"Bazen bir mısra yaşamı değiştirir." -Kafka |
|
||||||||||
|
Sevgisini yüreğinin bir ucunda yaşardı benim sevgilim ve zaman zaman su vermeyi unuturdu gülüne. Yağmurla yıkanırdı yüzü. Tozunu almayı unuturdu aşkının. Benim sevgilim bir bukalemun gibiydi. Kaba tabirle, araziye uyardı. Ne gerekiyorsa, onu verirdi güne. Biraz ekmek biraz su yeterdi. Sevgisini yüreğinin bir ucunda yaşardı benim sevgilim. Güneşin parlak ışıklarının girmesine izin vermeyi unuturdu zaman zaman. Benim sevgilim korkudan sesinin çıkaramayan öksüz çocuklar gibiydi. İhtiyaçlarını ertelemeyi meziyet sayanlardandı. Gözlerinin gördüğü dünyada hiç itirazsız yaşardı. Bunu öğretmişlerdi ona ve o öğrettikleri gibi yaşıyordu. Düşlerini süsleyen ütopyalarda olmasa, izini süremezdiniz yüreğinin. Yollar zorluydu. Kolaylaştırmayı ise yıllar önce unutmuştu. Benim sevgilim sıradanlığın boyutunda nefes almayı öğrenmişti. Ve elbet herkesinki gibi, onunki de zor olmuştu ama başar(ama)mıştı! Geri dönüşü olmayan bir yoldu. Süreç kendini haklı gösterecek milyonlarca nedeniyle dimdik ayakta duran canlı bir tanıktı. İtiraz etmeye hakkımız yoktu. Çünkü hepimizin böyle tanıdık süreçleri vardır. … Birlikte yaşamın getirdiği düşleri tek başıma oluşturma çabam, gecenin içinde parlayan bir yıldız gibiydi. Güzel ama uzak ama yalnız bir yıldız. Benim sevgilim, sevgisini yüreğinin bir ucunda yaşardı ancak bunu başarabilmişti. Herkes gibiydi hataları. Zaman zaman su vermeyi unuturdu gülüne, çokları gibi? Aşkın varlığına inanç tanrıya tapınmaktan daha da zordur geçmişi karalarla dolu insanlarda. Süreç peşinden gelir ve gider hayatın haklı- haksız serzenişleri… Umut etme hakkının yerini varlığını sürdürme çabası alır. Şimdi gecenin içinde benim aydınlatma çabalarımı karartıyor varlığı…çünkü biliyorum ne kadar uğraşsam nafile… O öğrettikleri gibi yaşamaya devam ettikçe, benim yıldızım hep yalnız kalacak. Bu gerçeği kabullenmem uzun zaman alacağa benziyor. Diğer bütün gerçekleri kabullenmeyişim gibi. Ben gerçekliği yadsımanın tüm basamaklarında birkaç saniye de olsa durmuşum, ondan daha da üzgünüm. Her şeyin bir başkası tarafından belirlenmesini hazmedemiyorum. Bunun rahatsızlığı var üzerimde. İçimde biraz buruk biraz kırgın bir sevgi yatıyor. Okşayıp öpmek gerekiyor ancak böyle geçer sızısı biliyorum ama elimden bir şey gelmiyor. Benim sevgilim sevgisini yüreğinin bir ucunda yaşardı. Çoklara benzeseydim, mutlu olurduk elbet. Ama benzemedim. Bunun ağır cezasındayım şimdi! -Bu sancılar nereye kadar sürüp gider? Özlemin aşkın nereye kadar? Sorularımla her gün karşıma alıyorum seni, yine kendine saklıyorsun kendini ve hatta bizim olan sevgiyi. Bunu anlamakta zorlanıyorum. İçimdeki her şeyi anlattım sana. Tüm dertlerimi. Mevsimsiz yağmurlar istiyorum dedim. Gülün suya ihtiyacı var, yolların kolaylaşmaya, dedim. Dediklerimi bir bir dinledin. Milyonlarca duvarın ardına sesimi ulaştırmanın zorluğundan, her şeyi tek tek, en ince ayrıntısına kadar anlattım. Anladın mı? Sanmam. Araziye uyanlar araziden olmayanları anlayamaz! Anlamamanı anladım. İçimdeki sızı gittikçe arttı. Şimdi gecenin karasında içimdeki rahatsızlığa alışma çabasındayım. Tüm alışma çabalarımda olduğu gibi, bunda da zorlanıyorum.Ama çaresizliğin ne olduğunu öyle iyi öğrendim ki bu gelgitler eskisi gibi şaşırtmıyor beni. … İçimdeki rahatsızlık neden mi? Sevgisini yüreğinin bir ucunda yaşar benim sevgilim. Araziye uyanlardandır. Gözlerinin önünden geçen hayatı olduğunca yaşayanlardandır. Benim için önemli olan anlar onda basitleşir. İşte bundan rahatsızım. Biliyorum o ödemesi gereken faturaları düşünüyor. Biliyorum ki o geceleri rahat uyuyor.çünkü benim sevgilim her şeyini yüreğinin bir ucunda yaşardı. Zordu onun yollarında yürümek. İşte bundan, bu sapa yollardan rahatsızım. Onun tanık sürecinden rahatsızım. Rahatsızım çünkü o gözlerinin önündeki pusla yaşıyor. Rahatsızım, çünkü yüreğimin içinde bir sızı var. Rahatsızım çünkü onun yüreğinin çektiği tüm sızıları da yaşıyor yüreğim. Duvarların arasından ona ulaşmayan sızı, benim yüreğimde nefes alıyor. Her şeyden çok bundan rahatsızım. Gökyüzündeki yalnız yıldızımdan rahatsızım. Yıldızımın umutlarından. Onun beni hala deli eden aşkından. Hasretinden. Kimsesizliğimden. Sebeplerinden…. 01.10.1998
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © düşge su, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |