedemin Kitabı, Solmasın Yurdumun Gülleri, 19 Yaş Şiirleri, Sesler Düşünceler Duygular, Aynadan Yansıyan, Onikiden Sonra, Gece Korkuları.

Etkilendiği Yazarlar:
Halide Edib, Adalet Ağaoğlu, Yakup Kadri,


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Gürcan Erbaş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.