Zamanı gelen bir düşüncenin gücüne hiçbir ordu karşı koyamaz. -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
Biraz üzgünüm canım karamsarım da bugün istemeden kırdım istemeden üzdüm üzüldüm üzgünüm seni göremediğimden üzgünüm yanına gelemediğimden içimde git diyen kal diyen de ben ne dertler ne çileler gördüm hep tembel hep karamsar oldum üzgünüm canım seni kırdığımdan yanına yaklaşım bir merhaba diyemediğimden... .................... .................... .................... kısa olan bu içsel şiirimden sonra benim ve birçok insanın da başında olan bir rahatsızlık durumundan söz açmak istiyorum.. Belki hayatında hiç elleri terlemeyen ler sizler biraz farkındalığı yaşamalısınız. ve bir an sürekli ellerinizin terlediğini yazılarınızın hep ıslandığını, imza atarken kağıdın ıslanmaktan kalemin bile renginin kaçmasını, bir toplantıda yada gördüğünüz bir insanla tokalaşırken ellerinizin ıslak (terli) oluşunu hissedin.. ve ne kadar şanslı olduğunuzu bilin! el terlemesi deyip geçmeyin..... insanı her yerde takip eden bu durum öyle kötü hissettirmektedir ki insan toplum hayatından yavaş yavaş kopmakta kendini yalnızlığa istemeyerek te olsa geçirmekte. Sorun yok gibi görünsede insanın her hareketini hazırlayan; beyin, terleme olayını hemen hatırlatmakta ve insanı bu ıslak akıntıya atmakta. sebepleri etkenleri hala araştırlımakta olan bu rahatsızlık( diyorum çünki öyle) doğuştan olan ve sonradanda gelişebilir. Benim çocukluğumdan beri ellerim terler bazen az bazen çok ama terler. Çalışma hayatında insanı zorda bırakan, toplulukta dokunma hissini bile tattırmayan bir ceza sanki..İnsan dokunmak hissetmek gibi olağan duyuları bu rahatsızlıktan dolayı malesef çok uzaktan bakar insanlara, bazen katılmaz bile aralarına onların bilmesini fark ettmelirini, o bakışları üzerinde görmek istemez.. Neden bende oldu niye diye hep sorgular sebeplerini..(psikolojik , metebolizma yada içsel rahatsızlıklar buna etkenmiş..) Malesef ki tam anlamıyla bu sıkıntılı dertten muzdaribim ve kesin tedavisi yok öyle biliyorum. (cerrahi müdahele şuan gereksiz olduğu için bunu söyledim).. El temasının ne kadar mühim olduğunu onu çok kez paylaşmaktan kaçınan ben ne kadar kıskanıyorum elleri kupkuru olanları. Kıymet bilinmezmiş ya zaten birşeyi kaybetmeyince o hesap bende bundan biraz üzgünüm.. Bazen düşünüyorum belki benim için en hayırlısı buymuş ki böyle olmuş bu kendimi rahatlatmamın bir yolu ama içimden hala niye niye diye gelen sesleri susturamıyorum. 17 ağustos 2005
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © H.Deniz Hatipoğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |