"Bazen bir mısra yaşamı değiştirir." -Kafka |
|
||||||||||
|
1. Anadolu’dan gelen bir sanatçı olarak resimlerinizde geldiğiniz yerin, içinde yaşadığınız çevrenin doğal ve sosyal yanlarını konu alarak seçiyorsunuz. Bu çalışmalar sırasında neler hissediyorsunuz? “Resimlerimde Anadolu insanının çilesini, derdini, umudunu, beklentisini gündelik yaşam içinde anlatmaya çalışıyorum. Tabi ki zaman zaman ele aldığım konular benim yaşadığım çevreden halk yaşantıları olduğu için anıları gözümde tekrar yaşama imkanı buluyorum.” 2. Batı betonlaşma ve mekanikleşmeden kurtulmaya çalışırken bizde batının kaçtığı hayata doğru yönelişten söz etmek mümkün. Siz ise geleneksel yaşam tarzını yaşatmaya çalışıyorsunuz. Sanatınızın kalıcı ve tutarlı olmasında böyle bir neden aranabilir mi? “Tüm Dünya sanatları incelediğinde, gelenekçi ressamların kendi milletlerinin kültürlerini ne pahasına olursa olsun yaşatma telaşı ve amacı içinde oldukları görülecektir. Bu ressamlar geleneği ata yadigarı yada bir eşya parçasından çok daha ilerde kabul etmektedirler. Yaşam tarzları günümüz standartlarında fakat hayata bakış amaçları “kültür mirası” düzeyinde olduğu için toplumun değer yargılarını üst düzeyde tutan çalışmalar üretmektedirler. Bütün sanatkarların modern sanatı kabul etmeleri aynı dünya görüşünü benimsemeleri anlamına gelmektedir. Bu da mümkün olamayacağı için ister modern ister geleneksel sanatı benimsemiş olsunlar temel amaç Türk Sanatını ileri götürmek ve tavizsiz sanat üretmek olmalıdır.” 3. Figür ve motiflerinizde abartısız ve insan hayatını saf ve çileli duruşlarını sergiliyorsunuz. Çalışmalarınız “Anadoluluk” olarak yorumlanabilir mi? “Çalışmalarımın temel felsefesi, Türk insanı ve yaşamı üzerine kurulmuş geniş bir dünyadır. Bunun için Türk Dünyasının bütün coğrafyalarında bulundum. Kırgızlar, Özbekler, Tatarlar, bütün Türk halklarından portre ve figüratif çalışmalar yaptım. Anadolu’nun çeşitli illerinde bu eserleri sergiledim. Anadolu insanı ve Türk Dünyası’nın diğer toplum yaşantılarını bu sergilerde bir araya getirdim. Anadolu Türk Dünyasının kalbidir. Anadolu’ya hayran olmamak Türk sanatçısı için mümkün değildir.” 4. Anadolu insanını anlatırken sert ve dinamik fırça darbelerini; kırmızı-beyaz renklerin ağırlığı ve İstiklal Savaşı tabloları… Sanat anlayışınızdaki millilik bir Türkiye sevdası olarak yorumlanabilir mi? “Kırmızı beyaz Türk insanının milli değeri, Bayrak rengidir. Her sanatçının belirli dönemlerde farklı üslup biçimleri denediği görülmüştür. Örnek vermek gerekirse Picasso’nun “Mavi Dönemi” gibi.. Bende savaş konulu ve diğer özgün çalışmalarda bir dönem kırmızı renk ve tonlarında resimler yapmıştım. Türk Sanatçısı olarak yaşanan güncel olayları her birey gibi bende takip ediyorum. Kaynayan Ortadoğu ve iç karışıklıklar beni gelecekle ilgili oldukça düşündürüyor. Birlik ve beraberliğin herkese faydalı olacağı inancındayım…” 5.Değişik akımların denendiği ve farklılıkların arandığı Türk sanatçılarının içinde Türk karakterine uygun tablolar üretiyorsunuz; Bu hal içinde etkilendiğiniz veya sizden etkilenen sanatçılar var mı? “Sanat dünyasına her gün ve her saniye eser kazandırılıyor. Değişime, yeniliklere her zaman açık bir görüş benimsesem de uygulama yönünde kendi üslubumun dışına çıkmayı beceremiyorum. Beğendiğim sanatçılar var tabi..” 6. Sadece topluma bağlı kalmayıp Türk cumhuriyetlerine de yönelik çalışmalarınız var. Bu duyarlılığı neye bağlıyorsunuz? “Her milletin kültürüne sahip çıkan sanatçıları mevcuttur. Bende bir Türk sanatçısı olarak tüm Türk halklarını benimseyerek hepsinin değerlerine sahip çıkmayı yaşam biçimi haline getirdim. Cengiz Han’dan Atatürk’e, Farabi’den Yunus Emre’ye, Ahmet Yesevi’den Mevlana’ya hepsi bizim tarihimizin en büyük şahsiyetleridir. Türk Dünyası geniş bir coğrafyadır. Tarihi ve bu geniş coğrafyayı daraltmanın kimseye bir faydası olamaz.” 7. Günlük hayattan, kurtuluş savasından, Türk Dünyasından ve tarihi eserleri yansıtıcı örnekler genel olarak çalışmalarını oluşturmaktadır. İçte ve dışta eleştirisel bir bakışla bu durum nasıl karşılanmaktadır? “Sanat çevrelerinden ve halktan ilgi ile karşılanan büyük ebatlı çalışmalarla Türk savaşları ve şanlı tarihimizi anlatan yapıtlar meydana getirdim. Yüzlerce kişi bu eserlerin orijinallerini yakından izleme fırsatı buldu. Çoğunlukla okullardan öğrenciler bu çalışmaları gezdiler. Yapıtların kartpostallarını aldılar. Önemli olan, halkın bu çalışmalarda anlatılan düşünceleri benimsemesi ve etkilenmesidir.” 8. Son yıllarda, özellikle kurtuluş savaşına yönelik çalışmalar yapıyorsunuz ve sürekli üretiyorsunuz. Türk resminde Türk tarihinin yeterli düzeyde işlendiğine inanıyor musunuz? “Sosyal bilgiler ve tarih alanında son yıllarda son derece önemli gelişmeler oldu. Türk ressamları defalarca bu konuları işlediler. Fakat günümüzde yeteri kadar veya ciddi manada işlenmediği kanısındayım. Ünlü ressam Prof. Aydın Ayan’ın Afyon’a hazırladığı savaş konulu resimleri inceledim. Ayrıca Güzel Sanatlar Eski Genel Müdürü Mehmet Özel Beyefendinin Anıtkabir Müzesi için hazırlattığı savaş resimleri olaya en ciddi biçimde yaklaşılan çalışmalardı. Ancak bu çalışmalar Belediye ya da Devlet tarafından desteklenen çalışmalardı. Biz bu yola çıkarken hiçbir kurumdan destek almadık. Resimleri ortaya koyduk. Ve sonra yetkililer ilgilenme eğilimi gösterdi, bunun akabinde ilk olarak Konya Devlet Güzel Sanatlar Galerisi daha sonra Selçuk Üniversitesi S.Demirel Kültür Merkezi’nde sergiledik. Sonra Kültür Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü çalışmalarla ilgilendi ve bu sergiyi Çanakkale’de açtık. Sonrada Keçiören Belediyesi Estergon Türk Kültür Merkezi’nde sergiledik. Halk bu tür çalışmaları görmekten büyük heyecan duyuyor. Bu heyecan sürdükçe bu tür konuları işlemeye devam edeceğim. İleriye dönük daha büyük projelerimiz var…” 9. Biraz da başarılarınızdan söz eder misiniz? Yurt içinde ve yurt dışında aldığınız ödüllerden bahseder misiniz? “Yurt içinde ve dışında çeşitli yarışmalarda On yedi öldüm aldım.” 10. Bu yıl itibariyle sanatta kaçıncı yılınız ve bugüne kadar kaç sergi açtınız? “Sanatta otuzuncu yılımı geride bıraktım. Ama yeni başlamış gibi çalışmanın başına oturduğum zaman her gün aynı heyecanı yaşıyorum.” 11.Türkiye’deki sergiler hakkında neler düşünüyorsunuz? Sanatsal faaliyetleri yeterli görüyor musunuz? “Türkiye’de sanat alanında büyük bir hızla gelişme yaşandığı açıkça görülmektedir. Bunu Güzel Sanat Eğitimi veren kurumların artmasına bağlıyorum. Sanatı tüketen kişi sayısında her geçen gün artış görülmektedir. Sanatsal faaliyetlerin kalitesi arttıkça izleyicisi de artacaktır.” 13. Sergi açılışlarında tanınmış sanatçıların da farklı yöntemlere başvurulduğu gözleniyor. Mesela: Nuri İyem’in bir sergisi kurdele yerine kapıya gerilen bir balık ağının kesilmesiyle açılmıştı. Bu tür yaklaşımları nasıl karşılıyorsunuz? “Popüler kültür ve medya hızla büyümekte ve insanlar aykırı şeyleri daha çok benimsemektedirler. Sanatçılar toplumdan farklı bir konumda yada aynı konumda kendilerini hissedebilirler. Bu tür organizeleri diğer sanat türlerinde de görmek mümkündür. Resim sanatı içinde yapılan bu tarz değişikleri diğer sanat türlerinde olduğu gibi normal karşılıyorum.” 15. GESAM adında bir meslek birliğinin kurucu üyesisiniz. Türk resim sanatında böyle bir meslek birliği kurarak neyi amaçladınız? “(GESAM) Güzel sanat eseri sahipleri meslek birliğidir. Sanatçıların fikri hakları ve telif haklarının savunucusu görevini bugüne kadar başarıyla üstlenmiştir. Bugünden sonrada üstlenmeye devam edecektir. Plastik sanatlar alanında bu konuda bir boşluk vardı. Hazırlamış olduğumuz program dahilinde bu kuruma hayat verdik. Ayrıca GESAM cumartesi sohbetleri, resim kursları, kültür araştırma gezileri, sergiler, paneller, konferanslar düzenleyerek sanat alanında önemli bir misyona sahiptir.” 16. Otuz yılı aşan sanat hayatınızda dünden bugüne baktığınızda Türk resim sanatının geleceği için düşünceleriniz nelerdir? “Türk resim sanatı ileriye dönük Dünya sanatları içinde önemli bir yere gelecektir. Türk sanatçısı aklını ve mantığıyla yoğurduğu çalışmaları yapmaya devam edecektir. Bunu başarılı örneklerini görmekteyiz. Zaten çok önemli bir miras devraldık. Daha iyi bir miras gelecek nesillere devretme zorunluluğumuz vardır.” 17. Edebiyat alanında hırsızlık ve taklide çokça rastlanmaktadır; sizin eserlerinizin veya üslubunuzun taklit edildiği hiç olduğu mu? “Tabii ki zaman zaman yarışmalı sergilerde ve hatta uluslar arası sanat Bienallerinde bile görmekteyim. Ama bugüne kadar neden böyle yaptınız deme gereğini hiç duymadım. Özellikle resimlerimi kitap kapaklarında, kitaplarda ve dergilerde görmekteyim. Beni üzen çalışmalarımın izinsiz kullanılması değil isim belirtilmemesidir. Sonuçta toplum için yaptığınız eserlerin emek harcadığınız çalışmaların isimsiz kullanılması her sanatçıyı üzer.” 18.Sanatta ulaşmak istediğiniz belli bir hedefiniz ve geleceğe yönelik projeleriniz var mı? “Sanat bir sanatçı için yaşam boyu devam eden üretim sürecidir. Bitiremediğim o kadar çok çalışma varken hedefleri düşünemiyorum. Ama geleceğe dönük sanatsal ciddi projelerim var. Bunun için biraz zaman gerekli, projeleri gerçekleştirmek için alt yapı çalışmaları da yapıyorum. Özellikle araştırma kısmına geniş zaman ayırmak gerekiyor. Sergilerden fırsat buldukça çalışıyorum. Mesela Destanlaşan Çanakkale konulu sergi için sadece araştırma süresi üç yılımızı aldı.” İlgi ve alakanıza teşekkür ederim.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © OSMAN AYTEKİN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |