En bilge insanlar bile arasıra bir iki zırvadan hoşlanırlar. -Roald Dahl |
|
||||||||||
|
Ama illaki hepsinin çatısında kerende dediğimiz kalın ağaçların ortadan geçmesim binayı dikey kesmesi ve yan yana dizilmiş tahta parçaları lütfen dikkat yayla insanı tahta parçalarını yanyana dizer yana yana değil. Üstünede şayet boz kırsa toprak, yok hayır yeşilin bol olduğu bir yer ise klasik çatı şeklini alır çarpık üçgenler bütün geometrik yaklaşımları alt üst etmeye aday olur. Duvarlar... Duvarlar mıdır? Ağaç mıdır, kerpiçmidir,üst üste konulan büyük taşlar mıdırfark etmez. Duvarlar hep duvardır. İçinizdeki "pakt" dağılmadıkça yıkılmaz onlarda... Elektirikler geldi artık herkes mert; neden mi? Siz hiç elektiriği olmayan yaylalarda klamadınız mı? Çok ayıp dinleyin o zaman. Zor iştir, serinizdeki yiğit gocunmasın ama karanlık çöktükten sonra dışarı çıkması, zifiri bir karanlık, gök yüzünde sizi korkutacak kadar yıldızların olması, yüzünüze vuran dağ meltemi ilikleirnize kadar işleyen tüyleirnizi dikleştiren hem korku hem serinlik, hem korkularınız hem karanlığınız... Ne ! yok mu dağ meltemi diye bir şey... Var efendi var... Deneyin bir kere sizde öğrenirsiniz. Cırcır böcekelrinin sesi , çimleirn üzerindeki çiğ taneleri, sesleri uzak uzak gelen köpek havlamaları ulumaları... Sizdeki cesareti kendi rüzgarı sanıp savurur yayla geceleri... En yakınınızda, nazınızın geçebileceği birini arasınız... Eee tabiki annenizdir daha dokuz yada on yaşınızdasınız kim olabilir ki başka... - Anneee su verseneeee ses tonuna büründürüp sesinizi. - Aneee.... Hiç kaygısız bir ses, kaygısız diyorum çünkü bu aynı zamanda sinir bozucudurda, sizin düşlerinizdeki canavarlarla boğuşan kahramanın ses tonu yoktur ortada. - Ne var evladım.... yumuşak, çok yumuşak, bir akdeniz gecesindesiniz ve sevgilinizin giydiği ipekli geceliğe dokunuyorsunuz, narin yorgun yumuşak.... - Anne çişim var...! İşte bu söz, ne kadar kısık, ne kadar - aman kimse duymasın- edasında söylensede ... Pis pis sırıtmalar, kardeşlerinizin hele ki kız ise kardeşalriniz kikirdemeleri ... İçinizde bir şeyleri kırar. Hayır nasıl kırmasın ki annenizin bile yüzünde bir tebessüm belirmiştir, akşama kadar yorulan kadın o an gülmüştür diye sizde gülmüşsünüzdür. Hatırlayın bazı geceler o ağladığı için siznde ağladığınız gibi... Bol yıldızlı bir yayla gecesinde evin uzağında olan yere doğru yürümek annenizin elindeki gaz lambası ile, ayağınızın altında ezilen çimlerin ve toprağın ve cırcır böcekleirnin ve uzak uzak sesleri gelen köpek havlamaları ulumaları içinde hedefe ulaşmak iyi bir şöle bütün yüzünüze hakim olan bir sırıtma ile görevi yerine getirmek ve tam ortasında .........................! -Evladım korkuyorsan lambayı yaklaştırayım, geliyim mi biraz daha !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! ???????? -Yaaaaaaaaaa hayırrrrrrr!!!! *** Anne şimdi düşündümde ... Yaaaa evettttttttt gelllllll! ışık içinde gel, gölgeni koyulaştırarak ve küçülterek. Ya yıldızlı bir yayla gecesi yada ışıklar içinde bir kent sülüeti Anne gel!
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © onur orkun kara, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |