İnsanın en iyi tarafı ürperebilmesidir. -Andre Gide |
|
||||||||||
|
YİRMİNCİ BÖLÜM Lal annesiyle konuşurken ben kendimi ancak toparlayabilmiştim. Sanki hep onunla beraberimde ilk defa yalnız kalmıştım. Allah’ım nasıl bir duygudur ki bu, insanı darmaduman ediyor. Lal: ... Anne bu hanım Selma ablam daha doğrusu babamın arkadaşı, yani bir anlamda üvey annem. Ayça: ...Ya...? Veda bitti birde sen çıktın ortaya öylemi? Lal: ... Anne bir kere dinle Selma ablamın ne senden ne de Veda’dan haberi var Selma: ...Bitmedi efendim. Veda her zaman vardı. Daima var olacak ben size ne diyeceğimi kestiremiyorum. Ama Hasan Cevat sizi son dakikaya kadar bekledi. (sesime hakim olmaya çalışarak devam ettim) Ne olursa olsun resmen ayrılmadıysanız, yahut ona birazcık sevginiz kaldıysa. Akşam burada yanında olmanız gere-kirdi. O Şu kapıdan içeri girerken acı ve üzüntüden, dizlerinin üzerine çöken ben değil sen olmalıydın Anladığım kadarıyla ben onun üçüncü eşi konumundayım. Bunu hiç düşünmemiştim. Sağ ol Lal sana teşekkür ederim. Ayça hanım hiç olmazsa Hasan Cevat ameliyattan çıkana kadar tartışmayalım. Ayça: ... Peki dediğin gibi olsun ama sizinle yan yana durmak zorunda değilim. Selma: ... Siz bilirsiniz Salon büyük. Lal: ... Anne eğer bu ameliyatın sonunda başını dayayıp ağlayacak bir omuz ararsan asla ben olmayacağım. Akşam gelecektin anne. Yapamadın.İlk haberi saat onda aldık ameliyat gayet iyi gidiyordu. Ayça benden uzakta duruyor, Lal’de bir annesinin bir de benim yanıma ge-lip gidiyordu. Saat on bire doğru Muhammet geldi oda annesinin yanına gitti. Bende babamla konuştum. Himmet Dayının biraz sonra hastanede olacağını söyledi. Şaşırdım. Sıra Deniz’i aramaya geldi. Selma: ... Alo Deniz Ben Selma Hasan Cevat’ın arkadaşı. Rahatsız etmedim ya? Deniz: ... Yo etrafı topluyordum. Selma: ... Bel ki bilmek istersin veya bilmek isteyen olabilir. Sonunun ne olacağını bilmediğim bir haberi size iletmek istiyorum. Hasan Cevat bu sabah sekiz otuzda kalp damarlarından bay,pas olmak için ameliyat masasına yattı. Kalbe giden üç damarı değişecek. Ama içimde işlerin yolunda olmadığına dair büyük bir sıkıntı var. Deniz: ... Benim veya bizim bu gelişmelerden niye haberimiz yok. Bize neden haber vermedin Selma? Buna hakkın yoktu. Veda’ya bunu yapmaya hakkın yoktu. Selma: ... Veda’ya mı? Veda’ya mı hakkım yoktu öyle mi? Bu adamı Veda terk etmedi mi? Çocuğuna kürtaj yap-tırıp göstermeyen Veda değil mi? Sen bu Veda’yı savu-nuyorsun. Öyle mi? Ben ona iki ayda on Veda’nın verdiği mutluluğu vermeye çalıştım. Yinede ağzımı açmıyorum. Eğer gelirseniz bu yükü sizinle paylaşırım. Yok gelmezseniz siz bilirsiniz. Deniz: ... Ağlama güzelim tamam. Bende geliyorum Veda’yı da getiriyorum. Saat birde ameliyatın iyi gittiği haberini aldık içimde bir ümit ışığı doğdu. İlk defa umutlandım. Dayan Hasan Cevat ölmek o kadar kolay mı? Dayan da içinde yaşama azmi varsa, Biraz sonra iki genç kadının bekleme salonuna girdiğini gördüm. Evet oydu, Hasan Cevat’ın uğruna ölümü göze aldığı kadın. Sevdiği kadın. Yanında adımın esemesi okunmayacağı Veda’ydı. Sanırım buna altıncı his diyorlar. Gözünü bana dikti. Yaklaştılar Deniz olduğunu tahmin ettiğim kişi elini uzattı. Tokalaştık. Elimi Veda’ya uzatırken bayağı te-dirgin oldum. Evet Hasan Cevat’ın dediği gibi güzellikte elime su dökemezdi. Ya o esrarlı yanı Hasan Cevat gibi beni de etkilemedi değil. Selma: ... Düşündüğünüz gibi ben Selma. siz Deniz siz de Veda olmalısınız. Hoş geldiniz demekten başka elim-den bir şey gelmez. Deniz: ... Evet ben Deniz’im Hasan Cevat ile Veda’nın or-tak arkadaşı. Veda: ... Şimdi durumu nasıl iyi mi? Hem neden akşam haber vermediniz? Selma: ... Gelecek miydiniz? Ben açıkçası seni beklemiyordum.? Veda: ... Ne olursa olsun o benim kocam. Bana haksızlık yaptınız. Selma: ... Hayır veda sana haksızlık yapılmadı. Terk edilmiş bir koca için mi ağlayacaksın? Bak on adım ötende gerçek eşi var oda gelmedi. Sana nasıl güvene-yim. Kaldı ki Bir gün dahi Hasan Cevat’ı terk etmeni haklı gösterecek bir tek sebep gösterebildin mi? Efen-dim duyamadım. Veda: ... Ayça abla geldi mi? Selma: ... Etrafına bakarsan kim var, kim yok görürsün. Sen onları benden daha iyi tanırsın. Deniz: ... Şimdi kavga ve gürültü yapmanın yeri değil neyi paylaşamıyorsunuz? Saat üçe doğru gelen haber iyiydi ama danışmada oturan bayanda bir tedirginlik hissettim Durumda bize hissettirmek istemedikleri bir değişiklik vardı. Bizim-kilere iyi olduğunu söyledikten sonra yeniden danışmaya gittim.: ... Bize iyi dediniz ama sanırım eksik söylediniz.sizi tedirgin eden şey nedir. Görevli bayan: ... Size öylemi geldi? Aslında şimdi söylememem lazım. Pardon hastanın neyi oluyorsunuz? Selma: ... Eşiyim. Görevli bayan: ... Ya oradakiler? Selma: ... Şu bayan ilk eşi, Şu da ikinci eşi, anlayacağınız biraz karışık bir iş. Görevli bayan: ... Allah, Allah neyse, ameliyat bitti ama maalesef hasta narkozdan çıkamıyor. Ekip hastayı kurtarmak için mücadele ediyor. Ama nafile ben kurtulanını hiç görmedim. Lütfen doktor açıklama yapmadan kimseye bir şey söylemeyin. Geri dönerken Lal beni gördü. Ve halimden bir şey-ler olduğunu anladı. Dudaklarını ısırdı. O da susmayı tercih etti. Saat üç otuzda doktor ameliyathaneden çıktı etrafına toplandık. Doktor: ... Lütfen beni dinleyin. Ameliyat başarılı geçti,ama ne yazık ki hastayı narkozdan çıkaramadık. Başınız sağ olsun. Hasta şu anda eks durumunda “yani ölü” çok üzgünüm. İnanın biz elimizden geleni yaptık. Bildiğim halde dondum kaldım İşte beklediği oldu istediğine kavuştu. Ben beklemiyor muydum? Beni inandıramamış mıydı? Tanrım çok yalnızım çok yalnız. Etrafıma baktım herkes bir köşeye çekilmiş sessiz sedasız ağlıyordu. Bana göre çoğunun döktüğü timsah gözyaşlarıydı. Doktor bana işaret edince yanına gittim. Doktor: ... Hasta sizin neyinizdi? Selma: ... Eşiyim. Doktor: ... Eşinizi nereye defnedeceksiniz? Selma: ... Memleketime götüreceğim. Vasiyeti var. Yinede sorun çıkabilir. Doktor: ... Nasıl bir sorun? Selma: ... Biraz evvel yanınızda benden evvel evlenip ayrılmış iki eşi daha vardı. Ben üçüncüyüm. Onlardan her hangi biri hak iddia edebilir. Size şunu da vereyim. Doktor: ... İşiniz zor. Bu nedir? Selma: ... Bu doktor bey,organlarını bağışladığını gösteren vesika gereğini yaparsınız. Doktor: Oh buna çok sevindim, bendende çok sevinenler olacak Bir bilsen kaç kişiye hayat verecek. Eğer odama gelirseniz gerekli prosedürü hazırlayayım imzalayacak bir kişi buluruz her halde. Selma: ... Ama ben de hepsi için noterden alınmış vekaletname var Doktor: ... Yine de anlaşın işi tatlılıkla halledin. Bağışlanan organları aldıktan sonra cenazeyi size teslim ederiz. Doktorun yanından ayrılıp bizimkilerin yanına git-tim beni görünce hepsi sessizleştiler: ... Doktor ne dediyse duydunuz. İlaveten şunu söyleyebilirim. Hasan Cevat, ameliyata girmeden evvel bütün organlarını bağışladı. Şimdi doktorlar gereken işlemi yaptıktan sonra Hasan Cevat’ın naşı Morga kaldırılacak beklerseniz son defa görebilirsiniz. Bu akşam birimizde toplanalım ve bundan sonra ne yapacağız kararımızı verelim. Aslında konuşulacak pek bir şey de yok cenaze Dere bükü kasabasına gidecek. Ayça: ...Hasan Cevat buraya gömülmeli. Onun yeri burası. Selma: ...Ayça hanım, Hasan Cevat burada değil benim kasabamda mutlu idi. Ayrıca noterden tasdikli vekaletnamesi var. Ayça: ... Sadece vasiyet mi? Siz bunu sadece vasiyet etti diye mi götürmek istiyorsunuz? Lal: ... Anne ben babamın nerede huzur bulduysa oraya gömülmesini istiyorum. Muhammet: ... Babam buraya gömülmeli. Bende annem gibi düşünüyorum. Deniz: ... Yeter bırakın tartışmayı eğer Hasan Cevat’ı geriye kalan bir miras olarak düşünüyorsanız bu akşam bizde toplanalım. Selma sen de dedeni getir bir büyük olarak başımızda bulunsun bir yerde fikir birliğine varırız. Nihayet Hasan Cevat’ımı Ameliyathaneden çıkarttıklarında vasiyetinin bir kısmı yerine getirilmiş ve başka hastalara hayat verecek organları alınmış olarak sedyede yatıyordu. Gözüm hiç kimseyi görmüyordu artık. Kendimi tutacak halim kalmadı. Gözlerimden sicim gibi yaşlar akarken tuttuğum elini öpü-yordum. Veda’nın da hıçkıra,hıçkıra ağladığını duydum. Himmet Dayının omuzu ma elini koymasıyla kendime geldim. Kenara çekildim. Gördüğüm şey içler acısıydı.Taş yürekler parçalanmış ve gerçek yüzleri ortaya çıkmıştı. Ağlayın şimdi bel ki geri getirirsiniz. Veda’dan böyle bir tepki beklemiyordum doğrusu. O adama çok çektirmişti ama,Şimdi bütün kalkanları inmiş korumasız bir kızdı. Ona birden kanım ısındı. Büyük bir ihtimalle onunda kanı bana ısınmıştır. Şartlar ne olursa olsun onu kasabaya götüreceğim. Allah’ım şimdi bana yardım et. Çok çaresizim. BEN HASAN CEVAT KARTAL. YENİ YOLUMDA İLERLEMEYE BAŞLADIM. HEP KIYIDA BEKLEYECEĞİM SEVGİLİM. SEN GELİNCEYE KADAR. BURADA BENİM GİBİ BEKLEYEN O KADAR ÇOK İNSAN VAR Kİ, ANCAK EŞLERİ GELDİKTEN SONRA EL ELE BİLİNMEZE DOĞRU YOLCU-LUKLARI BAŞLIYOR. VE BENİM EŞİM SENSİN VEDA ARASIL KARTAL. ARTIK HİÇ BİR SATIRIMDA AH BE CANIMIN İÇİ DEMEYECEĞİM GİDİYORUM İŞTE DÖNÜŞÜM YOK VERECEK HESABIM MI KALMIŞ ONA BUNA, BİR TEK SENLE VEDA’LAŞMAKTAN BAŞKA. Tuğrul Ahmet PEKEL / Devam Edecek.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © TuğrulPekel, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |