..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim. -Cervantes
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Sevgi ve Arkadaşlık > Oğuz Düzgün




28 Mayıs 2005
Vefalı Kedim  
Tatlı Pervin

Oğuz Düzgün


Bu bir hikaye denemesi.Yazar başından geçmiş bir olayı anlatıyor.Bir çeşit anı da diyebiliriz bu yazıya.Bir kediyle, bir insanın duygusal diyalogları.Evet yanlış duymadınız diyalogları..Sanıldığının aksine kediler de konuşur biliyor musunuz?


:CJDF:
Tatlı Pervin

Pervin’di adı…Eve girdiğinde tüm ev halkını mutluluğa boğan, sevimli hareketleriyle herkesi kendine çeken tatlı bir yaratıktı.Sevgiyi, şefkati ve de ayrılığı onunla öğrenmiştim diyebilirim.Eve gireceği zaman balkonun kapısının kolunu çevirebilmesini öğrenmişti..Birden onu içerde buluverirdik.Belki de çoğunuz tahmin etmiştir bir kediden bahsettiğimi.O bizim mahallenin kabadayı kedisiydi..Burma burma bıyıkları, çekik çekik gözleri ve tostoparlak vücuduyla gayet sevimli bir hayvandı.Bizim bütün haşarılığımıza rağmen o bize sabreder, kesinlikle bizi tırmıklamazdı.Bazen elimizi hafifçe ısırır ama kesinlikle canımızı acıtmazdı. Biz yer sofrasında yemek yerken o babamı gözler, babam sofraya oturduğunda hemen onun yanına gelir ve tüylü patileriyle babamın dizine hafif dokunuşlar yaparak ondan yemek isterdi..Babam da onun bu kibarca isteklerini tebessümle karşılar, önce onun kalın ensesini okşar, sonra da yemeğe batırdığı küçük bir ekmek parçasını onun önüne bırakırdı.Pervin hiç taşkınlık yapmadan bu lokmaya dokunur ve yerinden hiç kımıldamadan, mırıldanarak yemeğini bitirirdi.Bir müddet patilerini yalayarak temizleyen kedim, ardından yeniden babamdan bir lokma isterdi.Patilerini kirli kirli babamın üstüne sürmezdi.Ara sıra bu sevimli kedimle baş başa otururduk.Ben onun beni anladığına inanır, onunla saatlerce konuşurdum.O da bana hiç ses çıkarmaz, tatlı mırıltılarının musikisi eşliğinde benim dertlerimi dinlerdi.Pervin, bizim evin bir koruyucusu gibiydi adeta..Yabancı kedilerin bizim evin balkonuna girmesine asla izin vermezdi.Onun beş altı kediyle kavga edişini hatırlarım..Her kavgadan sonra suratı çizik çizik olur, o güzelim Pervin tanınmayacak bir hal alırdı.Ancak o vazifesini yapmanın hoşnutluğuyla evin en sıcak köşesine kıvrılır, ara sıra da bizlere gözlerini kırpar, sonra bir huşu içinde mırıltılarına devam ederdi.Küçükken bu Pervin’in rahle-i tedrisinde pek çok şeyi öğrendim diyebilirim Bir gün balkonumuzun kapısı acı iniltilerle tırmalanmıştı.Ben: “hayırdır inşallah!” diyerek telaş içinde balkonun kapısına koştum.Gördüklerim karşısında adeta şok olmuştum.O yakışıklı, fedakar ve tatlı Pervin’in vücudundan etrafa kanlar sızıyordu.Pervin’in o kıpkırmızı ve küçücük dili ise dışarıdaydı.Küçük patileriyle kapıya hafif dokunuşlar yapıyor, sanki bu son anlarında soframızda geçirdiğimiz o güzel dakikaları hayal edip, tekrar o mutluluğu bizimle yaşamak istiyordu.Bütün ayakları ezilmişti.Belden aşağısı da tutmuyordu.Peki bu halde bu kedi, bizim eve nasıl gelebilmişti?Ben bütün gücümle bağırarak babamı çağırdım.Babam heyecanla koşarak benim yanıma geldi..Korku içinde bana: “Hayırdır oğlum ne oldu sana böyle?” dedi..Ben gözyaşları içinde balkonun kapısını gösterdim babama..Babam hemen kapıya doğru koştu…Gördüklerine o da inanamamıştı.Zavallı kedinin başını okşayarak : “Ne oldu sana yavrum?Ne oldu Pervin’im?” diyordu..Bir yandan da hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.Babamı böyle ağlarken ilk defa görmüştüm. Sonra usulca Pervin’i kucağına aldı..Sobanın yanına, onun her zamanki yerine götürdü kedimizi..Pervin o tatlı gözleriyle hiç kımıldamadan babama bakıyordu..Babam da ona bakıyordu.Sanki telepatik bir iletişimle birbirleriyle anlaşıyorlardı.Pervin son bir defa gücünü toparladı..Acı bir miyavlamayla bizlere veda etti…Patisini zar zor kaldırarak ağzına götürdü.Evet Pervin her zamanki gibi patisini yalıyor, temizliyordu..Sonra her şey için size teşekkür ediyorum, sizi çok özleyeceğim der gibi, küçük patisiyle babamın ellerine son birkaç tatlı dokunuş kondurdu..Ardından o yemyeşil gözlerini kapattı..Pervin gitmişti..Son anlarında bize ve bilhassa babama elveda demeyi de unutmamıştı..Daha sonra öğrendik ki Pervin’i, mahallemize on beş km kadar uzaklıkta bir sokakta hızlı giden bir araba ezmişti..Üstelik onu ezenler ona hiç yardım etmemişlerdi.Onu öylece bırakıp gitmişlerdi.Belki de onu zevk olsun diye ezmişlerdi.Pervin o on beş km’yi bu haliyle sürüne sürüne kat etmiş ve bizim eve kadar gelmişti..Son bir veda için, son bir teşekkür için..Şimdi de o tatlı arkadaşım Pervin’i hasretle anıyor..O gün gözyaşları içinde Pervinciğimin arkasından söylediğim sözleri, onun aziz anısı adına tekrarlamak istiyorum: “Güzelim Pervin’im bir gün biz de senin gittiğin boyuta gideceğiz.Sen o alemin kırlarında, bayırlarında koşup oyna, eğlenmene bak..Senin için hazırlanmış yemeklerden ye!Başını okşamak, senin o tatlı dokunuşlarını hissetmek için biz de oralara geleceğiz..”

Oğuz DÜZGÜN
   

.Eleştiriler & Yorumlar

:: güçlü
Gönderen: Kâmuran Esen / Bolu/Türkiye
8 Ocak 2006
Merhaba Sevgili Oğuz Düzgün; Dilimizi ustaca ve kurallı kullanmanız, övgüye değer.Güzel bir anı okudum....Sevgiyle kalın....Kâmuran Esen




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bomba İbrahim
Ömer Seyfettin Dirildi
Çok Boyutlu Hikaye
Babamı Amcamda Buldum
Robotlar da Sever

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Sen Var Ya Sen! [Şiir]
Çakkıdı Çakkıdı [Şiir]
Bâlibilen Dilinde Şiir [Şiir]
Üç Boyutlu Şiir [Şiir]
Miraciye [Şiir]
Sağanak Sen Yağıyor [Şiir]
Bülbüller Şehri İstanbul [Şiir]
Türkçe Hamile Beyanlara [Şiir]
Burası Sessiz Biraz [Şiir]
New Orleans'lı Siyahi Kirpiklerin [Şiir]


Oğuz Düzgün kimdir?

Yazar edebiyatın her alanında çalışmalar yapıyor.

Etkilendiği Yazarlar:
Bütün yazarlardan az çok etkilendi. Zaten insanoğlunun özelliği değil midir iletişimde bulunduğu varlıklardan etkilenmek?


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Oğuz Düzgün, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.