Uygarlýk, gereksiz gereksinimlerin, sonsuz sayýda artmasýdýr -Mark Twain |
|
||||||||||
|
Ne yazýk ki hayýr! Elbette istisnalar olacaktýr ama, sadece köylerde kasabalarda, eðitim düzeyinin çok düþük olduðu yerlerde deðil; kültürlü, okumuþ, aydýn kesimlerde de sýkça rastladýðýmýz bir durum bu. Konu her ne olursa olsun; sosyal ve kültürel konular, müzik, spor, dersler, arkadaþlýk, sevgi, aþk, cinsellik,…aklýmýza gelebilecek her ne varsa her þeyi çocuklarýmýzla, gençlerimizle açýk ve net olarak konuþmamýz gerektiðine inanýyorum ben. Ama maalesef bizler toplum olarak genelde birbirimizle konuþamýyor, sinirlenmeden, agresifleþmeden bir þeyleri kolay kolay tartýþamýyoruz. Bir þekilde hepimiz karþýmýzdakini dinlemek yerine susturmaya çabalýyoruz. Söz gümüþse sükutun altýn olduðunu unutuyoruz. Bu durum ise gençlerimizin kendilerini yalnýz hissetmelerine neden oluyor, ister istemez dýþarýya yönlendiriyor; bizlerden yavaþ yavaþ koparýyor. Bilmek istediklerini, kafalarýndaki soru iþaretlerini çevrelerinden, arkadaþlarýndan öðrenmeyi deniyor; yalan yanlýþ pek çok þeyle karþýlaþýyorlar. Doðrularý, onlar için en iyisini bizlerden yine en saðlýklý þekliyle öðreneceklerken, sadece konuþamamak paylaþamamak yüzünden bir çok farklý öneri ile kafalarý karýþan gençlerimizin yanlýþ tercihler yapmasý kolaylaþýyor. Oysaki gençlerimizin her zaman arkalarýnda olduðumuzu, her yapacaklarý iþte en büyük destekçilerinin yine bizler olduðunu anlatabilirsek; aramýzda buzdan daðlar olmayacak, paylaþým daha da kolaylaþacaktýr. Böylelikle ortada yanlýþ giden bir þeyler varsa da en kýsa yoldan elbirliði ile düzeltilecektir. Anne baba olmanýn sorumluluðuna sahip birer birey olarak çocuklarýmýzý doðru dürüst yetiþtirmeyip, sonrasýnda beðenmeme ve deðiþtirme lüksümüz yok ki bizlerin. Üstelik dünyaya getirdiðimiz çocuklarýmýza insanlýðý ve sevgiyi öðretip, doðruyu yanlýþý anlattýðýmýz; saðlam bir karakterin oluþmasý için elimizden geleni fazlasý ile yaptýðýmýz halde yine de yanlýþ giden bir þeyler varsa ortada, biz ebeveynlerin yapacaðý tek þey yine onlara sahip çýkmak olmalý, sokaða fýrlatýp atmak deðil. Baþlarýna her ne gelirse gelsin, tercihleri her ne olursa olsun yine de onlar bizim çocuklarýmýz, yavrularýmýz, kanýmýz, canýmýz. Onlarý hayatýmýzda yok saymaya, kaderlerine terk edip daha da kötü durumlara düþmelerine izin verme hakkýmýz yok. Yine kol kanat germemiz, yine elimizden geleni yapýp onlarý topluma yeniden kazandýrmalýyýz. Öyle deðil mi? Anne baba olduðumuz ilk günler…her þey ne kadar kolaymýþ aslýnda; oysaki yýllar bizim hayatýmýzdan çalýp onlarýn yaþlarýna ekledikçe istekleri, sorunlarý, dertleri de büyüdü. Bizler tecrübelerle olgunlaþýrken çocuklarýmýz boyumuzu geçti, genç kýzlýða delikanlýlýða geçiþ yaptý. Ýþte tam bu noktada birbirimizi anlamakta zorlanmaya ve eskilerin deyimiyle kuþak farký dedikleri þeyi bizler de bir þekilde yaþamaya baþladýk. Onlarý ya kendi zamanýmýzla ve gençliðimizle kýyasladýk ya da en yapýlmamasý gerekeni yapýp yaþýtlarýndan örnekler vererek kalplerini kýrdýk. Ne kadar yanlýþ… Oysaki her genç kendisine özgü ruhu ile benliði ile birbirinden o kadar farklý ki… istekleri, gelecekle ilgili düþünceleri, bunlarý yansýma biçimleri de. Gün geliyor her birinin içinde fýrtýnalar kopuyor, volkanlar patlýyor. Kimi suskun, kimi agresif bir ruh haline bürünüyor, her biri farklý þekillerde tepkilerini ortaya koyuyor. O anlarda istedikleri tek þey var anlaþýlmak…konuþtuklarýnda karþýlarýnda dinleyici bulmak…aðladýklarýnda yaslanacak bir omuz… Gençlerimizi bu zorlu süreçlerinde dinlemeyi, onlarla konuþmayý, onlarýn yeþermeye henüz baþlamýþ filizlerini koparmadan serpilmelerine olanak tanýmayý baþarmamýz gerek. Çok yakýn çevremde kültürlü birçok anne babanýn çocuklarý ile açýk açýk konuþamadýklarýný, iletiþim kurmakta zorlandýklarýný gözlemliyorum. Yeterince bilgisel donanýma sahip olduklarý, çevrelerine hemen her konuda yardým ettikleri halde kendi çocuklarýna ulaþamýyorlar. Bir kýsmý ise hiç kafa yormaya bile gerek duymadan topu partnerine atýp, onun daha iyi iletiþim kurabileceðinden dem vuruyor. Peki ya beklenen oluyor mu? Kimi zaman evet ama çoðu zaman hayýr…Yani yine istisnalar kaideyi bozmuyor. Sonuçta bocalayan, hislerini baský altýna almak zorunda kalan, kendi iç dünyasýnda kopan fýrtýnalarla tek baþýna mücadele eden gençlerimizin sayýsý hýzla artýyor. Çoðunun yüzü gülmüyor, çoðu hayattan zevk alamýyor ve o gencecik yaþlarýnda mutluluðu farklý kulvarlarda aramaya baþlýyor. Ve maalesef anne baba ilgisizliði, çevre þartlarýnýn uygun olmayýþý, iyi eðitim verilememesi çocuklarýmýzý gençlerimizi giderek sosyal hayattan soyutluyor. Gençler kendilerini yeterince tanýyamadýklarý ve tanýtamadýklarý için yaþamlarýný idare ederken zorlanýyor, kendi iç dünyalarýna kapanýyorlar. Oysaki insan iliþkisinin temeli sayýlan empati yapma yeteneði ve iliþkileri yürütebilme becerisi gençlerimizi sosyal yaþamda baþarýlý yapar. Bunu kazandýrmak için önce gençlerimizi dinlemeli, anlamaya çalýþmalý, sonra da onlara ayaklarý üstünde duracak güveni aþýlamalýyýz. Bu her iþlerini bizim yapmamýz anlamýna gelmiyor elbette, tam tersine küçük yaþlardan itibaren sorumluluk vererek, baþarýlarýný alkýþlayýp, yanlýþlarýnýn nedenini göstererek olmalý. Pek çoðumuz çocuklarýmýza kýyamýyoruz biliyorum, aþýrý koruma iç güdüsüyle hareket ediyor ve büyüdüklerini bir türlü kabullenemiyoruz, týpký benim gibi…Oysaki gençlerimiz büyüyor hem de hýzla, olgunlaþýyor hem de biz fark etmeden. Çünkü zaman durmadan, bir an bile soluk almadan geçiyor…Bu hýzý gençlerimizle, çocuklarýmýzla beraber yakalamamýz, hayatýmýzdaki istisnalarý çoðaltmamýz umuduyla diyorum ve ben kýzýmýn en yakýn arkadaþý olmayý çok istiyorum… Sevgiyle kalýn.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © BELGÝN ERYAVUZ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |