Bir deliyle aramda tek bir ayrım var. Ben deli değilim. -Salvador Dali |
|
||||||||||
|
Internet’ten medyayı izliyorsunuz ortalık güllük gülistanlık. Amerika’daki haber gruplarının E-posta’ları ise zehir zemberek... İki farklı kutup ülkemiz için yorumlarını durmak bilmeyen bir eforla yığınlara yaymaya çalışıyor. A grup, -Her şey tozpembe, yakında dünyanın bir numaralı ülkesi oluruz, dayanın... B grup, -Ülke elden gidiyor. Satılmadık tek şeyimiz kaldı. AB grubu, -Ha gayret! bu sınavı hele bir geçin.. Türkiye’ye geldiğimde oldukça umutsuzdum. İlk işim televizyonlardaki dizileri izlemek oldu. Bayağı heyecanlandım: Baba dizisine beş çeken bir diziyi izleyince korkup silahlanmak istedim. Bir arkadaşım, ‘’Silahlanmana gerek yok. Bu dizi çoluk çocuğu silahlandırdı. Ne yani silah alarak öğrencilerden mi korunacaksın’’ dedi de vazgeçtim... Anadolu proğramlarını izliyorum düğün dernek haberleri. Duygusal dizilerde mutluluklar mutsuzluklar birbirine karışmış. Ülkedeki insanların hangi modda olduğunu çözemiyorsunuz. Maç olunca bütün dertler bitiyor. Maç bittiğinde ancak, futbola kaç kurban verdiğimizi öğrenebiliyoruz... Dertler çoğalınca deprem alternatifi devreye giriyor. Sanat kesiminde bir başka kurtlar bulvarı devrede. Medya Amerika’dan izlediğimiz gibi, bir fark yok... Enflasyonun düşüp düşmeyeceğini cep telefonlarına kontör yüklediğinizde anlıyorsunuz. Vatandaş kontör alırken bakıyor ki 1 YTL fiyat artmış. Enflasyon düştüğüne göre, bu ne kelam diye düşünmeye başlıyor . İşin içinden çıkamayınca doğru kontör satıcısına gidiyor, -Ağabey kontör fiyatları ne zaman düşecek? -Ne bileyim kardeşim. Neden sordun... -Heç enflasyon ne zaman yükselecek diye merak ettim de... Veli kredi kartı borcu yüzünden köprüden attı kendisini. Bir gün Muhlis benim kapıyı çaldı. -Ağabey şu bizim oğlanın sütünü senin buzdolaba goyabilirmiyiz? -Olur Muhlis senin dolaba neden koymuyorsun? -İcra götürdü de... -Sabri’ye her üç saatte bir telefonla haberler veriyorum. O da tv’sini icraya kaptırmış... Düşünüyorum da geçmişteki siyasilerimizin, ülkemizi küçük Amerika yapma düşlerini ne kadar gerçekleştirebildik acaba... Buradan Amerika’ya baktığımda da pek fark göremiyorum da...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Yücel Dönmez, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |