Bilim şaşkınlıkla başlar. -Aristoteles |
|
||||||||||
|
aynalarda gördüğüm al kadife yüzün hayatın özsuyudur her gün hayatın yaralarına melhem gibi sürdüğüm her gün düşlerimde büyüttüğüm o şaşmaz o kirlenmez ruhundur bir çiçek gibi kopartıp kendimi göz bebeklerine dolmak bütün soluk renkleri boşaltmak isterim gülüşlerimin yarısı alnına nakışlı yarısı dudaklarımda mühürlü bütün boşluklar kristal mavi -bir başka boyuttan gelmiş gibi- ve şuramda ölümüne bir sevda saplı çivileyip gözlerimi geceye sorup durdum -şu parlayan yıldızlardan hangisisin içinde yudum yudum dilimi gezdirdiğim şarap kadehinde misin yoksa üstümü mavi ile örten bu gök bakışınsa niye görmüyorum- bir istiridyenin kabukları arasında bir inci tanesi gibi kendimi sunduğum bu hayat bana yabancı şimdi boğulmuşum kösnül sularında bir ben vardı, benden önce –düşlerimde kalan- aramızda bir aşk vardı çok eski çağlardan bu yana sürüp giden ve sürüp gidecek olan onu da alıp gittiğinden beri yok saymışım yaşamaya dair ne var ne yoksa sen yokken erguvan kokularına bile kar yağıyordu tanrısal yüzler, tanrısal adlar sahte ve sahtekar melekler caniler, katiller “insan hakları”ına soyunmuşlardı insan soyarak, insan yakarak karanlık mahzenlerinde hala kitaplar yağıyordu gökten ve peşi sıra da kötekler sonra uranyum ölüm tüccarları barış elçisi kesiliyordu Musa’yı Nil’e daldırıp daldırıp aklıyordu kendi elleriyle Firevun ve Roma’da tarih oluyordu son tanrının miladi elçiliği tabusuz başıma yemin olsun ki sevgilim dişlerinin arasından kan sızarak onlar yine “barış” diyecekler ve biliyorlar ki onlar da biz bize hiç küsmedik ve devri alem çırılçıplak insanlığı evrenin deri ile kemik arası isyan sıcaklığı fırtına öncesi durgunluğu gibi denizin ve sel gibi akarak söylenecek şarkılar ve kalabalıklar, kalabalıklar susmayın artık söylenecek çok sözümüz var ve aşk yani sen ay can ve can ötesi aşkla sen ve ben durma öyle mahzun bu yol çok uzun yaşayıp yaşatacağımız daha paylaşmaya başlamadığımız kendiyle tanışmamış bir ömrümüz var... del gel sisleri, gör ellerimi
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Meral Vurgun, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |