Fundaya Açık Mektup
Sevgili Funda
Saniyeler dakikaları, dakikalar saatleri, saatler günleri, günler ayları, aylar da yılları kovalar. Gençlik insanın başına bir kez gelir. Sonra olgunlaşır insan ve vakti gelince de ihtiyarlar... Sana bunları neden anlatıyorum diye sorma bana. Bunlar konuya giriş yapabilmek için. Evet dediğim gibi her gün, her ay, her yıl insanın başına bir kez gelir. Sana bir teklifte bulunuyorum ki bu teklif ne ticari, ne mali, ne de içgüdüsel bir şey. Sana, daha yüzünü dahi görmediğim sana bir teklif. Evet sana bir ömür vaad ediyorum. Eğer 25 yaşını doldurmamışsan, 80 kiloyu aşmamışsan ve de bikrini izale etmemişsen evet sana bir evlenme teklifidir bu. Bendeniz aslen Kapadokya bölgesinden, makine mühendisi, ve evlilik çağının geldiğini düşünen bir zat-ı muhteremim. Gözüm kapalı bir bilgisayarı tüm parçalarına ayırıp ve dahi gerisin geri takabilecek kabiliyete hasıl, 2 ayrı yabancı dil bilen ;bir de kendi dilim 3 eder; site yapabilen, Microsoft Word-Excel-Powerpoint-Frontpage gibi yazılımlara vakıf, ayrıca Fortran ve Visual Basic gibi programlama dillerinde kabililiyetli, Adobe Premier ve Edius gibi video montaj programlarını ezberlemiş, Solid Works-Katia-Auto Cad-Mechanical Desktop gibi çizim programlarıyla pişmiş, ayrıca 3dx Max ve Flash gibi animasyon programlarında bir dansözü arabesk müzik eşliğinde oynatabilecek uzmanlıkta kalifiye bir insanım. Laf ola kestire başı , laf ola gele beri. Anlayacağın ekmeğini taştan çıkarabilecek bir kişiyim. 9 yıllık bekar hayatının ve biraz da kabiliyetimin bana katmış olduğu, kendi kendine yaşama kıstasları olarak da ifade edilen, yemek yapmak, ütü yapmak, bulaşık yıkamak ve çamaşır yıkamak gibi üstün meziyet gerektiren ve dahi bir erkeği diğerinden ayırt edici özellik olarak da bilinen bu nevi konularda uzman bir şahsiyetim. Ayrıca küçük yaslardan beri başlayan her türlü elektronik alet tamiri, su tesisatı tamiri, lamba değişimi, avize tamiri, buzdolabı - çamaşır makinesi tamiri gibi konularda artık sökerim yeniden takarım kardeşim diyecek derecede birikime sahibim. Alışveriş konusunda her türlü yetkinin eşin olması gerektiği konusunda fikir sahibiyim. Ben evleneceğim kişiyi mutlu etmek için elimden geleni yapmam gerektiği noktasında kendimle barıştım. Dediğim gibi mutlu bir yuva için her türlü donanıma sahibim. Bu donanımları elde edebilmek için saçlarımdan bir tutam feragat etsem de kel sayılmam. Biraz kilolarım var ama onlardan da isteğe bağlı olarak kurtulabilirim.
Ben görücü usulüyle evlilik taraftarıyım. Birkaç ay flört etmek yada birbirini tanıma adına birbirinin tadını alma hatta birbirini ezberlemek taraftarı değilim ki bu hal içinde, evlenme oranını istatistik bilimi çok düşük gösteriyor. Benim senden beklentim çocuklarımın anası olman. İşten eve dönüşümde o yorgun yüzüme bir öpücük kondurman. Dertlerime ortak olman. Bayramlarda elimi öpmen. Maddi sıkıntılar içinde olsak dahi, sofradaki kurufasülyemizin yanına kuru soğanı getirip kır kocacığım bugünümüze de şükür diyebilmen. Senden istediğim sadık bir es olman. Çok şey mi istiyorum. Eğer böyle bir yuva düşünüyorsan, ki eskilerin deyimiyle, " allahtan belanı mi istiyon, pırlanta gibi koca, bu devirde böylesini mumla arasan bulamazsın, sakın kaçırma! ", ve tamam diyorsan, herkesin önünde bu işe oldu gözüyle bakıyorsan sende haykır... Haykır ki duyayım....
En içten insaniyet-i kübram ile alessabah ba's ettiğim duygularımı, akl-i selim ile düşünüp bir karara varman dileğiyle......
Saygılarımla huzurunuza arz eylerim.