Benim yaradılışımda fevkalade olan birşey varsa, Türk olarak dünyaya gelmemdir. - Atatürk |
|
||||||||||
|
Bir erkeği(kadını) sevmek... Sevdikçe sevilmek. Sevdikçe ölmek. Sevdikçe yaşamak. Bir erkeği(kadını) sevmek.: Dünyanın en zor şeyi sanki. Bir başkaldırı, bir isyan ve dayanaksız bir gövde gösterisi gibi. Yeni bir bakış yeni bir ten, yeni bir soluk, yeni bir 'Merhaba' ve nihayet yine bir 'Elveda!' Başlangıçları olmayan bitişlere, bitmesine rağmen devam eden başlangıçlara inat bir şeyler mi yapmalı? Bu değildir aşktaki nağmeler mi demeli, ya da her zaman ki gibi susmalı mı derin bir nefes alıp? ...........,bir öncekinden daha acı feryatlar alkışlar çekilen umutları. Umut çekilir dağ eteklerine ve dört mevsim ölürsün aslında. Sonra, tekrar bir diriliş yoklar tükenmeyen kalp atışlarını;Seversin yine geçmişe, çektiklerine inat.........Hep böyle anlatılır ya aşk masalları. Aşk artık masallarda, aşk artık benden uzaklarda. Belki de bu yüzden içten içe gülümseyişlerim, dokunmadan dokunuşlarım, dokunduruşlarım. Aşk artık ertelesin seferlerini. Ben hancı olmayayım bu seferlerin orta yerinde soluklanılan. Basit bir sek sek oyunundaki mızmızlanmalar var aslında olmayan aşk mizansenlerinde. Ben de öyleydim. Yazdığım 'sevgi ve aşk' denemelerine bakıyorum;gülüyorum;utanıyorum. 'Yok daha neler!' diyorum. Aşk mı? Yok öyle bir şey. Varsa varsa psikolojik illüzyonlar var. Varsa varsa aşk başlığı altında, eziyete çıkarılan davetiyeler var. Acı çekmeyi seviyoruz, acı çektikçe aşığız sanıyoruz. Acı çektikçe yazdığım satırlar var geçmişimde. 'Seninle ne kadar mutluyum, her geçen gün hayatın yeni bir rengini öğretiyorsun. Seni çok seviyorum ve iyi ki beni seviyorsun...' içerikli yazılar yerine 'Geri dön, ölüyorum, mahvoldum ,kurtar beni, sensiz yaşamak istemiyoruuum' serzenişleri içindeymişim. Nedir bu, nasıl bir yakarış? Gitti; yiğitse bir daha dönmesin! Erkekler mi suçlu? Hayır.. Ya kadınlar? Yine hayır. Sisteme uydu ve ayağa düştü çoğu 'aşk' denen safsatalar! Cinsiyetlere yüklemiyorum bu sorunu.. Aslına bakarsanız, kime yükleyeceğimi bilmiyorum. Bildiğim şu ki: AŞK AYAĞA DÜŞTÜ. Televole gençliği, gol peşinde! Saygı anneannelerimizin çehizlerinde. İğrençlik hat safhada.. Ben yaşlanıyorum dostlarım.. Sanırım her geçen gün bir önceki günden daha çekilmez ihtiyar bir bunak olacağım. Eee, aşka inanmıyorum, meğer hiç aşık olmamışım, 'Sevda' kelimesinden midem bulanıyor. Neler oluyor banaJ Dostluk vs..., gibi kavramlara da takıntılıyım bu aralar..Çekilmezim çekilmez.. ! Geçmişte yazdığım yazılardan bile tat alamaz oldum.Ama ama, ben bir romanın en nadide aşk sahnelerindeydim en son!Yazıyordum dilediğimce, hissettiğimce aşkı , aşıkları..Benim roman bitmez artık! 'Bir gün belki, yazacak bir iki satır bulabilirim(?)' diye düşünüyor ve umut ediyorum. ACİL NOT:ARKADAŞLAR binnur_edisan@mynet.com adresli mailim saçma sapan insanlar tarafından çökmüştür.Şifremi kırdılar ve adres listesindeki arkadaşlarıma dostlarıma iğrenç mailler gönderiliyormuş bu maille..Beni tanıyan böyle bir mailin benden gelemeyeceğini bilir lakin anlık da olsa şüpheye düşenler için belitme gereği duyuyorum..yeni mailim...binnuredisan@mynet.com dur.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © BİNNUR EDİSAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |