Ölümden önce yaşam var mı? -Duvaryazısı |
|
||||||||||
|
aslında bilmez kimse, yine de bilmesin gözlerimde tutulan gözyaşlarını, içimde en gizli yerde barışsız ruhumun kiminledir, bilmez kimse, savaşlarını anlatmaya yetmez kelimeler seni ne de hissedilen onca çileyi, bir sesleniş mi bu? arzu mu? yoksa aşk mı? nedir bunca acıya bedel olan duygu, seni çağıran bi çare yürek mi? yoksa, tapınan ruh mu? ...gel! gel, kumral saçlarını rüzgarın taradığı can, gel, elâ gözlerindeki uçurumlardan atlamaya korkmadığım adam, gel, ruhumun isyanını delirten yürek, aşk alfabesinin gizemini çözdüren gönül, düşüncemin yetersizliğinde kaybettiğim hayâl, aşkın altın saçlı yakamozlarına sarayım seni, tüm dünyadaki sevdalar gelse bir araya, ayaklansa ölmeyen aşklar, Leylalar Aslılar sevebilir mi benim sevdiğimin milyonda biri? gecelerime mehtap gibi doğdurduğum gözlerin, ömrümün her demine katıp yudumladığım sen, ...gel! gel, en durgun denizlerimde asi dalgalar yaratan rüzgar, gel, en sakin şehirlerimi virane eden tayfun, gel, en derinimdeki sönmüş yanardağlarımı volkan eden ateş, çığ misali üzerime aşk diye yağan sevgili dudaklarımı kanatan yaralar açtıran sevda, gözlerimi akşam nöbetlerine dikip; karış karış duvarlara kalbimin kanıyla yeminim diye süslediğim sen, cihanı görmezden gelip, uğruna cenneti feda ettiğim, en kör günahım gel; insan evlatlığından reddedip kendimi, en deli yokuşlarına soluksuz tırmandığım, zincirlere vurmana bile sessiz, nefessiz kaldığım, okyanuslarla yarışan gözyaşlarıma inat, ismini andıkça kor düşürüp canımı yaktığım sen, ...gel! gel, korkularımın sırrına eren cesaret, gel, beni bende hapsedip dünyamı cehennem eden esaret, gel, gururumu kırıp yalvardığım tek asalet, yüreğimin aşk mabedindeki tek ilâhı, ruhumun hayattan hâlâ alacaklı olan ahı, yalvarışımın son deminde duy beni yaşamak için azmimin sarıldığı son silahı, batan akşam güneşim, bıraktığın karanlığı sil, yoksunluğundan beri inan bana gönlüm kör, çıkış kapılarımın yol göstericisi tek ışığım, derdine gönüllü yazıldığım, hasretinin güzelliğiyle bile yaşayacağım sen, ...gel! gel, şu anlamsız hayatımdan sakındığım tek emel, gel, yıkılan onca hayalimin altındaki son temel, gel, hâlâ nefes alışıma tek sebep, gel, o aldığım nefesi zehir eden hasret, daha fazlasına gücüm yok inan, bazen sevmek için bile yetersiz zaman, artık bu an, o son an gel! gel, ölmek için kollarında yemin ettiğim, ölüme gitmek için son engelim gel! gel, uğruna her gün milyon kere can verdiğim, son bir kez nefesimi paylaşmak için gel, gel ki huzur içinde ölebileyim... delirtmeden hasretin, içimi tüketmeden, ömür ömrü can bedeni bitirmeden, ben son dem feryadımı yitirmeden, gel aşkım, aşk bildiğim, aşk dediğim gel!..
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © seblâ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |