..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Dünyada insandan çok aptal var. -Heinrich Heine
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Aşk ve Romantizm > onur orkun kara




31 Temmuz 2006
Onbeşinci Gün  
gün ...

onur orkun kara


günler günlerden daha kısa. kısık sesinde..


:BEHB:


On dört gündür, dünü düşünüyorum, sağanağa tutulmuş bir iklimi…
On dört gündür, günden güne azalan kendimi görüyorum ve gömülüyorum.
Kalbim katlandığım dünya kadar, kalbime sığınaklar hazırlıyorum on dört gündür.
Dilimdeki bütün kelimeleri küfüre, küfürüde bir yerlere gönderdim.
Uslandım on dört gündür utandım.
Ruhuma dar gelen bedenimi vurdum, vurdum ben kokan döşeklere “bu gecede uyku yok” dedim on dört gündür.
Dudaklarımdan hep aynı şarkı, ağrısız, notasız sızıp dizlerime kadar sızıp yol oluyor.
Dizlerim on dört gündür kendime gidip kendime dönüyor.
On dört gündür tek bir martı çığlığı, keksin bir iyot kokusu ve kalabalıkların içinde olma korkusu yanaşmadı kulağıma, burnuma ve her yerime…
On dört gündür her şeyi her şeyimi ikiye böldüm, ikiye böl – düm. Bir bardak çayı, ekmeği, zeytini…
Doydum durgun akan ırmaklar kadar yağmura, dolandım sarmaşıklar kadar ağacının dallarına… On dört gündür duymadan, dokunmadan, görmeden… Gölgemle ne çok alıp veremediğim olduğunu anladım…

On dört gündür, kapamadım hiç ellerimle yüzümü, kafamı almadım parmaklarımın arasına, sakallarıma saklanmadım, kapamadım penceresini evimin. Evimi hiç dağıtmadım.
Her an… Her an’ a hazır bıraktım…
Aç bırakmadım kuşları da kedileri de, ellerim kadar elimden geldiği kadar.
On dört gündür “ umut, diyalektiğini ret etmiş bir dünyada eski bir kahraman” demedim hiç… Umulmadıktır güzel olan senin kadar.
On dört gündür yüzüne her gece, her sabahımı emanet ettim.
Nefes aldım, güldüm tırnaklarımı yedim, ölüyorlar çocuklar ölüyorlar diye bir sigara daha yaktım (yani sigarayı da az içemedim bağışla sözümü tut –madım.), hiçbir şey olmamış gibi bir şeyi içimde taşıyarak yürüdüm on dört gündür…
Sensizliğe vardım.
Yaşamak, ellerinle dokunmaktır hayata…
On dört gündür dokunuyorum günde bir kere yokluğuna….

Malumun…!




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Raslantısal Hizafiyet.
Yüzüm Yarım.
Uzun Gecler
Replay

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bir Gidiş. [Şiir]
Sayıklama Tarifleri [Şiir]
Yüzüne Vuran Işık mı? [Şiir]
Bitmesi [Şiir]
Fazla Konuşamam Serceler İzin Vermez... [Şiir]
Rüya Niyetine Üç Taş [Şiir]
Yılan ve Akrep [Şiir]
Piyonlar Çapraz Ölür [Şiir]
Kara... [Şiir]
İtiraz [Şiir]


onur orkun kara kimdir?

Atlayınca omuzlarımdan kendime, Gölgeme çakıldım, Yuttuğum dişlerim ağrımaya başladı işte o zaman. . . Kaburgalarımın arasından hava'yı var edemedi tanrı o gün bu gündür. Kırılgan dokunuşlarım var demişlerdi. Dokunurken kanadığım bedenler. . . . Ölümünü öldürmüş bir ölümlünün diliyle susuyorum. Kaç zamandır düştüğüm gölgemin içinde. İncilerimi yosunlar kaplıyor. Hüzünlü bir şarkı ile yaşıyorum. Sesimi kısıp iç cebinize koyun beni. . Saklanmak ve belkide aklanmak istiyorum, Hiç işlemediğim suçlardan, Nehirlerinizle aksam Denizlere varmayacak sonum. Kendimin bataklığında kendimin çöküşünü izliyorum. . . İzlerim avcıların göz bebeklerinde. Ciğerlerime çektiğim ateş böcekleriyle kül olup sönüyorum. Begonyaların yapraklarında biriken sularda boğulup, Ve hiç olmadık yerde aşık olup Gülümsüyorum yüzünüze. . . Kendime atladığım yerde. Bir başkasına gömülüyorum

Etkilendiği Yazarlar:
altay öktem,nazım hikmet,küçük iskender,muratan mungan,ahmet telli,yaşar kemal,


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © onur orkun kara, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.