..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Hiçbir kış sonsuza dek sürmüyor, hiçbir ilkbahar uğramadan geçmiyor. -Hal Borland
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > İyileşme > Yusuf Ziya




7 Mayıs 2005
Dön/dün  
Yusuf Ziya
Şimdi keseceğim bileklerimi (tabii ki kör) bir jiletle. Şair olacağım.


:BICE:
“gömleğimin altında sakladığım dövme
                          tutulmamış bir sözdür
                          ve arkamı gördüğümde hep seni görürüm.”
                                                  Tom Waits




Hadi dertleş benimle. Kır bütün kaburgalarını öyle gel. Yalansız ve kansız bir hayat başlatalım. Merdivenleri yakalım. (Omzumda bir askerden kalma kurşun izleri, okşuyorum onları; yalnızsam geceleri.)

     Bir uzun yol filmi seyrettim ve yola çıktım, bir şairden ödünç aldım matarayı, bu yüzden tuzlu içindeki su.
     
     Evet yorgunum. Güneş hiç girmedi içime. Yüzüme tuttuğum aynada başka yüzler gördüm. Alnımdaki terin tuzu olmadı. Sürekli karşıya bakmaktan önümü göremedim. Günlük telaşeler takıldı ayaklarıma. İyiyi ve güzeli hep uzakta aradım. Ve sanırım yanıldım.

     Yorgunluk yürümekten olmasa gerek. Hep buradaydım çünkü. “Yalnız insanlar kendine acır”mış. Ben kendime acımadığıma göre durumda bir gariplik var. Zaten ağaçlar erken çiçek açtılar. Kar yağarken kelebekleri gördüğümde de şaşırmıştım. Sen de öyle birdenbire, farkettirmeden gitmiştin. İhanetler de artık canımı acıtmıyor. Hem bir insanın kalbi kaç kez kırılır?

     Yak bunları yak. Hepsi yalan. Hayatımızın gerçek yanını bulanım ben. Şimdi keseceğim bileklerimi (tabii ki kör) bir jiletle. Şair olacağım.

.Eleştiriler & Yorumlar

:: bir yerde yakalıyorsun
Gönderen: Çigdem Can / İstanbul/Türkiye
11 Mayıs 2005
bir yerde tökezleyip düşürüyorsun ama sonra yere sırtını vurmadan tutuyorsun... bir ışık var bir boşluk, boşluklara ışığı teyelliyor olabilir misin? Sanki tam olarak neden yazdığını unutuyorsun, sanki bir yerde dünya karışıyor kelimelerine... bırak karışmasınlar, dışarıda kalacaksan içeriye kafanı uzatma... sanki tamamen kör kalmalı gözlerin sağır olmalısın ama... dedim ya sen yazabiliyorsun, kapanınca.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yalnızlık Mezarda Olur
Ben, Mevsimler, Yağmur ve Hayat
Sen, Mutluluk, Nehir ve Ölüm

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Iskalama [Şiir]
Uzletin Son Dansı [Şiir]
Bitmiş Mümkünler Durağı [Şiir]
Vazgeçtim [Şiir]
Hep Aynı Yerdeyiz Denizlerin Nehirlere Taştığı Yerde [Şiir]
Bahar Aslında Kıştır [Şiir]
Silindi İstek [Şiir]
Şair Sedat Umran [Deneme]
Korkunun Bütün Kentleri - 2 [Deneme]
Bitişinden Başlayan [Deneme]


Yusuf Ziya kimdir?

Tanıdığım bütün alçaklar adına konuşuyorum; bütün ezikler, bütün sevgisizler, bütün sarhoşlar, bütün aşıklar, bütün salaklar. . . adına. Kuşkusuz pek çok şeyi abartacağım anlatırken. Biri hariç; biz hep sevgisizdik. Ve hep sevgisiz kalacağız. Kısa sürmesi kuvvetle muhtemel olan ömrümüzde saçlarımız doyasıya okşanamadan (bu arada pek çoğumuz keliz, ama olsun) biz ölmüş olacağız. Hatta tuhaf gelecek size ama çoğumuzun ölüm nedeni “dokunulma eksikliği” olacak. Tıp literatürüne pek çok ölüm nedeni katacağız; dokunulma eksikliği, seni seviyorum noksanlığı, aşk çarpması, az gülümsenme. . . ve bildik bir şey akciğer kanseri (mümkünse). Korkaklığından uzun yaşayanlarımız da olacak (ki bu bir çeşit cezadır).

Etkilendiği Yazarlar:
vüs'at bener, tezer özlü, pavase, celal gözütok, gide...


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Yusuf Ziya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.