..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Her devrim yokolup gidiyor ve peşinden yalnızca yeni bir bürokrasinin artıklarını bırakıyor. -Kafka
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Toplum > Gürcan Erbaş




26 Nisan 2007
Gördüklerim ve Üzüldüklerim  
onbeş günlüğüne güneye gittim.

Gürcan Erbaş


Tatilde gördüklerimin bir özeleştirisi.


:BBJI:


Onbeşgünlüğüne güneye, tatile gittim. Gördüklerime ne sevindim ne yerindim. Önce Afyon-
Burdur- İsparta demiryolunun kenarından geçerken duyumsadıklarımı belirteyim. Geçen yıl da
Fethiye'ye giderken aynı duygularla sarsılmıştım. Tek hatlı bir demiryolu, Cumhuriyetin ilk yılla-
rından beri öyle öksüz, güneşin altında uyuyordu sanki. Karayollarına verdiğimiz ağırlığın
altında mı kalmıştık ? Öyle ya hergün medyada duyduğumuz, karayollarında olan trafik kaza-
ları ve verdiğimiz kayıplar sizce azımsanacak bir olgu mudur ?
Daha sonra 1979'da yaptığım ilk Almanya gezisi oturuverdi usuma. Münih'ten Köln'e 645 km.lik
yolculuğu hızlı trenle 6 saatte bitirivermiştik. Hem de en lüks, en keyifli ve fakat en ucuzundandı.
Tren; fitilli, çiçek desenli kadife koltuklarla bezenmişti, önünüze çay, kahve içmeniz için konulan
masanın cam kenarına küçük bir vazo konulmuş, içi çiçekle doldurulmuştu. Tren, hızla süzülür -
ken kulağınızı tırmalayan yabancı bir ses dahi duyulmuyordu. Adam başı 82 Mark vermiştik.
Çok mu sizcebu para ? Gittiğimiz uzaklık, bizim İstanbul- Kayseri arası bir mesafe.
Önceki gün, Ankara-Eskişehir arasında hızlı trenin deneme seferi yapılmış. Haydi hayırlısı dedim.
Hemen aklıma Nazım Hikmet'in " Güzel günler göreceğiz çocuklar, güzel günler ! " dizeleri geldi,
nasıl gelmesinki. Yolculuğum Alanya'ya idi. Antalya'dan Alanya'ya kıyı şeridi; nefis, görkemli
otellerle süslenmiş. Bu yıl, rezervasyonlar da çok iyi imiş. Ona da inşallah! dedim, daha iyi olsun
dedim. Ama ilk kez 1968de gittiğim Alanya, Alanya değildi. Antalya da o şehir değildi.
Side'den geçerken küçük dilimi yutuyordum az daha. Galeri gibi ormanlık bir yoldan iniliyordu
kasabaya. Herhalde o yol, yukarılarda kalmış olmalı diye kendimi teselli ettim. Turizmi bu denli
kalkındırırken insan üç otelin arasına iki muz bahçesi, üç de otantik eski evlerden
bırakamaz mıydı ? Alanyalılar bile söylüyor şimdilerde. Ya bu turistler, birkaç yıl sonra bizi
terkederse ! Öyle ya bu tür lüks yapılar onların ülkesinde de var. Onlar daha çok bizim otantik
evlerimize, bahçelerimize geliyorlar olmasın sakın, diyorlar. O la la !!!
Ya Akdenizi kirletirsek bir gün ! O zaman iç turizme kayarız, biz bo.lu denize girmeye bayılırız !
Alanya'ya günlük gazete geliyor, açıp bakıyorsunuz Milli Piyango listesi yok. Ben vatandaşım
kardeşim, herşeyimi tam isterim. Vergimi ödüyorum öyle değil mi yani ! Gazete almaya bir km.
yol yürüdüm. Şu gazeteden ver bir tane dedim. O gazete, bizim gruptan değil ağabey dedi adam.
Bir km. daha mı yürüyeceğim şimdi dedim. Güldü bana. Ben de turizme güldüm !
Yazımın başında dediğim gibi ne sevindim, ne yerindim. Sizin aklınızdan geçen, benim göremedi-
ğim kim bilirdaha ne garabetler vardır ?






Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplum kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ye - Ye - Ye... Yeneriz Ya - Hu
Özdeyişler
Herkesin Bir Pub'ı Olmalı
Susuz Yaz mı?
Yeni Demokrasi
Dereden Tepeden
İktidar Yanılgısı
Her Mahallenin Birkaç Pub'ı Olmalı
Nasıl Anlıyorlar?

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Gerçek Demokrasi
Ya Ben Ne Diyeyim Size...
Yeni Yılınız Kutlu Olsun
Günün İncisi
Bir Kadın / Bir Erkek
Barış
Pastırma Yazı
Yüzde Elli
Yazmakla Ağlamak Aynı Şeydir
İstanbulun Bütün Sorunları

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Benim Atlarım [Şiir]
Lebon'da Buluşalım [Şiir]
Anılar Kutusu [Şiir]
Kaside [Şiir]
Sotaya Düşmeyen Şiir [Şiir]
Atatürk Aramızda [Şiir]
Hayalet [Şiir]
Eski Çeşme [Şiir]
Bir Sebep Göster [Şiir]
Bekleyiş [Şiir]


Gürcan Erbaş kimdir?

1942 İstanbul doğumlu, edebiyatın her türünden hoşlanır, ayrıca resim yapar. Kendi adına yayınladığı şiir kitapları: Kaç İstanbul Var İçinizde, Mavi Düşler, On üzerinden on veriyorum sana, Dedemin Kitabı, Solmasın Yurdumun Gülleri, 19 Yaş Şiirleri, Sesler Düşünceler Duygular, Aynadan Yansıyan, Onikiden Sonra, Gece Korkuları.

Etkilendiği Yazarlar:
Halide Edib, Adalet Ağaoğlu, Yakup Kadri,


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Gürcan Erbaş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.