Hiçbir şey insan kadar yükselemez ve alçalamaz. -Hölderlin |
|
||||||||||
|
Küçük bir çocukken o kocaman bahçenin kiremit renkli evinden sevinçle çıkar, koşarak merdivenleri iner, hatta son üç basamakta hoplardı. “Aman kızım, dikkat et!” diyen annesini duymazdı bile. Tavukların yumurtalarını gizlice alırken; yardımcıları Hasan Emmi, nasıl da kızar, kovalardı...Ağaçların tepelerinden çağlaları hem yer hem toplardı. Hatta bir gün babaannesine gittiğini bilmeyen annesi, onu kuyuya düştü sanıp da nasıl ağıtlar yakmıştı kuyunun başında. Şimdi ise sadece elinde şeftali ve kayısı ağaçları arasına babasının kurduğu salıncakta çekilen resmi kalmıştı...Kenarları yırtık, solgun bir resim...Ne o kiremit renkli ev vardı şimdi, ne mutfakla oturma odası arasındaki gizli kapı, ne sofadaki aynalı konsol, ne de annesinin saçlarının diplerini kazır gibi yıkandığı hamamlık...Yok, hiç biri yok, kimse yok. Yaşananlar gerçek miydi? Eşiğin altına yatıp saklandığında onu arayıp bulamayan ağabeyinin gecenin karanlığında eşik diye onun sırtına basıp korkması yalan mıydı, annesinin sofadaki dolaba sakladığı misafir lokumlarını gizli gizli yemeleri ve komşular geldiğinde lokum getirmesini isteyen annesine mahcup bakışları yalan mıydı? Bu resim gerçekti. Solgun ama inatla yaşayan. Geçmişle geleceğe köprü olan bu resim gerçekti. Resmi aldı, vitrinin önündeki çerçevenin yanına koydu. Yüzünü yıkadı, gözyaşları mı karışmıştı suya, bilemedi. Elindeki çakmakla hem sigarasını hem çayın altını yaktı. Sessizlik.,buruk yapıyor yürekleri. Ne yapacaktı bugün? Uzun süre olmuştu ki izin kullanmıyordu. Hayat , sanki hep çalışmaktı. Bir an durdu, kimi arayım dedi kendince. Sevilenler ya toprak üstünde karınca misali koşturuyordu ya da toprak altında sonsuz uykudaydı. Sevda türküleri takıldı diline bir bir nedensizce. Unutulanlar, unutanlar... Yaşam, bir kırbaç almış eline sallamıştı. Kaçabilen sadece kaçtığı ile kalmıştı, çünkü kurtulmak imkansızdı. Bu darbeyi atlatan , nasıl olsa bir başka darbede yıkılıyordu. Düştükçe kalkmıştı yeni bir güçle.Yittikçe umutları, tükenmemişti içindeki kıvılcım. Annesinden sonra babasını da kaybedip kalınca bir başına şu kocaman dünyada tek dost bildiği,ışığım dediği arkadaşı onunla uzun uzun konuşmuştu. Onu ne çok sevdiğini anlatmıştı saatlerce. Oysa o, hep ağlıyordu. Yapayalnızım diyordu da başka kelime bilmiyordu. “Sen gülmelisin ; seni büyüten insanlar , mutlaka bunu hissederler. Hayatın billur bir su gibi akmasını istiyorsan, yoluna çıkan otları sen kendi ellerinle toplayıp yolunu temizlemelisin. Ancak böyle beni de huzurlu edersin.” demişti. Uzandı, kütüphaneden ince bir kitap aldı, bir şiir kitabıydı bu. İlk sayfasında gönüldaşının “Seni hep mutlu görmek istiyorum ve seni çok seviyorum.” yazısı vardı. Söyledikleri, yazdıkları hep ona güç vermek içindi. Ayağa kalkarken kitabın içinden bir şey düştü. Bu, kurumuş bir küçücük kır çiçeği idi. Görüştükleri son gün, bir demet kır çiçeği ile gelmişti ona. O, kiremit renkli evlerine veda edip giderken gelmişti kucağındaki kır çiçekleriyle. “Gözlerini gözyaşı ile hatırlamak istemiyorum, ben ışığın isem sen de beni unutma ve hep gülümse. Sen gülümseyerek bakarsan hayata, hayat da sana öyle bakar.”... Hiç unutmamıştı bu sözleri. İşte o günün anısıydı bu kır çiçeği. Bir küçücük , solmuş kır çiçeği . O solmuştu ama yeşertmişti içinde sevgileri, umutları, heyecanları. Şimdi elindeki kitapta onun yazısı ve kır çiçeği kalmıştı sadece. Yitip gidenler , sadece bedenleriyle yoklar...Bakın işte burdalar.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © SERAP HOCA, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |