En tatlı sevinçler, en hiddetli kederler sevgidedir. -Pearl Bailey |
|
||||||||||
|
Sonbahar geliyor yavaş yavaş. Üşümeye başlayan ellerimden anlıyorum. Geceleri üstüne bir şey almadan dışarı çıkmak artık daha tehlikeli benim gibiler için. Benim gibi çabuk kırılanlar için. Sana ise hiçbir şey olmaz. Hep söylediğin gibi yapıyorum. Seni hiç merak etmiyorum. Sevginin garip doğurganlıklarından biri olan merak duygusu ben de yok. Senin için hüzünlü şeyler dinlemiyorum. Telefonda sesim eskisi kadar boğuk değil! Sanki ağlarmışım gibi çıkmıyor artık. Ne iyi. Haberleri de dinlemiyorum. İstanbul’da bugün ne olduysa, hiçbirini bilmiyorum. İlgimi çekmiyor ki. Nerdesin şimdi? Beni özledin mi? Hiçbirini merak etmiyorum bunların. Kırgınlığımın izlerini hapsetme çabasında da değilim üstelik. Elimden gelse, bağıra çağıra anlatırım tüm bunları- ama elimden bir şey gelmiyor. Zamanla alışıyorum. Mesela seni 48 saattir aramıyorum. Çünkü aramayacağım dedim. Ben değil, eller söyledi, bunu ancak ben biliyorum! Sahi söylediklerimi takip edebiliyor musun? Yoksa daha mı iyi anlatmalıyım? Öyleyse söyle! Elimden geleni yapmaya çalışacağıma emin olabilirsin. Peki ya istemiyorsan? Düşündüklerim, söylediklerim seni yoruyorsa? Sıkılıyorsan yılların alışkanlıkları dolayısıyla… Olsun! Ziyanı yok! Onu da söyle! Gözlerimin içine bakıp bir şeyler söylemen hepsinden önemli çünkü. Üstelik ben en çok buna hasretim. Bu da mı zor geliyor? Öyleyse, onu da söyle. Yapılacak bir şey yoksa, onu da… Gözlerin uzakları seçiyorsa şayet, yüreğinde küçük bir kıvılcım varsa ve ayakların seni başka yere götürüyorsa; gitmelisin! Ancak bilmek isterim. Gitme zamanı geldiğinde bunu benden saklamamalısın. Yapmanı isteyeceğim tek ve kesin olan şey bu! Çok da zor değil senin gibi insanlar için bu. Ne de olsa sana bir şey olmaz! Ben mi? Ah evet, ben! Dayanamaz diyorsun, oysa yalan! Benim yüreğim zor kıyılarda büyüdü. Karanlık odalarda milyonlarca hayal ve inançla. Çok kırıldı beli. Benim yüreğimin hayal kırıklıkları yoktu. Çoğu kez hiç olmayacak hayaller kurardım çünkü. Yüreğimin milyonlarca hayali arasından bir tek sen gerçekleştin aşk… İşte bu beni sudan çıkmış balığa döndürdü. Nefes alamadım uzunca bir süre. Varlığına alışmam zor oldu elbet. İnanmam da, ama alıştım. Şimdi çıktığım dünyaya geri dönme çabasındayım. Yine en olmayacakları düşünüp mutlu olmak istiyorum. .. Karanlıklarımda kimse yoktu. Tekil çokluklarımın ellerinde büyüdüm ben. Yaralarımın sarılmasına alışık değildim. Çocuk şiirlerini anlamadım çoğu kez. .. … Artık düşlerimin dillenmesinden utanıyorum. Aydınlık yüzler var çünkü orada. Oysa karabasanlarım çok daha güvenliydi. Kimse yokken duyduğunuz korku, sadece birisinin gelmesi fikrinden kaynaklanır… Geldin ve şayet gözlerin uzakları arıyorsa, durma git! Uzun bir ömrün son basamaklarını görme arzusunda kal sen. Sokaklarda sonbahar var. Sen inadına alma hırkanı üstüne. İnançlarınla git. Mümkünse şayet, bende bırakma aydınlığını ve lütfen karanlıklarımı bana geri ver. Ömrümün en güvenli limanına bir daha hiçbir ışık huzmesi girmesin. İstemem. Öğrendiklerimin hepsi bu aydınlıkta kalsın. İstemem üstü kalsın! Güzeldi elbet umut etmek ama zordu inan en az geçmiş kadar en az değişmek kadar? … Uymaya çalıştığım garip kuralları var insanların. –misinizli,-mısınızlı cümlelerle uzayıp giden. Oysa artık sonbahar geldi. Bana göre değil sokağa hırkamı almadan çıkmak. Üşürüm sonra. Mutlak yanımda olmalı hırkam. Sıcacık ve güvenli. Sarılıp ona, huzurlu bakabilmeliyim gökyüzüne. Üstelik sizi de hiç anlamıyorum. Senin gibileri yani… Nasıl üşümüyor bedeniniz, anlamıyorum. Olsun, nasıl biliyorsanız öyle yapın! Ben öyle yapıyorum. Yani hiç izlemiyorum akşam haber bültenlerini. Merak da etmiyorum seni hiç. Hem de hiç… Eylüldeyiz artık sonbahardayız. Benim mevsimindeyiz. Ağır ağır geliyor. Hissediyorum. Hissetmek güzel! Hem de ne güzel! Seni sevmek kadar, seni özlemek kadar, sonbahar kadar!
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © düşge su, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |