"Çok söz hamal yüküdür." -Yunus Emre |
|
||||||||||
|
O gece... O yağmurlu Eylül akşamı seni, beni, yani bizi böyle birbirimize sarılıp kalma istedine sürükleyeceğini tahmin edebilir miydin? Ayaklarım suların içinde, üstüm başım sırıklıklam yürümüştüm ilk defa karşılaştığımız o meyhane masasına gelirken... ve eski bir kiliseye uğrayıp dilek dilemiştim biraz mutluluk için. Eski bir meyhane, bir dost masası, biraz gürültü patırtı arasında bir de gözlerini gördüm, biliyor musun? Bazen acıklı, bazen umutlu, zaman zaman pişman, zaman zaman kızgın ama hep gülen gözlerini. Yine o gece yanlızca birkaç saat için ben ben değildim. Birbiri ardına yuvarladım kadehleri, o gece sana yaslanmadan yürüyenedim, o gece eve geciktim, o gece hiç uyumadım. Oysa bir dolu hayalkırıklığı, umutsuzluk, yenilgi vardı içimde. Nasıl başedeceğimi bilmiyordum. Aşkı ileri vakitlere atmıştım. Ben o gece çok yanlızdım ama sen bunu görmedin. O gece aynı şimdiki gibi hep güldün. O gece Beyoğlu'nda çöplüğe fırlattığım umutlarımdan bir parça alıp cebime koydum yeniden. Sonra yine arkadaşça sohbetler ettik. Sen kendini anlattın biraz, ben anlattım ve birgün ilk kez yarını hiç düşünmeden, içim rahat sana söyledim: 'Benimle olur musun?' Şimdiki zamanlar... Sana 'Mutlu aşk yoktur' demiştim, hatırladın mı? Sen de bana bunun asla doğru olmadığını anlattın durdun. Sana göre birbirimizi seviyorsak eğer, mutsuzluk olamazdı. Haklıydın. Peki ya sana hoşçakal demek zorunda olduğum o son dakikalar? Yanyana uyukladığımız gecelerin ertesi? Sana anlattığım o mutsuzluk seninle olduğumda değil, senden ayrıldığım anlarda gizli işte... Belki bu hüznü asla anlayamayacaksın, gözlerimin neden dolduğunu. Ne diyorlar: 'Eğer küçücük bir aşk varsa içinde, hayal kur' Yarınlar... İçimde kocaman bir sevgiyi büyütüyorum, asla hiçbirşeyin, hiçkimsenin incitmesine, acıtmasına izin vermeyeceğim. Bir bebek gibi sana güvenerek, inanarak, yaşadığımız acı tatlı her andan biraz alıp, onu besliyorum. Koca çocuk; sana içimi açtım, farkında mısın? Belki içimde kalmalıydı birçok şey. Ama sen sevilmenin tadını çıkarmadıktan sonra neye yarar, söylesene? Ben senin yanında umarsızca ağladım, doyasıya güldüm. İstedim ki herkes seni tanısın. Ben seni sevdim. Gece uyumadan hemen önce, sabah uyanır uyanmaz, senin de sevdiğini bildiğim bir şeyi yerken, bir şarkı dinlerken, bir yolculuk sırasında, anlamsızca hiçbir yere yürüdüğüm anlarda hep seni düşündüm. Geldiğin o uzak şehri, okuduğun kitapları, dostlarını, anneni sevdim. Ben seni öyle hesapsız, öyle çıkarsız, öyle beklentisiz sevdim. Nasıl söylesem, bir çocuğu sever gibi işte... Birgün sanki hiç olmamışım gibi, buz tutmuş bir gölün etrafında sana hiç sarılmamışım gibi, ardına bakmadan çekip gitme, olur mu? Hayatta nefes aldıkça ne kadar çok kapı açılacak önümüzde. O en büyük, en aydınlık kapıdan yanyana girelim desem, ister misin? Bırak ben küçük, yarı karanlık bir odada bohem öyküler yazayıp, hep hayatın gerçek anlamını arayıp durayım. Sen orada, yanımda ol. Nefesini hissedeğim yeter. Yanlızca orada ol. İstemezsen asla dokunmam sana....
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Nehir A., 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |